YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Hortlak

 
'Rutin dışılığa' onay vermek anayasal düzeni aşındırır da ondan baş ağrıtır... Cumhurbaşkanının ilk görevi anayasal düzenin korunması olmak zorunda

 

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 'Batmangate skandalı' konusundaki sözleri tartışmayı başlamadan bitirdi. "Devlet bazen rutinin dışına çıkabilir" tespitini işitenler Çankaya'ya bakıp hizaya girdiler. Sadece ANAP'tan "Burası aşiret devleti mi?" homurtusu yükseldi; 'ana muhalefet' FP'den, herhalde kendi içiyle fazlaca meşgul olduğu için, bir itiraz geldiğini duymadık. Konuyu ele alması beklenen meslektaşlar ise suskun...

Süleyman Demirel'in böyle bir özelliği var; kamuoyunu sarsan skandallar sırasında tartışmayı sona erdirecek son sözü o söylüyor. 1991'de, İLKSAN vakfına milli eğitim kaynaklarının peşkeş çekilmesi skandalı ülkeyi derinden sarstığında, başbakan sıfatıyla ortaya atılıp, "Verdimse ben verdim, ne olacak?" deyivermişti. O gün bugündür, İLKSAN skandalının üzerine giden olmuyor...

Kırk yıl siyasi hayatın içinde olmak bazı doğal özellikler gerektiriyor; Süleyman Demirel'de 'ayakta kalma' güdüsü çok güçlü. Ayrıca iyi bir gözlemci de Demirel; herkesin sınırlamalarını, tâkip ettikleri konuyu nereye kadar götürebileceklerini iyi biliyor. İlişkilerini, özellikle 'güç' sahibi olduğu dönemlerde, seslerini yükseltebileceklerin kısmetini bağlayabilecek çerçevede kuruyor. Zamanı geldiğinde bir sözüyle akan suların durması bundan...

Ne demek istediğimizi medyada oluşturduğu düzene bakarak anlamak daha kolay. Bazıları, Turgut Özal'ın basınla 'yanlı' ilişkiler kurduğu kanaatini yaymaktan zevk alır; oysa Özal, kendisini sevmeyen, yada sevmediği gazeteciler yüzünden halkın haber alma özgürlüğünü zedeleyecek bir davranıştan kaçardı. Özal'ın başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde medya kuruluşlarına asgari eşitlik sağlanırdı. Sevmediği yazarları bile bazı etkinliklere özel olarak çağırdığını yakından biliyorum.

Süleyman Demirel ise basınla 'seçmeci' bir ilişki düzeni kurdu; etkinliklerini izlemesine, gezilerine katılmasına izin verdiği gazetecilerden 'uyum' bekliyor, beklediği gibi davranmayanı gözünün önünden uzaklaştırıyor. Eğer o gazetecinin çalıştığı kurumu da listeden düşmeseydi gazeteci adı silmesi önemsiz sayılabilirdi; ancak Çankaya kapıları, cumhurbaşkanlığı gezileri sevmediği basın mensuplarını çalıştıran gazetelere sımsıkı kapalı... "Devlet rutin dışı işler de yapar" sözüne itiraz etmesi beklenenler bunu yaptıklarında kendilerine sağlanan kolaylıkların ortadan kalkacağını biliyorlar; suskun kalmalarında bu ruh hâlinin rolü acaba ne kadar? Tuttuğu yazarlar veya sevmediği gazeteciler için patronlar nezdinde devreye girdiği söylentilerinin doğruluğunu kanıtlayabilecek durumda değilim...

"Devlet bazen rutin dışı işler yapar", hem içinde taşıdığı 'onay verici' yaklaşım yüzünden, hem de cumhurbaşkanı ağzından çıktığı için 'tehlikeli' bir 'ölçü' teşkil edeceğinden itiraz edilmesi gereken bir cümle. 'Rutin dışı' işler yapılması doğal karşılanmaya başlanırsa, 'hukuk devleti' olma özelliği ortadan kalkar. Ortaçağların devlete kutsallık sağlayan ve her yaptığını denetim dışı gören 'hikmet-i hükümet' ilkesi günümüzde hortlamış olur. Böyle bir 'hortlak', bırakın Avrupa Birliği adaylığını bir tarafa, ülke içerisindeki dirlik ve düzeni sakatlar...

'Batmangate', bir kaç yüz silâhın âkıbeti veya ödenen paraların menşei sebebiyle değil, devlet adına hareket eden bazı insanların kendilerini yasalarla bağımlı görmediklerini açığa vurması yüzünden ciddi bir skandal. İkinci dönem yeniden seçilmesine rağmen Nixon'u koltuğundan eden 'Watergate' de böyle bir skandaldı; Reagan döneminde ön planda bulunmuş devlet görevlilerini Yüce Divan önüne götüren 'Irangate' de... 'Batmangate' üzerine gitmemek Türkiye'nin başını ağrıtır...

'Rutin dışılığa' onay vermek anayasal düzeni aşındırır da ondan baş ağrıtır... Cumhurbaşkanının ilk görevi anayasal düzenin korunması olmak zorunda. Anayasal bir düzende 'rutin dışı' işleri yapanlar kadar onlara onay verenler de sorumludur.

Bu gerçeği görüp de susana siyasi parti veya gazeteci denir mi?


15 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...