YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Çağlayan'dan Kafkasya'ya mektup var

 
Geçen iki-üç ay, Rusya'nın tüm bu olumsuzluklara rağmen savaş politikasını ustalıkla yönlendirdiğini gösterdi

 

Dünya yeni binyılın Doğudan Batıya girişini dakika dakika kutlarken, kuzeyimizde Rus birlikleri Çeçenistan'ın başkenti Caharkale'yi (Grozni) tamamen temizlemek için son hazırlıklarını yapıyordu. ABD askeri teşkilatı Pentagon'dan yapılan açıklamaya göre, Cuma günü dünya milenyuma hazırlanırken, Rusya Çeçenistan'a kısa menzilli üç Scud füzesi fırlatmıştı. Menzili beş yüz kilometreyi geçmediği için, bu saldırı rapor edilecek kadar önemsenmiyordu bile. Aynı gün artık bir moloz yığınına dönüşmüş olan Boris Yeltsin, dokunulmazlığını hayatının geri kalan kısmı için de garanti altına alarak yerini veliahtı olarak gördüğü Vladimir Putin'e devrediyordu. Geçtiğimiz Ağustos'a kadar kimsenin adını dahi duymadığı KGB menşeli bu yeni cumhurbaşkanı, yeni binyılın ilk ışıklarıyla birlikte soluğu Rus birliklerinin kontrolü altındaki bir Çeçen köyünde alıyordu. Bu yıl içinde yapılacak olan başkanlık seçimlerinde en güçlü aday olarak lanse edilen Putin, siz uyurken bu Çeçen köyünde askerleriyle birlikte "büyük taarruzu" konuşuyordu.

Rusya, Çeçenistan konusunda oldukça zor ve gaddarca olan bu politikayı büyük bir ustalıkla güttü bugüne kadar. 1996'da Çeçenistan'da yaşadığı tecrübeden sonra, ekonomik ve siyasi bakımdan içler acısı bir manzara arzeden Rusya'nın 1999'da böyle bir müceraya atılmış olması, tüm ünyayı şaşırtmıştı. Nitekim, ortada gezinen "Kosova'ya karşı Çeçenistan" dedikodularına ve ABD'nin Çeçen soykırımına göz yummasına rağmen Rusya birlikleri, geliştirdiği yeni savaş ve yıldırma teknikleriyle bile geçtiğimiz iki-üç ay içinde ciddi kayıplar verdiler Çeçenler karşısında. Rus yetkilileri bugüne kadar 1600 Rus askerinin öldüğünü bildirse de, bağımsız kaynaklar sadece son bir hafta içinde Rus cenahının kayıplarının beş yüzün üzerinde olduğu haberini veriyorlar.

Dahası ülkenin içinde yaşadığı iktisadi bunalım, Rusya'nın bugüne kadar yaşadığı en ciddi kriz. Böyle bir zamanda, üstelik muhtemel bir dış yardımın da savaş yüzünden kesilmesi ihtimaline rağmen, ekonominin kaynaklarını hızla tüketecek olan bir savaşa girmek, iç dengeler açısından da oldukça tehlikeliydi. Zira bugün iktidar koltuğunda oturan iktisadi liberalizmin savunucularının en ciddi rakibi olan komünistler, Batının hâlâ korkulu rüyası. Çeçenistan müdahalesinin Rusya'ya maliyeti, kaba bir tahminle birkaç milyar doları buluyor. Bu ise, Rusya'nın İMF'den aldığı kredi imkanlarının ekonomiyi düzeltmek yerine, savaşa aktarılması anlamına geliyor. Kaldı ki, gerek İMF, gerekse İMF'nin yeşil ışığını bekleyen diğer finans kaynakları, uluslararası baskılar karşısında kredi ve yardımları askıya alabilir ve ekonomiyi tamamen içinden çıkılamaz bir noktaya sokabilirdi.

Geçen iki-üç ay, Rusya'nın tüm bu olumsuzluklara rağmen savaş politikasını ustalıkla yönlendirdiğini gösterdi. Başta Rus medyası olmak üzere, uluslararası medya ağızbirliği etmişçesine Rusya'nın Çeçenistan müdahalesini büyük ölçüde görmezlikten geldi. Çeçen mücahidler, dünyaya terörist ve köktendinci İslamcı olarak tanıtıldı. Ruslar, kayıplarını kendi kamuoyundan saklamayı başarabildiler ve Çeçenler'e karşı oluşturulan nefret dalgasını devamlı körükleyerek, bu hissiyatın ekonomik endişelerin önüne geçmesini sağladılar. Dahası, İstanbul'daki AGİT Zirvesi'nde yaşanan Yeltsin-Clinton kapışmasına ve İMF ile Dünya Bankası'nın yardımları ve kredileri kesme tehdidine rağmen, ABD'nin gizli desteğini arkasına almayı başardı. Dünyanın yılbaşı heyecanıyla kaynadığı 1999'un son günlerinde Rus ekonomi bürokratları, ABD'deki temaslarıyla IMF ve Dünya Bankası'nın kredi ve yardım hususundaki tereddütlerini büyük ölçüde bertaraf ettiler. ABD, böylece bir taraftan Çeçenistan müdahalesini kınar gibi gözükürken ve bazı kredi kuruluşlarına baskı yaptığını ilan ederken, diğer yandan da Rusya'nın başladığı işi en azından cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar devam ettirebilmesi için gerekli imkanları sağlamış oldu.

Karadeniz'in güneyinde biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları uyuyaduralım. Çeçenistan'daki soydaşlarımız, dindaşlarımız, akrabalarımız ve gönüldaşlarımız, tüm askeri başarılarına rağmen, işte böyle bir komplonun içinde ateşle sınanıyorlar.

Nerede durduğunu bilmeyen Türk hükümetinin aciz tavrı karşısında yüreği burkulan herkes, bugün Çeçen halkı için Çağlayan'a koşmalı.


2 OCAK 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Melikşah UTKU

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...