YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

TC'ye yönelik sürekli tehditler ve PKK

Güneydoğu ve PKK sorunu son günlerde yine ön plana çıkarılıyor. Başbakan'ın, Diyarbakır'da bölge valileri ile yapacağı toplantıdan yaklaşık 15 gün önce Genelkurmay Başkanlığı, bir grup gazeteci için bölgede iki günlük bir gezi düzenledi.

Son zamanlarda PKK lideri Abdullah Öcalan'ın sağlık koşullarının bozulduğuna ilişkin haberler ortada dolaşıyor.

Türkiye'nin bir süredir, Irak sınırında ve sınır ötesinde PKK'ya karşı operasyon yaptığı haberleri geliyor.

Hizbullah, Batman'daki illegal gizli ordu, Mumcu ve diğer bazı cinayetlerin faillerinin bulunduğu iddiasıyla yapılan 'Umut' Operasyonu, bunların hepsi bitti. Ya da heyecanı bitti.

Farkındaysanız ülkemizde sürekli bir şeyler ortaya çıkıyor, çıkarılıyor.

Tabii somut bir sonuç yok. Ama fiyasko çok...

Yalan yanlış bir yığın haber havalarda uçuşuyor... Sonra bu haberler bir biri peşi sıra bir kenera itiliyor. Yeni haberler, yeni heyecanlar bekleniyor.

Kimilerine göre Türkiye'de birçok şey değişiyor.

Kimilerine göre ise, değişmeyen bir tek şey var, değişen bir çok şeyin yanısıra.

O da, Türkiye'nin düşmanları, potansiyel düşmanları ve çepeçevre kuşatılmış olduğumuz düşman coğrafya.

PKK da bu tehditlerden biri.

Bir süredir uykuya yatırılmıştı. Demokratik cumhuriyet beklentileri içinde sıcak bir tehdit olmadığı söyleniyordu.

Ama öyle değilmiş!..

Bölgeye geziye götürülen ve çoğu askerden fazla askerci olan Mehmetçik gazetecilere söylenen şu olmuş:

"PKK tehlikesi bitti, şimdi kültürel hakları konuşalım, gibisinden laflar etmek hainliktir."

Bazılarını da kendileri yazıyorlar aşka gelip...

"Türkiye'de sivil kurumlar gaflet ve dalalet içinde. PKK her ne kadar sınır ötesine çekildiyse de yine potansiyel bir tehdittir ve her an eylem yapabilir."

Yani gevşemek yok. Çatışmaların bitmiş olması, bölge insanının bir beklenti içine girerek sorunun çözümü için umut içinde olması boşunadır. Onlar kendilerini aldatmaktadır.

Nitekim son günlerde Öcalan'ın sağlık durumunun bozulduğuna, cezaevi şartlarının ağırlaştığına ilişkin haberler de yoğunluk kazanıyor.

PKK yönetimi, bu durumda sesini yükselterek, Öcalan'ın cezaevi koşullarının düzeltilmemesi halinde eyleme geçebilecekleri sinyalini veriyor.

Görüldüğü gibi bütün şartlar PKK tehlikesinin yeniden devam ettmekte olduğunun kanıtlanması için çok uygundur.

Aslında bölgeye giden gazeteciler de görmüşlerdir ki, bölgede PKK eylemi yoktur ama, yine de sınır ötesinde olduğu için PKK bir tehlikedir ve tehlike olarak da kalmaya devam etmelidir.

Tıpkı diğer bazı komşularımız gibi.

Silahları ile birlikte sınır ötesine çekilmesi istenen ve bunu gerçekleştiren PKK, üçe bölünmüş, lojistik ve maddi desteğini büyük ölçüde yitirmiş haliyle, Türkiye için potansiyel bir tehdit olmayı sürdürecektir.

PKK militanlarının da uzun süre boş oturmaları beklenemeyeceğine göre PKK'nın arada Kuzey Irak'taki Kürt güçleriyle çatışması normal olacaktır.

Nitekim gelen son haberler, PKK'nın Talabani güçleri ile çatışmaya giredikleri yolundadır.

Bölgeyi gezen gazeteciler, büyük bir heyecanla sivillerin nasıl bir gaflet uykusu içinde olduklarını yazarlarken, askerlerin bölgenin kalkınması ve yöre halkının devletle, Silahlı Kuvvetler'le bağının güçlenmesi için neler yaptıklarını anlatmaktadırlar.

Anlatırken de kültürel haklar, dil öğrenme hakkı falan gibi sorunları dile getirenlere ağız dolusu küfür etmektedirler.

Onlara göre bölgenin tek sorunu, oradaki gençlerin Türkçe'yi doğru dürüst konuşamıyor oluşlarıdır! Bir de sivil yönetimlerin neden olduğu kahrolası yoksulluk sorunu vardır.

Şimdi böyle bir ikilemde, anlaşılıyor ki, bir yandan PKK, ulusal bir tehdit unsuru olarak varlığını sürdürecek ve her zaman için ön plana çıkartılabilecek bir potansiyel tehdit olarak düşman komşu devletlerle bir mütalaa edilecek.

Aynı zamanda da bölge, sivillerin lakaytlığına bırakılmayacak bir yeniden yapılanmadan geçirilerek, orada yaşayan insanların, 'Kürt kimliği' falan gibi söylemlerden ve heveslerden arındırılması gerekleştirilecek. Herkesin kendisini 'Türkoğlu Türk' hissetmesi için gereken tedbirler alınacak.

Azınlık hakları, kültürel haklar gibi şartlar ileri sürmek isteyen Avrupa Birliği'ne dönülüp, bu şartlarda, bu kadar düşman bir coğrafyada kimsenin böyle bir talebinin olmadığı söylenebilecek.

Bu süreç, Öcalan'ın sağlık durumunun ağırlaşması ya da iyileşmesi durumuna göre daha hızlı olabileceği gibi daha uzun bir zaman dilimine de yayılabilecek.

Bana kalırsa, Türkiye'de yeni bir gündem değişikliği isteyen güçler Öcalan'ın sağlık durumuyla yakından ilgilidirler.

O nedenle, önümüzdeki günlerde bu, 'Öcalan'ın sağlık durumu' meselesine ve PKK'ya dikkat edilmelidir.


31 MAYIS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...