YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Şehir yalanları...

 
Çok kişi haklı olarak dikkatimizi çekiyor: Bir şehre anıt, heykel, vb dikerken işi baştan itibaren ciddiye almak gerekir.

 

Bugün gazetelere değil de, yaşadığımız şehre, İstanbul'a göz atalım. Beşiktaş meydanında son genel seçimlerin arefesinde alelâcele hizmete sokulan "Demokrasi ve Cumhuriyet Parkı"ndaki anıt yakınından geçmek zorunda kalanlara korkulu anlar yaşatmaya devam ediyor. Daha önce de yazmıştım belki hatırlarsınız, bu anıt 40-50 metre yüksekliğinde üzeri granit kaplı bir beton kule ve onun üç yanına yerleştirilmiş sıradan mı sıradan birkaç "heykel"den oluşuyor. Konu malûm: Atatürk ve onun etrafında kenetlenmiş Türk Gençliği. Anıtın heykel kısmı çirkin olmasına rağmen zararsız; oysa beton kule öyle mi? Depremin kimsenin aklından çıkmadığı bir dönemde, zeminin dolgu olması kuvvetle muhtemel bir meydancıkta bu beton yığınının yakınından geçmek tabii ki hoş bir duygu değil. Pekiyi ne yapılabilir? Bence kulenin heykellere kadar olan bölümünün üstten tıraşlanması en temiz çözümdür. Böylece el kadar Beşiktaş meydanında zaten gereksiz olan bu anıt hiç değilse bir depremde filan Cumhuriyet'in evlatları üzerine yıkılmaz.

Çok kişi haklı olarak dikkatimizi çekiyor: Bir şehre anıt, heykel, vb dikerken işi baştan itibaren ciddiye almak gerekir. Çünkü bu geri dönüşü olmayan bir iş; bir kere tamamlandıktan sonra çoğu zaman kimse ona dokunamıyor. Hele sözkonusu anıt ya da heykel "Cumhuriyet", "Bağımsızlık" gibi dokunulmazlığı olan temalardan hareketle yükselmişse geri dönüş neredeyse imkansız. Hele bir de (ki genellikle de hep böyle oluyor) sözkonusu anıt ya da heykel grubu "Atatürk"ü merkeze koyuyorsa, artık hiç kimse hiçbir şey yapamaz!

Bakalım bu gereksiz "muhafazakarlık" yakınlarda açılan "Abdi İpekçi Anıtı" için de geçerli olacak mı? Bu ne kadar çirkin, İpekçi'ye bu ne kadar uygunsuz bir "anıt" bu böyle? Bir kültür adamına bunu kim layık gördü? "Anıt"ın kaidesi acemi ellerden çıkmış bir mezartaşı gibi. Abdi İpekçi'nin olduğu iddia edilen bir "büst" iki genç tarafından taşınıyor. Genç kız ve delikanlının nasıl bir şeye benzediklerini ben çıkaramadım. Bu "anıt"ı kim ısmarladı, kim yaptı (imzası var ama aklımda kalmadı), kim onayladı? Bu "anıt" da o derece çirkin ve anlamsız bir şey ki, yanına yaklaşana bir anıttan beklenen duyguların hiçbirini hissettirmiyor. Bana sorarsanız "Abdi İpekçi Anıtı"nın düzeltilebilir bir yanı yok; dolayısıyla hepten kaldırılıp, yerine İpekçi'ye uygun bir başkası yapılmalıdır.

Nişantaşı'ndan Şişli'ye doğru ilerliyoruz. Mecidiyeköy'deki viyadük'ün ayaklarına bir boya fabrikası Şişli Belediyesi ile ortaklaşa reklam panoları asmış. ("Ortaklaşa" dediğim, panoları boyacı hazırlamış, yeri Belediye vermiş.) "Daha renkli bir yaşam için elele.../Marshall-Boya" deniyor. Anlamsız bir laf tabii ki... Kiminle "elele", niçin "elele", nerede "elele", ne zaman "elele"? (Fena olmadı, neredeyse "5N 1K" gibi bir şey oldu!) "Daha renkli bir yaşam" istediğimiz ne malûm? Mecidiyeköy de öyle renksiz, belediye hizmetlerinden öyle mahrum bir yer ki... Marshall'ın "elele" panolarını düşünüyordum ki bu kez "Şişli Belediyesi"nin reklam panolarıyla karşılaştım. (Panoların işçiliğinden masrafların Marshall/Boya tarafından karşılandığı anlaşılıyor.) Bir "Belediye" neyin "reklamı"nı yapabilir? Tabii ki kendisinin! "Şişli Belediyesi" imzalı panolarda şunlar yazıyordu: "Size hizmet için varız" (!) Ben şimdiye kadar böyle bir "reklam"la karşılaşmamıştım. Bir "Belediye" zaten başka ne için varolabilirdi ki? Madem öyle o zaman bu duyurunun amacı neydi? Bu o kadar anlamsız bir slogandı ki, Şişli Belediyesi panoları "Kendimize hizmet için varız" özdeyişiyle donatsa duyuruya gözü ilişenler daha az şaşırırlardı! Şimdi hatırlıyorum, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, sonbaharda öğretim yılı başlarken de büyük duvar panolarında "Sevgili öğrencilerimizi ve değerli öğretmenlerimiz"e başarılar diliyordu. O zaman da şöyle düşünmüştüm: "Ne güzel! Kamunun parasıyla hemşehrilere başarılar dilemek ne güzel!" Fakat bu "Size hizmet için varız" bambaşka bir şey... Böylesi şimdiye kadar görülmemiş, inanılır gibi değil...


15 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Kürşad Bumin

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...