YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Ne kadar da kötü niyetlisiniz

 
"Teşbihte hata olmaz" derler ya, şu sıralarda karşımıza çıkan skandal sebebiyle Türkiye ile Latin Amerika arasında kurduğum benzerlikler de o kabilden...

 

Sizde de öyle oluyor mu bilmiyorum, ama 'Batmangate' haberlerini okurken, zihnim, sürekli olarak, "Ben bunları daha önce okumuştum" uyarısında bulunup duruyor. Sanki yerli bir skandal, bizim topraklarımızın bir realitesi değil de, çok uzak bir coğrafyada daha önce olup bitmiş bir olaylar zinciri bu: Nereden geldiği belli olmayan uçaklarla taşınan ve hangi parayla faturası ödendiği bilinmeyen silâhlar... Özel eğitildiği her hallerinden belli vahşi teröristler... Kurulan 'gizli taburlar'... Belli hedeflere yönelik eylemler... "Ben bunları daha önce başka bir yerde okumuş olmalıyım" diye düşündürten ayrıntılar...

Kendimi biraz zorlayınca zihnimin uyardığı benzerliği keşfedebildim: Bizde yaşananlar, bir çok bakımdan, ABD içine dönük yüzü sonunda 'Irangate' adını alan Nikaragua'daki 'Kontra' gerilları ile El Salvador hükümetinin oluşturduğu 'ölüm mangaları' konusunda geçmişte okuduğum haberleri çağrıştırıyor bana...

Vali Salih Şarman anılarını yazar mı bilemem; ancak 'Irangate' skandalının baş aktörü yarbay Oliver North, 'Under Fire' (Ateş altında) adını verdiği anılarına şu notu düştü sonradan: "Anti-komünizm kılıfı altında, rahibeleri, öğretmenleri, işçi önderlerini ve binlerce sivili öldüren ölüm taburları bütün ülkeyi terörize etti..."

Nikaragua dünya gündemine bir 'sorun' olarak 1980'lerin başında girmişti. Küba destekli Sandinista hükümetine karşı ayaklanma söz konusuydu; ayaklanmada başı eski diktatör Somosa'nın her türlü vahşete açık 'Guardia' adlı birliklerinden dönüşen 'Kontralar' çekiyordu. Ronald Reagan Güney Amerika'ya Nikaragua penceresinden baktı: Sandinista yönetimini Amerika'nın arka bahçesine komünizmi getiren 'haydutlar', Kontraları ise 'özgürlük savaşçıları' olarak gördü ABD yönetimi ve buna uygun bir politika benimsedi. Nikaragua'daki yönetim karşıtı Kontralara hem para akıttı CIA, hem de silâh ve eğitim yardımı yaptı...

"Devlet bazen rutin dışı işler de yapar" deniyor ya, Amerikan yönetimi de 'çizgi dışı' işler yapma kararını 1981'de aldı, ama bunu Kongre destekli bir belgeye bağladı. '17 sayılı milli güvenlik direktifi' adını taşıyan belge ile, Nikaragua'daki Sandinista hükümetini devirecek bir planı onayladı Reagan ve CIA'ye gizli operasyon yapma yetkisi verdi. Operasyonlara Amerikalılar bizzat katılmayacaklardı, pis işleri Latin kökenliler yapacaktı...

Sonra olanları Amerikalı gazeteci Gary Webb şöyle özetliyor: "O noktadan sonra Kontralar CIA sorumluluğu altındaydılar. 1981- 1984 arasında, şovu bütünüyle CIA yönetti; para ve silâh gönderiyor, taşeronlar buluyor, ikmal yapıyor, strateji ve taktik planlıyor, kiraladığı kişileri yakından izliyordu. Nikaragualılar kısa zamanda kendilerinden beklenenin savaşmak ve emirlere uymak olduğunu öğrendiler. Genellikle Amerikalı bir CIA ajanı veya Arjantinli bir askerî uzman onlar nâmına düşünüyordu zaten. Nikaragualılara ısrarla verilen bir emir CIA ile her türlü ilişkinin keskin bir dille inkâr edilmesiydi..." (Webb, Dark Alliance, s. 74).

Bir çok bakımdan benzer bir başka savaş da El Salvador'da sürüyordu. Tek benzemezlik, ABD'nin El Salvador'da desteklediği Nikaragua'daki gibi âsiler değil hükümetti bu defa; Reagan'ın El Salvador'a verdiği âcil desteğin amacı, yandaş bir hükümetin 'istenmeyen ellere' düşmemesi endişesiydi. Reagan, CIA'yi görevlendirdi bu amaçla ve Amerikan parası El Salvador'a da akıtıldı.

Gary Webb El Salvador'da olanları da şöyle özetliyor: "Ateş üstünlüğüne rağmen âsileri yok etmeyi başaramayan Salvador hükümetinin bazı unsurları, isyancılara değişik bir yöntemle karşılık vermeye başladılar. Oluşturdukları 'ölüm mangaları' âsileri destekleyenleri kaçırıyor, bir kaç gün sonra, işkenceye uğratılmış cesetlerini kent girişine bırakıyordu. Bir ara, her sabah kırk kadar cesetle karşılaşılmaya başlandı..."

Oliver North'un yukarıda alıntıladığım sözleri işte bu dönemi anlatıyor. Ancak, Amerikalıların bile bildiği 'ölüm mangaları' ile El Salvador hükümeti arasındaki ilişki resmî ağızlarca sürekli inkâr ediliyordu. Sonunda olaylar Amerika'yı rahatsız edecek boyutlara ulaşacak, 'ölüm mangalarını' yöneten Salvadorlu yetkililer, dönemin CIA başkanı William Casey'den azar işiteceklerdi. Casey'in 1983 yazında 'hazine polisi' şefi Carranza ile buluşup "Bu işe son ver, yoksa maaşını keseriz" dediği söyleniyor...

Güney Amerika'daki 'kirli savaş'ta paranın önemi büyük. Kontralar sözgelimi, önceleri beş parasız bir savaş verirken, daha sonra, CIA parasıyla liderlerinin bitleri kanlanmış... İsyancı lider Bermudez komşu Honduras'ta krallar gibi yaşamaya başlamış... Gazeteci Sam Dillon, "CIA Bermudez'in adamlarına dağıtılmak üzere yüzbinlerce dolar gönderiyordu her ay" diye yazıyor; tabii paralar savaşanlara ulaşmamış... Bermudez ve öteki liderler o parayla Honduras'ta gönül eğlendiriyorlarmış Dillon'a göre... (Sam Dillon, Commandos, s. 140).

"Teşbihte hata olmaz" derler ya, şu sıralarda karşımıza çıkan skandal sebebiyle Türkiye ile Latin Amerika arasında kurduğum benzerlikler de o kabilden... Elbette Türkiye bir Latin Amerika ülkesi değil, elbette bizde olanlar Nikaragua ve El Salvador'da olanlardan çok farklı...

Siz öyle düşünmüyor musunuz yoksa? Ne kadar da kötü niyetlisiniz...


15 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...