Ramazan havaları

Geçen pazar günü Hürriyet gazetesinin içinden "Oypa İyi Haberler" başlıklı bir tanıtım broşürü çıktı. 22 Kasım - 5 Aralık 2000 tarihinin yanında "Sayı: 38" ibaresi var. Demek ki iki haftada bir ve yaklaşık bir buçuk yıldır çıkıyor bu "İyi Haberler".

İlk haber şu: "Oypa Super 30 Kasım'da Bornova'da açılıyor."

İkinci haber: "Ramazan geldi, hoş geldi! Oypa'da her Salı Çarşamba özel indirimler Ramazan boyunca devam ediyor. Bol çeşit, üstün kalite, uygun fiyat, güleryüzlü hizmet her gün OYPA'da."

İkinci sayfada yeşil bir baloncuğun içinde şu iyi haber karşılıyor sizi: "Oypa Ramazan Paketi 8.500.000" Sütten makarnaya on bir çeşit ürünün resimlerini görüyorsunuz. Bunlardan dokuzunda "Oypa" damgası var. Bu damga üretimi de yansıtıyor mu, yoksa yalnızca paketlemeyi mi işaret ediyor, bilmiyorum.

Üçüncü sayfadaki ürünler arasında yer alan "Mısır hurması" ile "Medine hurması" da Ramazan ile bağlantılı olmalı diye düşünüyorum. Son sayfada şu cümle de var: "Fiş ve faturalarımız vergi iadesinde geçerlidir."

Bu cümleyi görünce, Kotarelli'nin kimi gazetelere yansıyan "Vergi iadesi uygulamasına son vermelisiniz!" anlamına gelen talebini hatırlıyorum.

Broşürün birinci ve sekizinci sayfalarında belirtildiğine göre "Oypa bir Oyak iştirakidir." Oyak'ın açılımı, bildiğiniz gibi "Ordu Yardımlaşma Kurumu".

Haftalık dergi Gerçek Hayat 5. sayısında Oyak'ı kapak konusu yapmış. Ragıp Güngör "Oyak / Üniformalı holdingin önlenemeyen yükselişi", Ziya Güler de "Askerlik mesleği siyaset ve esnaflıkla beraber yürümez!" başlıklı yazılarında konuya ilişkin bilgiler vermişler, değerlendirmelerde bulunmuşlar. Ordunun var oluş gerekçeleri, anlamı, görevi, konumu ve onuru açısından son derece önemli ve duyarlı bir konu bu.

Geçen cumartesi Necmettin Turinay'ın yazısı şu cümleyle başlıyordu: "Televizyon ve gazetelerdeki din ticareti de olmasa, Ramazan'ın girmekte olduğuna ilişkin haberlere neredeyse tesâdüf edemeyeceğiz." Doğrusu, bu vurgulu "din ticareti" tabirini biraz yadırgadım. Yeni Şafak başta olmak üzere birçok gazetenin Ramazan vesilesiyle okuyucularına dînî muhtevalı eserler hediye etmeleri ya da satmaları, neden "din ticareti" olsun? On bir ay boyunca dine sövmekten geri durmayan yayın organlarının Ramazan dolayısıyla din sever kesilmelerindeki çelişki ya da tutarsızlıktan söz edilebilir elbette. Fakat o başka bir şeydir.

Oypa İyi Haberler'in Ramazan'a beş gün kala "Ramazan geldi, hoş geldi!" başlığını atması, müşterilerine Ramazan paketi hazırlaması; falan ayranın, filan kolanın reklamlarında Ramazan'a vurgu yapması, "din ticareti" filan değil, düpedüz "ticaret" işidir. Ve modern zamanlarda ticaret ile reklam ayrılmaz bir ikili olmuştur.

Dil notu: Hürriyet gazetesinde "İmsak vakti İstanbul'da 05.26'da sona ererken" denmesi, belki anlaşılabilir ama aynı ifadeyi Zaman gazetesinde görünce şaşırdım. "İmsak" yani "oruç ibadeti", o saatte sona ermiyor, tam tersine başlıyor. İmsak, iftar saatinde sona erer.

Son not: Ramazan'ın hepimize hayırlar getirmesini, verimli geçmesini dilerim.