YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Yılmaz üzerine son hesaplar...

Yolumu kesip "Mesut Yılmaz'ın durumu ne oldu?" diye soranlar haklı; kimse onun aday olacağını düşünmez, aklına getirenler de, "Ihh, cesaret edemez" derken, birbiri ardına yazdığım yazılarla, ben, "En güçlü aday Mesut Yılmaz" diye yazdım. Adaylık koyma sürecinin bitmesine çok az kala, insanların, "Ne oldu?" diye sorması çok doğal...

Bir hafta önce, yurtdışına giderken ANAP liderinin adaylık şansı bayağı azalmıştı; döndüm, tereddüdünün sürdüğünü fark ettim. Olayları benim nâmıma yakından izleyen dostum, tereddüdün başkalarını adaylığa teşvik etmek için olduğu kanaatinde. Ona göre, aday çokluğu lehine olduğu için partisinin organlarını kullanarak ortalık kızıştırıyor Mesut Bey...

Mesut Yılmaz'ı cumhurbaşkanlığına lâyık görüyor değilim; tersine, Çankaya'da onun oturmasıyla Süleyman Demirel'in oturması arasında bir fark olmayacağı görüşündeyim. Benim bütün yaptığım, eldeki verileri değerlendirerek, 'cumhurbaşkanlığı toto'da kimin şanslı olduğunu bildirmek... Şu anda en şanslı politikacı, eğer adaylığını koyarsa, hâlâ Mesut Yılmaz...

2000 yılı cumhurbaşkanlığı seçimi, Mesut Yılmaz ve karşısındakilerin taktik yarışı aslında... Mesut Bey, siyaseti poker gibi gören ve elini zorlayan iyi bir taktisyen... En büyük kazançların en çok riskin göze alınmasıyla elde edileceğini iyi biliyor. Büyük risk cumhurbaşkanı olayım derken parti liderliğinden de olmak; Mesut Yılmaz o riski göze almakta tereddüt geçiriyor işte. Karşısındakiler poker masasında satranç oynuyorlar; şu ana kadar önünü kesmeyi başaramamalarının sebebi bu...

Mesut Yılmaz'ın Çankaya'ya çıkmasını istemeyen önemli güçler var. Süleyman Demirel'in, "Anasından emdiğine pişman ederim" sözünün muhatabı oydu; Genelkurmay'ın "Cumhurbaşkanlığında biz de tarafız" açıklaması da onu hedef alıyordu... Yıldırım Akbulut, Agah Oktay Güner, hatta Oğuz Aygün gibi politikacıların adaylıkları, Mesut Bey'e de gidebilecek oyların bazısını tırtıklamayı amaçlıyor... Ancak, Mesut Yılmaz'ın önünü kesecek gelişme henüz gerçekleşmedi... Önümüzde bir yarım bir de tam gün olduğu için çekinerek yazıyorum: Diğer partilerin de arkasında yer alacağı ciddi bir adayla ortaya çıkılmazsa, aday olduğu taktirde, Çankaya yarışında Mesut Yılmaz'ı kimse durduramaz...

Acaba Bülent Ecevit 'gizli Yılmazcı' mı? İsmail Cem ve Prof. Mehmet Haberal elbette saygın kişiler, ancak bu Meclis'ten cumhurbaşkanı olabilecekleri oyu almaları zor. Acaba Devlet Bahçeli'nin gönlünde yatan aday da Mesut Yılmaz mı? Bu Meclis'te Sebahattin Çakmakoğlu ve Prof. Kamil Turan'ı sevenlerin sayısı onları Çankaya'ya taşıyacak kadar çok değil. Bu isimlerle gidilecek bir seçim Mesut Yılmaz'a yarayacaktır...

Bazıları hesabı partilerin sandalye sayısına bakarak yapıyor ve "Mesut Yılmaz'ın şansı yok" diyorlar... Doğru, sadece ANAP'ı arkasına alarak cumhurbaşkanı olamaz Mesut Bey, daha geniş bir destek bulması gerekiyor... Ancak, şimdiye kadar adaylığını açıklamış olanlar veya aday olabilecekleri söylenenler arasında, her partiye ve partiliye verebileceği bir şeyler olan yine o...

Önceki akşam MHP lideri Bahçeli'yle görüştü Mesut Bey; ne konuştular dersiniz? Adaylığını koyan Yıldırım Akbulut'un koltuğunu MHP'ye teklif etmiş olmasın, sözgelimi? Mesut Yılmaz'ın bazı Karadenizli milletvekilleri aracılığıyla FP yönetimiyle el altından pazarlık yürüttüğünü de biliyorum. "312'nin kaldırılmasını istemiyor musunuz?" sorusunu gündeme getiriyor aracılar... Slogan şu: "312 peşin, 69 veresiye..." İsmail Cem ve Mehmet Haberal isimlerinin telâffuzundan sonra kimyaları bozulan DSP'li milletvekillerine kanca atıldı bile; adaylığı konuşulan bir DSP'linin, "Bu iki isimden biri üzerinde ısrar edilirse, ben ve arkadaşlarımın oyu Mülkiyeli'ye" dediği duyuldu... Geriye, Tansu Çiller'in, "Çankaya'ya çıkmama omuz ver, merkez sağın lideri ol" oltasına takılması kaldı gibi... Toplu pazarlıkların başarısız olması durumunda, Karadenizli, doğulu ve güneydoğulu milletvekillerine tek tek atılan kancalar da söz konusu...

"Mesut Yılmaz cumhurbaşkanı" kampanyasının gizli müttefiklerini hep unutuyorum. Merkez sağda lider boşluğu olduğu kanaatiyle epeyden beri yeni bir parti hazırlığı yapan, kimi iyi niyetli, kimi bayağı hırslı politikacılar bunlar... Çeşitli sağ partilerde dışlanmış, bazısı son seçimde aday olduğu halde seçilememiş bu isimler de, zâhirde Mesut Bey'in cumhurbaşkanı olmasına karşılar; ancak el altından şansını artıran gelişmeleri de zorluyorlar... Onlar açısından akıllı bir taktik bu; ANAP'ın liderlik kavgası sürecine girmesi, o partiyi ele geçirme fırsatı veriyor onlara... Diyelim ANAP liderliği için çabaları başarısız oldu, o durumda da büyük bir parçayı koparıp partileşmeleri kolaylaşacaktır...

En azılı muhaliflerini bile kendisi için çalıştırmak gibi büyük bir mahareti var Mesut Bey'in... Kendisine karşı olan odaklarla hesaplaşarak, Çankaya'ya bir tür 'demokrasi kahramanı' gibi çıkma hesabını da gözardı etmemek gerekiyor... Bu hesapların tutması da mümkün, suya düşmesi de... Zaten, Mesut Yılmaz'ın son dakika tereddüdü de bunun üzerine... Bir de, ortaklarının bürüneceği tavrı gözlüyor Mesut Bey...

"Bülent Ecevit ve Devlet Bahçeli 'gizli Yılmazcı' mı yoksa?" sorumu yabana atmayın lütfen...


25 Nisan 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...