|
Scala suçlu değil
Beşiktaş güçlü değil
Siz şimdi diyeceksiniz ki: Madem Beşiktaş güçlü değil, o zaman nasıl lider oldu? Sabredin efendim anlatacağım.
Edebiyatın kaale alındığı, edebî tartışmaların bayağı ilgi çektiği bir dönemde eleştirmen Fethi Naci şöyle bir söz söyledi:
"Türkiye'de ne kadar futbol varsa o kadar da roman vardır."
Vay sen misin bunu diyen, romancılar başkaldırdı, tartışma aylarca sürdü.
Fethi Naci bu tezi şu çerçevede ileri sürüyordu: Kendi aramızda yaptığımız değerlendirmeler kandırıcı olabilir; romancılarımız dünyaya açılmalı, dünya romanı ile boy ölçüşmeli, o zaman gerçek ortaya çıkar.
O yıllarda futbol takımlarımız Avrupa'da hiçbir varlık gösteremiyorlardı.
Galatasaray bu tabloyu bir istisna olarak bozdu. Çıtayı yükseltti.
Biz bunu Beşiktaş'tan da umabiliriz.
Ama vaktin henüz erken olduğu Beşiktaş'ın Avrupa kupa macerasında anlaşıldı.
Bunda Scala'nın suçu yok. Çünkü takım o sahalarda varlık gösterecek güçten yoksun. Üstelik çok da şanssız bir guruba düşmüştü, bir çuval gol yiyip ülkesine döndü. Ve ayağının tozu ile (aslında yüklendiği eziklik demeliydik) Samsun deplasmanına çıktı. Samsun'u yendi ve lider oldu. Ama Scala bu maç için de şunları söyledi: Evet saha ağırdı, rakip dişliydi, biz iyiydik ama takım bir yerden sonra yorgun olduğunu belli etti. Yorgun kelimesini kibarlık olsun diye söylüyor; bunun mânası güçsüzlüktür. Peki bu güçsüzlüğün müsebbibi kendisi değil mi?
Hayır. Bu güçsüzlük bütün mânaları ile (yani ülkemizdeki genel futbol kalitesinin bütün ölçüleri) ötedenberi süregelen bir vakıadır. Ve elbette hocalara düşen bu engelin aşılmasıdır. Scala da eğer görevine bihakkın devam etme fırsatını bulursa (uzun bir zaman içinde bile olsa) bu meselenin hakkından gelecektir. Elinde genç ve tecrübesiz bir kadro var. Hemen herkes birkaç adama ihtiyacı olduğunu söylüyor. Bunları bulacak, bulmalı. Fatih Terim nasıl adı olmayan, takımın başına geldiğinde satış listesine konulmuş adamlardan (Küçük Hakan, Okan, Ümit, Suat vb) güçlü bir takım oluşturdu ise Scala da bunu yapmaya mecbur. O zaman (belki seneye) Beşiktaş da Avrupa'ya çıktığında rakiplerine kök söktüren bir takım olur; bu istidat bu takımda, bu yönetimde ve bu hocada var.
Beşiktaş'ın ayrıca şampiyonluğu kovalayan diğer takımlara karşı bir de fikstür avantajı bulunuyor, bunu değerlendirmeli.
Fenerbahçe için Denizli ve Ankaragücü maçlarına boşverin, siz asıl peşpeşe gelecek Antep, Trabzon ve Galatasaray maçlarına bakın demiştik. Eh Antep'te olanlar oldu. Kalan iki maç da kaybedilirse Denizli'nin Fener macerası sona erebilir.
mkutlu@yenisafak.com
14 KASIM 2000
|