YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Sakarya, gürül gürül akıyor

 
Ankara, ne denli yapay gündemlere kilitlenirse kilitlensin, insanımız, bu yapay gündemlere üzülse bile yine hayatını bildiği gibi sürdürmeye çalışıyor.

 

Türkiye'deki "köşe yazarı" tipi, dünyada eşi benzeri olmayan, tam bize özgü, nevzuhur bir hilkat garibesi tipi.

Köşe yazarı'ndan beklenen şey, Türkiye'de olduğu gibi ahkam üstüne ahkam kesmek, bol keseden atmak, ona buna sataşmak filan değildir. Yaşanan kimi olaylar hakkında uzmanlığını "konuşturarak" yorum ve analiz yapmaktır.

Medya ne "iş"e yarar?

Bizde yorum ve analiz yapabilecek düzeyde köşe yazarı, yok denecek kadar az. Bunun başlıca nedenlerini şöylece özetlemek mümkün:

Her şeyden önce, Türkiye'de analitik düşünce gelişmediği ve yazılı kültür, yazılı kültürün rasyonaliteyi merkeze alan düşünme biçimleri ve zihin kalıpları henüz kök salamadığı için, bizdeki köşe yazarları, toptancıdır, genellemecidir, totalleştiricidir; konjonktüre, duruma veya adamına göre yazıp çiziktirirler.

Bir ikinci nedense, Türkiye'de medya'nın yasama, yargı ve yürütme'den sonra "dördüncü kuvvet" olmaması, aksine zaman zaman yasama, yargı ve yürütme'nin de önüne geçerek "birinci kuvvet" konumuna yükseltilmesidir. Medya'nın birinci kuvvet katına yükseltilmesi, gazetecilerin sahip oldukları olağanüstü yeteneklerin ürünü değil, bizzat yasama, yargı ve yürütme'nin başındaki elitlerin kendi hayali projelerini ve söylemlerini topluma medya yoluyla enjekte etme, dayatma kaygılarının ürünü olarak gerçekleştirilmiş bir şeydir.

Normalde demokratikleşmenin aracı/sı olması gereken kurumlardan biri olan medya, belli güç ve çıkar odaklarının güçlerini ve çıkarlarını pekiştirmekte kullanılan bir tahakküm aracı ve kurumu olarak işlev görmekte ve sahip olduğu güçten ötürü birinci kuvvet katına yükseltilmektedir.

Birkaç ay önce bir okuyucudan ilginç bir mektup almıştım. Medyamızın önde gelen bir "yazar"ına, "ben yazar olmak istiyorum; ne yapmam gerekir?" şeklinde sorduğu soruya "yazar"ımızın "yazar olunmaz, yazar yapılır" şeklinde verdiği cevap okuyucumuzu bir hayli tedirgin etmiş doğal olarak.

Sadece bu anekdot bile Türkiye'de neden halkın duyarlıklarını ve sorunlarını öne çıkaran ve demokratikleşmenin aracı olması gereken bir medya kurumunun inşa edilemediğini ve dolayısıyla gerçek anlamda köşe yazarı tipinin geliştirilemediğini yeteri kadar açıklıyor olsa gerek.

Oysa, Batı'da gazetelerde yazı yazabilmek gerçekten çok zordur. Bir takım ölçütlere, donanımlara sahip olmanız gerekir. O yüzden Batı'da, özellikle de Avrupa gazetelerindeki köşe yazarlarının önemli bir kısmını önde gelen düşünürler oluşturur. Örneğin Jean Baudrillard, Umberto Eco gibi düşünürler, düzenli olarak "köşe yazıları" yazarlar.

Yeni Şafak'ın bu açıdan Türk basınında ayrıcalıklı bir yeri olduğunu söylemek bile gerekmiyor. Gazetenin hemen her sayfasında yazan yetkin kalemler, yazdıkları yazılarla okuyucunun ufkunu açacak yorumlar yapıyor, yeni görüşler ortaya atıyorlar.

Bu sütunda yazmaya başladığımda, dünyada ve Türkiye'de yaşanan olayları, geniş bir entelektüel spektruma oturtarak anlamaya ve anlamlandırmaya çalışacağımı söylemiştim.

Gündemi atlamaksızın ama "belli bir program dahilinde" yazdığım yazıların okuyucu tarafından gereken ilgiyi gördüğü anlaşılıyor. Birkaç aydan bu yana Anadolu'nun çeşitli kentlerinden konferans davetleri alıyorum. Bu davetlerin hepsine yetişebilmem elbette ki bir hayli zor.

Gerek ülkemizde, gerekse dünyada yaşanan hızlı gelişmelerin zaten yeterince karışık olan kafamızı bir kat daha karıştırdığı; bu durumun aydınların kafasını ve duruşlarını da allak bullak etmeye yettiği apaşikar ortada. Böylesi bir ortamda, insanımızın yüzyüze görüşme, konuşma ve fikir alış-verişinde bulunma tekliflerine elbette ki sıcak bakmak gerekiyor. Bu tür teklifleri, zamanım elverdiği ölçüde geri çevirmemeye çalışıyorum.

Sakarya'nın suları...

Çarşamba günü Sakaryada'ydım. Sakarya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencilerinin düzenlediği, "küreselleşme" sorununu masaya yatırdığımız bir toplantıya katıldım. Fen-Edebiyat'ın öğrenci derneğinin başkanı Sabahattin Aydın'ın özenle organize ettiği toplantıya katılanların ezici çoğunluğunu üniversite öğrencileri oluşturdu.

Toplantı'nın gerçekleştiği Abasıyanık Sanat Merkezi, bir kültür sarayı işlevi görüyor. Sinema salonu, sergi salonu, kitapçıları ve küçük mescidi ile Sakaryalı öğrencilerin en önemli uğrak yerlerinden biri.

Gerek öğrenci arkadaşlar, gerekse Belediye'nin Kültür İşleri yöneticileri Faruk Bey ve Reyhan Hanım kentin kültürel ve sanatsal faliyetlere şiddetle ihtiyaç duyduğunu ama üniversitenin ve belediyenin çalışmalarının bu ihtiyacı karşılamaya yetmediğini belirttiler. Ancak Aziz Başkan, modern bir kültür sarayı projesinin birkaç yıl içinde hayata geçirilmesi için şimdiden kolları sıvamış.

Bu arada Sakarya'nın, depremin yaralarını hızla sardığı gözleniyor. Tıpkı diğer Anadolu kentleri gibi Sakarya da dinamik bir kent. Depreme rağmen hayat sürüyor. Ama ülkedeki karabasan havası, Sakarya'da da etkisini gösteriyor olmalı ki, bizim Sakarya'da olduğumuz gün, bir vatandaş Valilik Konağı'nın tepesine çıkmış, intihar girişiminde bulunuyordu.

Ama her şeye rağmen Sakarya'da da, Anadolu kentlerinde olduğu gibi hayat sürüyor: Ankara, ne denli yapay gündemlere kilitlenirse kilitlensin, insanımız, bu yapay gündemlere üzülse bile yine hayatını bildiği gibi sürdürmeye çalışıyor.

Yaşanan acı deneyimler, toplumumuzun dinamizmini engellemek yerine daha bir bileyliyor. Yüzüstü çok sürünse de, konferanstan sonra genç arkadaşlarla yaptığımız beyin fırtınası, Sakarya'nın gürül gürül akmaya devam etme azmi ve cehdinden vazgeçmeye hiç de niyetli olmadığını gösteriyor.


3.NİSAN.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Yusuf KAPLAN

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...