Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Devletin kafesinde ötmekDevletin, demem odur ki dünya devletinin kafesi altından yapılmıştır. Her ne kadar bu miktarda altını temin edebilmek için dolar başta olmak üzere bol miktarda çeşitli döviz harcanılmışsa da durum madeni bir kafesin kurulduğu merkezdedir. Altın kafeste "İlle vatanım!" diye figân etmek için bülbül olmak lâzım geldiğini herkesin bildiğini tahmin ediyorum. Yine öyle sanıyorum ki ötüp duran bunca kuş arasından bülbülü ayırt etme yolunun gözlerin tüylere takılmasından değil kulakların en etkili nağmeye dikkat kesilmesinden geçtiği herkesin bilgisi dahilindedir. Bülbül dediğimiz gösterişli ve göz alıcı bir kuş sayılmaz. Onun bütün sırrı ortalığa eşsiz nağmeler salmasında ve şakıyışındaki samimiyettedir. Güzel öten kanaryalar da vardır; ama bülbül sesindeki etkileyici tarafın sesi çıkarandaki canhıraş eda olduğunu işin aslını bilenler bilir. Topluca veya tek başlarına kafese konmuş bütün diğer kuşlar çoğulculuk, demokrasi, çağdaşlaşma ve insan(kuş?) hakları, refah ve saadet diye çığırım çığırım çığrışır, çır çır çırpınırken bülbül neden başka bir şey söylemez de "İlle vatanım!" diye feryat eder? Hepsinden daha akıllı, hepsinden daha üstün ahlâklıdır da ondan mı? Değil. Bencilliğinden yapar bunu bülbül. Bilir ki bülbül olmanın değeri ve önemi tabiat içinde barbarca yaşandığı zaman fark edilebiliyor. Ahşap olsun altın olsun bir kafeste bulunduğun zaman hangi nitelikler taşırsan taşı sana nihayet "kafesteki kuş" derler ve senden seni kafese kapatanların öğrettikleri nağmeleri terennüm etmeni isterler. Bülbülün vatanında vaziyet böyle midir? Vatanında acıyla haykırsa bile o ortalığı biricik bülbül olmaktaki üstünlüğün nağmeleriyle inletir. Yani bülbülde vatan özlemini büyüten bu tutku kafeste tutsak bırakılmanın şikâyetine indirgenemez. İşin içinde şahsiyetini savunmak ve karakterini geliştirmek gibi unsurlar vardır. Vatana sahip olmadan ne şahsiyet savunulabilir ne de karakter geliştirmek mümkündür. Bülbüle altın kafesi vatan saymasını teklif etsek mesele çözülmez mi? İşte burada millî devletle dünya devleti arasındaki tercih hakkındaki fikirler devreye giriyor. Dünya devleti herkese, her insana, her kuşa bir altın kafes sunuyor. Hemen veremediyse vaat ediyor. Çoğulculuk, demokrasi, insan ve kuş hakları, GSMH, internet, NASA, genom, ralliler, dudak boyaları vs. yolundan yürüyen her unsurun bir altın kafese kavuşma şansı var. Vatan sahibi olunca ne var peki? Zahmet, alın teri, göz yaşı. Bunlarla birlikte eşsiz güzellikte bir ses! Gerek parlak ve renkli tüyleri olanlar, gerekse parlak ve renkli tüylere kavuşmak isteyenler altın kafesin pekâlâ uygun bir vatan kabul edilebileceği görüşüne rağbet edeceklerdir. Onların girişecekleri ilk işin bülbülü susturmak olduğunu bilmek için âlim olmaya gerek yok.
iozel@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|