YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

İKÖ nereden nereye?

İslam Konferansı Örgütü Liderler Zirvesi Mescid-i Aksa'nın gölgesinde toplandı. Tıpkı bu örgütün kurulmasına neden olan 1969'daki Mescid-i Aksa'yı yakma girişiminde olduğu gibi.

Aradan geçen 31 yıl içinde İslam Konferansı'nın üye sayısının 56'ya ulaşmasına rağmen kuruluşuna neden olan Filistin ve Kudüs konusundaki ortak hassasiyeti sorgulanır hale gelmiştir. İslam Konferansı'nın zaman içinde bağımsızlık kazananlar ve yeni katılanlarla sayısı artmış, ekonomik ve siyasi olarak dünya dengeleri üzerinde daha iyi bir yere gelmiş olmasına rağmen ortak politika üretme konusunda çok daha parçalı bir görüntü sergilemektedir.

Bunun en somut örneği daha konferans başlamadan önce yaşanan krizde gözlemlendi. Konferansa ev sahipliği yapan Katar'ın İsrail ticaret temsilciliğini kapatmamak istemesi üzerine İran, S. Arabistan gibi ülkeler konferansı boykot etme tehdidinde bulundular. Bunun üzerine Katar, İsrail ticaret bürosunu kapatma kararı almak zorunda kaldı.

Kudüs ve Filistin konusunda yine ateşli söylevler verilecek ama somut adım atmaya gelince her ülke yine kendi bildiği yolda devam edecek. İsrail konusunda en radikal tavır alması beklenen ülkelerin bile daha tedbirli bir dil kullanmayı tercih ettiği gözden kaçmamaktadır. Bu durum Soğuk Savaş döneminin sona ermesi, yeni dengelerin oluşmasıyla doğrudan ilişkili olsa da bunun barış sürecinin İKÖ zirvesine doğrudan yansıyan bir sonucu olarak değerlendirmelidir. İsrail hemen hiçbir şey vermeden bölgede meşruiyetini kazanmış, Müslüman ülkeler tarafından tanınmış ve tüm kapılar ardına kadar açılmış bulunuyor.

Barış süreci somut olarak Filistinliler'e hiçbir kazanım getirmese de İsrail adına çok şey kazandırdığı buradaki yansımalarından anlaşılıyor. Türkiye bile Filistin konusunda eskisi gibi konuşamıyor. İsrail'in cinayetleri kınanırken stratejik işbirliği yapan bir partner olarak konferansta temsil edildiğimiz bir gerçek. Oysa aynı Türkiye, Mescid-i Aksa'nın yakılma girişimi üzerine toplanan İslam Konferansı'nın kurucu üyelerinden biri olarak aktif misyon yüklenmişti.

Filistin heyetinin, Türkiye'nin gizli barış planını Ortadoğu denklemi içinde nereye oturtacağını, ne kadar etkisinin olacağı ve hepsinden önemlisi kimin işine yarayacağını merakla bekliyoruz. Ne Demirel'in arabulucu heyet içinde olması ne de Türkiye'nin İsrail'le ileri düzeyde ilişki kurması Ortadoğu'da olması gereken yerine işaret etmektedir.

Diğer taraftan İsrail'e karşı ilginç bir ittifak da gözden kaçmıyor. Birbiriyle savaşmış İran, Irak ve Suudi Arabistan, İsrail'e karşı daha sert önlemler alınmasını savunan ülkelerin başında geliyor. Türkiye, Mısır ve Ürdün ise İsrail'i küstürmeden barışçı yollarla çözüm bulunmasından yana tavır alıyorlar.

Ancak bu konuda en radikal söyleme sahip İran'ın bile eleştirilerini çok daha rasyonel bir diplomatik dille ifade etmeye özen gösterdiğini Hatemi'nin konuşmasının satır aralarından çıkarmak mümkün. Devrimci İran'ın, Humeyni İranı'nın yerine, rasyonel dış politika yürüten Müslüman bir ulus devlet var artık.

Bugün açıklanacak sonuç bildirgesinde, daha önce dışişleri bakanlarının üzerinde çalıştığı sonuç bildirisinde İsrail'le tüm ilişkilerin kesilmesi tarzındaki sonuç bildirisinin yumuşatılarak çıkması sürpriz sayılmamalı. İsrail İKÖ içinde, örneğin Orta Asya ve bazı Afrika ülkeleri ile, açıkça taraftar olmasa bile sert retoriğe karşı duracak, lobi işlevi görecek etkiyi/ilişkiyi oluşturmuş görünüyor. Barış sürecinin bu açıdan Filistin'den çok İsrail tarafının işine yaradığını kimse inkar edemez.

Sonuç, yine çok şey söylenip eylem planında çok az şey yapılacak. Bazı zengin Arap ülkeleri belki kesenin ağzını açarak Filistin ve Kudüs için bir şeyler yapmış olmanın huzuru içinde ülkelerine dönecek. Sonra bildiriler yayınlanacak.

Diğer tarafta Gazze'de, Batı Şeria'da, Kudüs sokaklarında çocuklar kurşunlanmaya devam edecek. Türk semalarında İsrail jetleri eğitim uçuşu yapmaya devam edecek. Biz de Demirel'i araştırma için Filistin'e göndermenin gururunu yaşayacağız.


14 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Akif Emre

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...