YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Andıç'ın izi üzerinde...

Belleklerine fazla yüklenilmesini istemeyen okurlar haklı... "Andıç sadece yazılmakla kalmadı, uygulandı da" denildiğinde ispatlamanızı bekliyor... Hem zaten mesleğimizin temel ilkesi olan 'fikri takip' de bunu gerektirmiyor mu?

'Andıç', bir 'güçlü eylem planı', belli bir konuda bir dizi eyleme girişilmesini öngören bir metin... "Konu" denilip üstüste iki nokta konularak, amaç, daha en başta, şöyle açıklanıyor: "TSK'nın başarılı bir operasyon ile yakalanan PKK'nın üst düzey teröristlerinden biri olan Şemdin Sakık'ın sorgulanması sonucu alınan ifadelerin, psikolojik harekât ve basın uygulamaları açısından değerlendirilmesi maksadıyla; ilgili (a) emirle çalışma grubu teşkil edilmiş ve bu grup tarafından uygulama zamanlarını ihtiva eden bir eylem planı hazırlanmıştır."

Org. Çevik Bir'in onayıyla oluşturulan 'çalışma grubu' bir dizi 'eylem' teklifi tasarlamış. Amaç, Şemdin Sakık gibi adı duyulmuş bir PKK'lının yakalanmasından yararlanarak bazı kişi, kurum ve kuruluşa göz dağı vermek, bazılarını yıpratmak ya, bunun nasıl yapılacağını belirlemiş çalışma grubu. Neredeyse her teklif 'medya' irtibatlı… Bir çok teklifin 'yöntem' bölümünde, "Etkin köşe yazarlarından seçilen birine bu bilgilerin aktarılıp konuyla ilgili yazı yazmasının sağlanması" veya "Etkin gazeteler ve televizyon kanallarına aktarılacak bilgilerle yıpratıcı yayın yapılmasının sağlanması" ayrıntısı yer alıyor…

Okurların, günlerdir, "Kimler ne yazmış, o 'etkin' köşe yazarı kimmiş, hangi televizyonlara, hangi gazetelere o bilgiler aktarılmış?" diye sorup durduğu da bu zaten… Okur, 'Andıç' denilen belgenin gerçekten uygulamaya konulup konulmadığından emin olmak istiyor…

O halde arşivlere dalıp belgenin 'icra zamanı' olarak belirlediği günlerde gazetelere ve köşelere bir göz atalım. Atalım da, hangi gazete, hangi köşe kendisini böylesine 'ulvi' bir maksada teslim etmiş görelim…

Arşiv şunu gösteriyor: "Etkin gazeteler" denildiğinde akla ilk gelen ülkemizin en çok satan gazeteleri olmuş: Hürriyet ve Sabah… Her ikisi de, 25 Nisan 1998 günü, bugün 'dezenformasyon ürünü' olduğunu bildiğimiz (kendileri muhtemelen o gün de biliyorlardı), Sakık'ın dehşet verici 'itirafları' ile donanmış birinci sayfalarla çıkmışlar…

Özel çalışma grubunun "Bunu tek bir yazara verelim" deyince meramlarının hangi kalemşor olduğunu düşünmüştünüz? Hayır, arşiv adları ilk akla gelen yazarların, hiç değilse özel çalışma grubu tarafından, 'etkin' olarak görülmediklerini gösteriyor… İlk gün, Emin Çölaşan da Fatih Altaylı da sütunlarını bambaşka konulara ayırmışlar. Çölaşan kendisine yöneltilen havadan sudan sorulara cevap arıyor yazısında, Altaylı ise "Ekimde Fazilet iktidar" öngörüsünde bulunuyor… O günün gazetelerinde Şemdin Sakık'ın itirafları konusuna ayrılmış tek bir sütun var: Oktay Ekşi'nin sütunu… Basın Konseyi başkanı da olan Hürriyet başyazarı, "Alçakları tanıyalım" başlığı altında 'etkin' bir gazetecilik yapmış o gün… 'Alçaklar' dediği PKK ile irtibatlı olduğu iddia edilen tiplerle mukayese ettiğinde Şemdin Sakık'ı "Nitelikli ve daha saygın" buluyor Oktay Ekşi ve 'alçak' dediklerinin "Kulaklarından tutup adalete gönderilmelerini veya kamuoyuna teşhir edilmelerini" istiyor…

Size ilginç gelecek bir ayrıntı: Fatih Altaylı daha sonraki bir yazısında, M. Ali Birand ve Cengiz Çandar'a yönelik ithamlara kuşkuyla yaklaşıyor, "Bugün gelinen çizgiyi çok doğru bulmuyorum" diyor ve ekliyor: "Bence Sakık'ın ifadesi olduğu ileri sürülen bir şey ortaya atılıyor. Ve burada bir takım isimler kamuoyuna sunuluyor. Neymiş, bunlar PKK'dan maddi menfaat temin ederek PKK lehine yazı yazıyorlarmış.

Ben adı geçenlerden ne Birand'ın, ne de Çandar'ın böyle bir şey yapacağına zerre ihtimal vermiyorum." Daha sonraki bir haberden, 'Andıç' müelliflerinin, onun adını da "PKK işbirlikçileri" arasına yerleştirdiklerini öğreniyoruz; o sebeple DGM'ye de çıktı Altaylı. Emin Çölaşan konuya ertesi gün girebiliyor ancak; yazısının başlığı "Şemdin öterken…"

Bir başka ilginç ayrıntı da şu: Türkiye'nin en çok satan iki gazetesinin manşetinden "PKK işbirlikçisi" olmakla itham edilmiş Cengiz Çandar'a, şimdilerde "En zor gününde biz ona arka çıkmıştık" diye övünen kendi gazetesi yönetiminin, ancak bir kaç satırlık bir notla cevap hakkı kullandırması. Şöyle diyebilmiş Çandar: "NOT: Sayısız vatandaşımızın kanını eline bulamış olan Şemdin Sakık, yayınlanan itiraflarında, onca yıl birlikte iş tuttukları lideri Abdullah Öcalan'a atıf yaparak, benim adımdan da söz etmiş. Savunmasız insanları katlederek şöhret yapan bu gibi kişilerin, muğlak ifadelerin ardına gizlenerek attıkları çamur bana değmez. Şemdin Sakık'a yargı yolu açılmış olduğu için, karanlık niyetlerin gün ışığına çıkacağından eminim."

Görülüyor ki, iki çok satan gazetenin 'dezenformasyon aracı' olarak kullanılabileceği ilk anda aklına gelmemiş Cengiz Çandar'ın; o ithamların Sakık'ın ağzından gerçekten çıktığını sanmış…

Olaya bakıp ilk andan mandepsiye basmayanlar da var; onlarla yarın tanışacaksınız…

Bugünkü sorum şu: "Andıç'ın uygulandığından emin olmak istiyoruz" diyen okurların merakını, belgenin varlığını doğruladığı halde "Hazırlanmış, ama uygulanmamıştır" diye reddeden resmi odaklar nasıl oluyor da paylaşmıyor?


14 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...