Şöhretin tadı acı

Dünya sinema sektörünün merkezi sayılan Hollywood'un, şöhretin zirvesindeki starları sanıldığının aksine mutsuz. Onların çoğu sorunlu ailelerde büyümüş ve ölümü tanıyor.

Birçoğumuz sinemadan o filmin oyuncularının etkisinde kalarak ayrılırız. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'deki sinema salonlarında da çoğunlukla Hollywood yapımı filmler ağırlıktadır. Bu da ister istemez onları bizim dünyamıza sokar. Hollywood oyuncuları, aslında sanıldığı kadar şöhretin ve mutluluğun zirvesinde değiller. Onların birçoğu küçükken ya acı bir ölümle karşılaşmışlar, ya da problemli bir ailede büyümüşler. İlgiye ve sevgiye muhtaçken kimi annesi, kimi babası tarafından terkedilmiş.

Okul yerine şöhret

Ani bir çıkış yapan Hollwood'un içine kapanık çocuğu Matt Damon, sinema uğruna öğrenimini yarıda bırakanlardan. Harvard'a üç yıl devam ettikten sonra sürekli A alan Damon, "Rising Sun" adlı televizyon dizisiyle sinema dünyasının büyüsüne kapılır ve dünyada pekçok gencin rüyasını süsleyen Harvard'ı, hiç pişmanlık duymadan bitirmeye bir sene kala terkeder. Gwyneth Kate Paltrov da, oyunculuk kariyeri için okul bırakanlardan. Tarih eğitimini yarıda bırakan eski nişanlısı gibi William Brad Pıtt de sinema kariyeri için okulunu feda etti. Pıtt, Missouri Üniversitesi'nin Reklamcılık Bölümü'nü, okulun bitmesine iki ders kala bıraktı.

Birçoğu problemli büyümüş

1964 yılında Lübnan'da dünyaya gelen Keanu Reeves, doğduktan bir yıl sonra ailesiyle birlikte Avustralya'ya gitmiş. Babası Keanu 2 yaşındayken evi terk etmiş ve Keanu 17 yaşındayken oyuncu olabilmek için okulunu bırakmış. Hollywood'un en narin ve zarif oyuncularından birisi olan Meg Ryan 15 yaşındayken, öğretmen olan annesi evi ve işini terk etmiş. Hollywood'un eğitim durumu en iyi ve en zeki kadın oyuncularından Jodıe Foster 1962 yılında dünyaya gelmiş. O, henüz dünyaya gözlerini açmadan emlakçılık yapan babası sırra kadem basmış. Uyumsuz ve tuhaf tiplerin aktörü Jonny Depp 1963 yılında dört kardeşin en küçüğü olarak Kentucky'da doğmuş. Garson bir annenin ve mühendis bir babanın oğlu olan Depp, yedi yıl boyunca kendisine bir türlü iş bulamayan babasının peşinde ailesiyle birlikte 20'den fazla ev değiştirerek sürekli yer değiştirmiş. O 15 yaşındayken annesi ve babası boşanmış, boşanmanın etkisiyle depresyona giren annesiyle yakından ilgilenen Depp, 16 yaşındayken de okulunu terk etmiş.

Ölüm tanıdıkları olmuş

1997 yılında "Şeytanın Avukatı" adlı gerilim filmiyle ve iki Oscar'lı "Tanrı'nın Eseri Şeytan'ın Parçası"yla sesini duyuran Charlıze Theron 1965 yılında Güney Afrika'nın kuş uçmaz kervan geçmez bir kasabasında doğdu. Alman bir annenin ve Fransız bir babanın tek çocuğu olan Theron, 15 yaşındayken babasını trafik kazasında kaybetti. "Mystic Pizza", "Pretty Woman", "Sleeping With The Enemy", "The Pelican Brief", "Pret-A-Porter", "I Trouble", "Everyone Says I You", "My Best Friends Wedding", "Runaway Bride", "Notting Hill" filmlerinden hepimizin yakından tanıdığı Hollwood'un en pahalı kadın oyuncusu Julıa F. Roberts, 1967 yılında Georgia'nın adı sanı duyulmayan bir kasabasında hayata gözlerini açtı. Dört yaşındayken annesi ve babası ayrılan Roberts, 9 yaşına geldiğinde babasını kanserden kaybetti. "American History X", "Fight Club"fillmleriyle sinemaseverlerin yakından tanıdığı Edward Norton'sa avukat baba ve öğretmen annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Yale'in astronomi bölümünden mezun olan Norton, çok sevdiği annesini beyin kanserinden kaybetti. Mimarlık öğrencisi olarak koleje başlayan ve tiyatro sanatlarından dereceyle mezun olan Samuel Leroy Jacson, 1972 yılından bu yana "Jurassic Park", "Pulp Fiction", "The Long Kiss Goodnight"la adından epeyce bahsettirmişti.Başarılı bir okul geçmişi olan ünlü aktör, 1991 yılında tedavi görene kadar uyuşturucu kullanıyordu.