YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den
Dizi...

  Arşivden Arama


Ünlüler de çalıyor

En masum hırsızlığın kitap hırsızlığı olduğu söylenir. Kimi bunu hep yapar ve övünür, kimi de beceremez ve utanır. Bu konuda bir fetva var mıdır bilinmez ama, genelde herkes hoşgörür.

Bankaları hortumlayarak milletin milyonlarca dolarını çalanların elini kolunu sallayarak dolaştığı, baklava çalanların ise yıllarca hapis yattığı Türkiye'de öyle bir hırsızlık olayı daha var ki, kimse bu konuda ne diyeceğini tam olarak bilemiyor. Dahası ufak tefek çekinceleri saymazsak genel "kabul" de görüyor.

Kitap hırsızlığından sözediyoruz...

Diğer kitap fuarlarında olduğu gibi TÜYAP 19. İstanbul Kitap Fuarı boyunca da kitap hırsızları "iş" başındaydı. Bir tarafta fiyatları gerekçe gösterip okuma ihtiyacını standlara sızarak gidermeye çalışan kitap fareleri, diğer tarafta yayıncı, yazar ve de durumu hiç iyi olmayan küçük esnaf... Yazarların hemen hepsi "okumak için çalınıyorsa" şartını öne sürerek kitap hırsızlığını anlayışla karşılarken, kitap çalmayı yasal ve insani bulanından çaldığı kitapla övüne, hayatı boyunca kitap çalma hevesi kursağında kalanına kadar değişik görüş var.

Okuyana helal olsun

Kitap çalmayı tasvip eden gazeteci-yazar Mine G. Kırıkkanat, gögsünü gere gere "ben de çaldım" diyor. Kitapları en çok satan yazarlardan Cezmi Ersöz ise bu konuda emeline ulaşmak için yeterli cesareti gösteremeyenlerden. Bu eylemin zaman zaman övünç kaynağı olarak gösterildiğinin altını çizen Ersöz, nedense bir türlü bu zevke erişemediğini söylüyor. Ersöz, "Bir gün çok sevdiğim şiir kitabını tam çalıyordum. Standda duran şahıs beni tanıdı ve gelip kitabı hediye etti. Yani yine başaramadım" diyor. Yazar Selim İleri de kitap hırsızlığını iyi huylu bir hırsızlık olarak nitelendirenlerden. "Kitap çalmak elbette hırsızlıktır" diyen İleri, şunu da eklemeden edemiyor: "Ancak sevabı olan bir hırsızlıktır."

Siyasetçi Hasan Celal Güzel'in ise bu konudaki fikri bir hayli ilginç. Kendisinin hiç kitap çalmadığını ifade eden Güzel, "Okuyorsa helal olsun!" diyor. Kitaba para ayırmanın mümkün olduğunu söyleyen Prof. Orhan Kural ise çalmaya makul bir gerekçe bulunması gerektiğini düşünüyor. Kural bu arada, ABD'de okuduğu sırada oldukça pahalı ve lazım olan bir kitabı çalmak için uğraşmış ancak bir türlü emeline ulaşamamış. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ise bu konudaki görüşünü "emek" ve "hak" kavramlarıyla açıklıyor.

Yayınevleri ne diyor?

Diğer yıllara oranla hem hırsızlığın hem de genel olarak kitap satışının az olduğu TÜYAP'ta, bazı yayınevleri hırsızlığın önüne geçebilmek için stanlarının önüne özel güvenlik elemanları dikmiş. Hırsızlığın en çok yaşandığı Can Yayınları standının etrafında kuş uçurtmayan güvenlikçilere rağmen yine en fazla hırsızlık hâlâ bu yayınevinde yaşanıyor. Can Yayınları'nın Genel Yayın Yönetmeni İlknur Özdemir, "Yakaladığımızda nazikçe 'ödemeyi unuttunuz' diyoruz. O da ya kitabı bırakıyor ya da ödemeyi yapıyor" diyor. Ancak buna rağmen hırsızlığın önüne bir türlü geçemeyen stand sahipleri yeni çözüm arayışına girmişler.

İletişim Yayınları'nda görevli Derya Beyazteke, standlara alarm takılması gerektiğini belirtiyor. Beyazteke'ye göre hem tek tek etiketler şeklinde kitaplara takılan ve standın üzerinde başka bir üniteyle bağlanan bir alarım sistemi kitabın kasaya uğramadan dışarı çıkmasına engel olabilecek. Alarm "en güzel suç" olarak kabul edilen kitap hırsızlığını sona erdirir mi bilinmez ama, etiketlerin üzerinde el yakan fiyatlar durdukça, kitap hırsızlığının da devam edeceği kesin görünüyor.

Mucip DENİZ


Kağıda basmak için tıklayın.

Özdemir: Kültürde iddialıyız İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü Cengiz Özdemir, devletin bile altından kalkamayacağ projelere imza attıklarını belirterek, "Kültür işinde iddialıyız" diyor.
Nemrut'a ne olacak?
Adıyaman Valisi Halil Işık, Kahta ilçesindeki Nemrut Dağı'nda bulunan ve "Dünyanın 8. harikası" olarak tanımlanan Kommagene Krallığı döneminden kalma eserlerin kurtarılıp korunması için çok konuşulduğunu, ancak ciddi bir adım atılmadığını iddia etti. Işık, "dünyada güneşin doğuşu ve batışının en iyi izlendiği yer" olarak bilinen Nemrut Dağı'nın 2 bin 150 metrelik doruğunda bulunan dev tanrı heykellerinin, dünyada benzerinin olmadığını kaydetti. Nemrut'taki eserlerin çok konuşulduğunu, yazıldığını, ancak ciddi bir adım atılmadığını belirten Işık, "Nemrut'ta bulunan ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan tarihi eserlerin bir an önce bilimsel yöntemlerle korunması ve restore edilmesi gerekiyor" dedi. Işık, Nemrut ve çevresinde ören yerleri için, turizm sezonu öncesinde çalışma yapılması gerektiğini ifade etti.


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...