YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Bana takıl, hayatını yaşa

 
Siyasetin kurtları halkın güvenlik talebine kefil oldukları gerekçesini öne sürerek topluma "bana takıl, hayatını yaşa" bildirisini sunarlar.

 

Dedik ki Türkiye'de toplumun yönetim karşısında talepler yükseltecek bir etkinliği kotarma girişimi olmamıştır. Dolayısıyla yüzyıllar boyunca üzerinde yaşadığımız toprakların insanları şekli ve muhtevası kısmen dahi olsa yönetilenler tarafından belirlenmiş bir siyasi seçenekle hiç tanışmamıştır. Yine dedik ki devlet içinde Türk halkının taleplerinin derlenebileceği siyasi seçenekleri topluma sunar. Bu tespitlerde ısrar etmekle Türkiye'de devlet çalar, millet oynar mı demiş oluyoruz? İşlerin seyri elbette bu derecede düz bir ilişkiyi haklı çıkaracak ölçüde mekanik bir düzeni yansıtmıyor.

Dikkatle bakınca Türk halkının taleplerinin bütün halkların talepleri gibi iki öbeğe indirgenebildiğini görürüz. Birincisi güvenlik talebidir ki bunun devlet tavassutuyla aldığı şekil gündelik hayatın düzene sokulması, ona bağlı olarak vatan savunması, dünya milletleri arasında saygın bir yer edinme, millî sembollerin koruyucu vasfından yararlanma gibi alanlarda tecessüm eder. Sonuçta aranılan güvenlik bireyin güvenliğidir ve her birey kendini onu bulduğu topluluğa (yere) ait hisseder. Halkın ikinci talebi özgürlük talebidir ki insanlar bununla kişiliklerini geliştirmeyi ve sahip oldukları kişilik yoluyla iz bırakıcı bir etki uyandırmayı amaçlar. Sonuçta özgürlük kim olursa, hangi toplum katmanında olursa olsun her bireyin "adamdan sayılma" duygusuyla bütünleşir. Hiç kimse adamdan sayılmadığı yerde kendini özgür hissetmez.

Siyasetin kurtları halkın güvenlik talebine kefil oldukları gerekçesini öne sürerek topluma "bana takıl, hayatını yaşa" bildirisini sunarlar. Bütün çabalarını siyasetin kurtlarının peşine takılınmadığı taktirde toplumda güvenliğin sağlanamayacağını kanıtlamaya hasretmişlerdir. Siyasetin çakallarının sunduğu da kurtlarınkinden farklı bir bildiri değildir. Onlar da topluma "bana takıl hayatını yaşa" derler ve siyasetin çakallarının peşine takılınmazsa özgürlükten eser kalmayacağı iddiasını ispat çabasından başka bir şeyle meşgul olmazlar.

Siyasetin bütün iniş çıkışı bir yandan kurtların, diğer yandan çakalların devlete karşı toplumu, topluma karşı devleti koz olarak kullanışına ayarlanmıştır. Bu iniş çıkıştan başı dönen Türk toplumu bir türlü hem güvenliğini, hem de özgürlüğünü bir arada, birlikte istediğini ve biri için diğerini feda etmek mecburiyetinde olmadığını söylemez, söyleyemez. Kurtların kurtluk, çakalların çakallık yapmalarından ülke lehine bir sonuç çıkabileceği ihtimalini hep göz önünde tutar. O kadar ki kurtların çakallaşması, çakalların kurtlaşması Türklerde endişe uyandırır. Çünkü onlar da bütün hazırlıklarını hayatlarını yaşamak üzere yapmışlardır. Kurt veya çakal, takılacak birileri olsun isterler.


19 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...