İslamoğlu'nun rüyasına tabir

Rüyanız son günlerde dünyanın dört bir köşesinden gelen yüzlerce rüyadan biri. Hz. Musa'nın rüyanızda söylediği gibi, insanlığın sevgi ve hoşgörüye, huzur ve güven ortamına yaklaştığının belirtileri bunlar. Sevgi ve hoşgörü tüm insanlığın hakkı olduğu için, bu özlemde olan bütün mağdur milletler, sevgi ve kardeşlik düşmanlarını mağlup edecek. (www.tabirci.com)

Darbeci geldi hanıııım

- Pasifik'te neler oluyor Çekirge?

- Bilmiyorum ki Hocam, adalar karman çorman Pasifik'te... Darbe üstüne darbe oluyor.

- Anlat bakalım, detayları alalım.

- Fiji'de darbenin biri bitmeden diğeri başlıyor Hocam. Geçen hafta bir işadamı, darbe yaparak başbakanı devirmiş ve kendisini başbakan ilan etmişti.

- Eee...vet.

- Fiji halkı, daha "Ne oluyoruz yahu"nun cevabını bulup o cevaba ve yeni duruma alışmaya fırsat bulamadan yeni bir darbe daha oldu.

- Bak sen...

- Bu sefer de asker var sahnede. İşadamı olan yeni başbakan da bir anda "eski başbakan" sıfatına sahip oldu. Yönetime silah zoruyla el koyan Genelkurmay Başkanı, "Vene Vidi Fiji" demiş midir bilemiyorum ama, birkaç yüzbin nüfuslu Pasifik adası olan Fiji'de halk şöyle diyor olsa gerek şimdi: "Sıradakiii..."

- Aferin Çekirge. Sen bu işi iyi kapmışsın.

- Sağolun ama Hocam, yine de anlayamadığım taraflar var.

- Sor evladım. Biz burada ne güne duruyoruz?

- Şimdi bu tabloya bakıyorum da aklıma şu soru geliyor: Yani bizim Fiji'den ne farkımız var? Bizde de zırt-pırt darbe oluyor.

- Öyle deme Çekirge. Bizim darbelerimiz o kadar çabuk son bulmuyor. Uzun ömürlü bizimkiler. Nereden baksan, en az on yıl sürüyor.

- Fakat Hocam, sonuç itibariyle darbe darbedir değil mi?

- Evladım öyle deme. Daha yaşın küçük, alışırsın. Hem gelişmeleri takip etmen gerekir. Eskiden darbe sonrasında başbakanı ve birkaç bakanı asardık. Sonradan sadece siyaset yapma yasağı getirir olduk. Bu bile az iş sayılmaz. Ayrıca şu da var ki...

- Hocam lütfen bugünlük bu kadar ders yeter. Gerisini algılamakta zorluk çekebilirim. Başka zaman devam edelim.

İnsan hayatı bu beyler, boru değil

İstanbul'un fethi kutlamaları sırasında ilginç bir olaya şahit olduk.

Tören dolayısıyla trafiğe kapanan caddede ağalar beyler oturmuş, gösterileri seyretmekteyken, bir ambulans sireni duyuluyor.

Caddenin bir ucundan, içinde 'ağır yaralı' birini taşımakta olan ambulansa görevliler yol vermeyince, sağlık ekibi ile polisler arasında tartışma yaşanıyor.

Sonra Vali Erol Çakır izin verince, gösteri yapanların yanından geçip hastaneye ulaşıyor ambulans.

Allahaşkına bu ne biçim iş? Geçmesi için valinin izin mi vermesi gerekiyor? Ya vermezse ne olacak?

Bir insan hayatının, bütün gösterilerden daha değerli, daha önemli olduğunu ne vakit anlayacak bu toprakların insanı?

Militarist kafalı demokratlar

Bu kutlama törenleri bir garip oluyor. Gazete ve televizyonlar haberini verirken, daha 'protokol' kısmında çuvallıyorlar.

Vali, ilk sırada sayılıyor. Ardından ilin ya da ilçenin yüksek rütbeli askeri yer alıyor ve en sonda ise belediye başkanı.

En demokrat, en liberal olduğunu iddia edenler bile, bu sıralamadan şaşmıyor. Halbuki örnek aldıkları ülkelere baksalar, doğrusunu öğrenecekler.

Sıralama şu şekildedir efendiler:

Belediye başkanı, vali, asker.

Çünkü halkın oylarıyla seçtiği belediye başkanı, devletin atadığı validen önce gelir. Kabul etmekte zorlansanız bile, bakın tekrar ediyorum, validen önce gelir.

Yapacağınız sıralama, kafanızın ne ölçüde 'militarist' olduğunun göstergesidir. İster inanın, ister inanmayın.

Meram'da herkesin bir ağacı olacak

Meram (Konya) Belediyesi, evlenecek olan çiftlerin nikahını kıymadan önce, onların birer fidan dikmelerini şart koştu. Ne güzel. Adına "İstikbal Ormanı" dedikleri alana birer fidan dikerek, daha yeşil bir Meram için katkıda bulunacak evlenen herkes.

İyi de, oran çok düşük de olsa boşanmalar görülüyor. O durumda ne yapılacak? Çiftler, diktikleri fidanı gidip sökecekler mi?

Tatlı bir şey

Sendikacı bir arkadaşla Divanyolu'ndan Sultanahmet'e doğru yürüyorduk. "Canım tatlı bir şeyler istiyor" dedi arkadaş. Simitçi, boyacı, mısırcı derken karşıdan gelmekte olan bir salatalık satıcısı iyice yakınlaştı. "Bir salatalık al" dedim, "üzerine de şeker ek."

TİLKİ MASALLARI

Tilkiye sormuşlar "Tavuk yer misin?" Tilki gülmüş; "Devlet Üstün Hizmet Madalyası vermeyecekseniz yemem."

Sezer, İran'a gidecek mi?

Şu saat itibariyle MGK'dan çıkacak kararın ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak, şimdiden rahatlıkla söyleyebiliriz, gitmeyecek.

Tahminimce sebep "siyasî" temele dayanmayacak. Masraf olmasın, tasarruf edelim maksadıyla...

Çağdaş Türkiye

Mehteran Bölüğü'nün orkestra ile aynı anda çaldığı marşı görünce, ister istemez, yani gayri ihtiyari, yani farkında olmadan, yani kendiliğinden dilimden şu sözler döküldü:
-İşte çağdaş Türkiye bu!..

---

---

« Geri Dön