YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Arınç, Çiller, Yılmaz

 
Türkiye, millî bir refleksle ciddi bir devinim içinde. Bize göre asıl burası önemli ve inşaallah Türkiye için hayırlı olacaktır.

 

Bu yazıyı meclisteki anayasa oylamasının sonuçlarını beklemeden yazmak durumundayım. Fakat bu arada Ecevit'in, Çiller'in ve son on-onbeş gün zarfında sırf Fazilet Partisi camiasının değil, neredeyse bütün Türkiye kamuoyunun vicdanı mesâbesine yükselen Bülent Arınç'ın açıklamaları geliyor, birbiri peşisıra.

Böylesine güzel ve selis bir Türkçe ile yapılan konuşmalara meğer ne kadar da hasretmişiz. Bülent Arınç'ın dilinden akan Türkçenin güzelliği sırf telâffuza indirgenemez kuşkusuz. Telâffuz ve düzgün diyalektiğin yanısıra, bu güzel türkçeyi arkadan arkaya besleyen bir başka hususun varlığı dikkatinizi çekiyor mu bilmem?

B. Arınç'a teşekkür

Bu güzel konuşmalardan tezahür eden asıl görünmeyen şey; bir mantık vuzûhu, toplumsal sağduyu ile alâkasını sürekli canlı tutmayı beceren bir aklı selim hali ve vicdanî olmaktan kaynaklanan bir berraklık olmaktadır. Yani Bülent Bey her haliyle inanarak konuşuyor, yaptığı konuşmalar da her bakımdan inandırıcılık tesirleri üretiyor.

Meclis'te yapılan oylamalar, tartışmalar, FP'nin Demirel konusundaki ikircikli tutumu vs Hemen her fırsatta televizyonlar, asla bilinçli ve iradî bir tutumla değil; doğrudan bu mantık vuzûhu ve sorulan her soruya açık, net, berrak ve "ağyârını mâni-efrâdını câmi" cevaplar alabildikleri için, devamlı bu adama başvuruyorlar. O da ıkınıp sıkınmadan, vicdanından gelen bir sesle ve doğru olan ne ise eğip bükmeden onu konuşuyor.

Yani konuşurken birbirine zıt çevre ve imkânları kaale alarak, yarım yamalak imâlarla sağı solu idare etmeye kalkışmıyor. Kuliste bir türlü, medya ve kamuoyu karşısında başka türlü konuşmuyor. Ve dolayısıyla devamlı doğruyu konuşuyor, doğruluk ve vicdanîlik tesirleri üretiyor. Neticede de kamuoyu vicdanında tahminlerin ötesinde tatmin ve sevgi üretiyor. Yani Türkiye kamuoyu Bülent Arınç'la âdeta tatmin buluyor. Sözüme dikkat edin lûtfen, sırf FP kamuoyundan söz etmiyorum. Muhtelif siyasal öbeklerden oluşan bütün Türkiye kamuoyundan söz ediyorum.

Ayrıca öyle tahmin ediyorum, şu anda bir kamuoyu araştırması yapılsa, Bülent Arınç TBMM'nin en güzel konuşan hatibi olarak kabul görecektir. Kuşkusuz politika sırf başarılı bir hitabete indirgenemez. Ama bu vesile ile Manisa'nın bu değerli evlâdını, son bir iki haftadır Meclis'te sergilediği mantıklı, vuzuhlu, vicdanlı, sağduyusu yüksek ve muhtevalı konuşmaları dolayısıyla biz de bu köşeden açıkça tebrik etmek istedik. Bu notları da bunun için düşüyoruz.

Ecevit nöbetten nöbete

Gelelim tekrar Çiller ve DYP meselesine!..

Çünkü siyasal sonuçları bakımından Çiller'in konuşması bana, Ecevit'in agresif açıklamasına göre daha önemli geldi.

Ecevit ne yaparsınız ki nöbetten nöbete giriyor. Ayrıca Ecevit'in üzerinde tahminlerin ötesinde baskı var. Belki zorlama derecesine uzanan bir baskı bu. Çünkü mesele bir prensip tartışmasının çok çok ötelerinde seyrediyor. Demirel'i isteyen ve istemeyen güçler arasındaki fiilî kuvvet dengeleri, sürekli inip çıkıyor. Bu durum, Ecevit'in hâleti ruhiyesi ile de birleşince, işte görüyoruz herşey arap saçına dönüyor.

Burada Rahşan faktörü ve Rahşan Hanım'a uzanan ve onu etkileyen bir müessir güç faktörünün bulunduğunu kaydetmekle yetinelim. Türkiye şartlarında mevzi kaybetmek istemeyen bir güç ve bu kökü güney sınırlarımızdan aşağılara doğru uzanan bir güç bu.

Fakat görünen manzara o ki Türkiye, millî bir refleksle ciddi bir devinim içinde. Bize göre asıl burası önemli ve inşaallah Türkiye için hayırlı olacaktır.

Burada asıl Çiller ve DYP önemli dedik. Ayrıca dünkü yazdığım yazı için o kadar memnunum ki tahmin edemezsiniz. Hatırlayacağınız gibi, "DYP Sağduyusu" idi yazının başlığı. Ama asıl söylenmek istenen tam tersi idi. Belki şöyle demem gerekirdi: "Sağduyusunu Yitiren DYP!.."

İşte Çiller'in dün sabah saatlerinde yaptığı açıklama bunun için çok önemli. Buradan inşaallah, eski DYP'de olduğu gibi, yüksek bir sağduyu refleksinin yolu açılacaktır.

Bu sağduyu, DYP ile ANAP'ın yakınlaşmasına kadar varabilmelidir. Kuşkusuz parti hüviyetlerini zedelemeyecek oranlarda. Biz şahsen aynı ahlâki yakınlaşmayı ANAP'tan ve Mesut Yılmaz'dan da bekleriz. Çünkü bunda Türkiye için sayısız faydalar bulunmaktadır.

DYP ve Çiller'in, Demirel'in niyetlerini kavraması Türkiye için az nimet midir sanıyorsunuz? Varsın DSP ve MHP hükümet kurarsa kursun. Bunların hepsi eğreti denklemdir ve fazla uzun sürmez.

Yılmaz-Çiller-Yaşar Topçu

DYP asıl şunları unutmasın!.. Mehmet Eymür'ün sitesinde bakın neler varmış. Meğer Yılmaz BÇG üyesi değil miymiş (!) İşte DYP böyle mizansenlere, tahriklere balıklama atlamamalıdır. DYP ve ANAP'ın arasını bozmaktan medet uman bir beşinci kol var ki Türkiye'de, bunun ne M. Yılmaz, ne Tansu Çiller farkında. Bilmem anlatabildim mi?

Çiller şimdi, Demirel'in ve o 'beşinci kol'un fitnesini hafiften hafife kavramaya başlıyor gibi. İnşaallah Yılmaz ve ANAP'da kavrar.

Daima doğruya ve dima ahlâki olana itibar!.. Üçüncü-beşinci sınıfların ne yağcılığına, ne kin ve düşmanlık tahriklerine asla bel bağlamamak!.. Meselâ Yaşar Topçu'yu ANAP derhal ihraç edebilmeli ve DYP de bu tür kişilere itibar etmeyebileceğini gösterebilmeli.


6 Nisan 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...