YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Allah kurtarsın!

 
RTÜK, CNN Türk'ü 1 gün kapadı diye kıyamet kopuyor. Basın feryat figân. Gerçekten de, Mehmet Ali Birand'ın "Apo, Mandelalaşabilir mi?" sorusu yüzünden ekran karartılması yanlış. Ama aynı RTÜK, "İslâmî" veya "dinci" denilen çok sayıda radyoyu, öyle bir iki gün değil, aylarca kapatmadı mı? Kapatmıyor mu? O zaman demokrasi aşıkları nerelerdeydi?

 

Milliyet'in 17 Şubat tarihli manşeti, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ü hedef alıyordu: "Hikmet Sami Türk adaleti" başlığını taşıyan haberde, Adalet Bakanı'na bakın, ne gibi sorumluluklar yükleniyordu:

Duyar'ın katil zanlısı, Ahmet Yargüder'in Jandarma Astsubayını kandırarak kaçışı; Çakıcı'nın cep telefonu; hapishanede bulunmayan iki kişiyi "isyan çıkardı" gerekçesiyle suçlayan savcı...

Bütün bu hususlar Hikmet Sami Türk'ü suçlamak için malzeme oluşturuyor.

Ve Milliyet hükmü veriyor: "Yargı deliniyor, bakan seyrediyor", "H. S. Türk adaleti"

H.S., hem Hikmet Sami isimlerinin baş harfleri. Hem de argoda çok çirkin bir anlam taşıyor.

Adalet ve eşitlik

Hikmet Sami Türk'ün üzerine bu kadar haksız gelinmesinin sebebi ne olabilir ki?

Bence Türk, adalet ve hukuk düşüncesine, konjonktüre rağmen, en fazla itina gösteren politikacılardan biri.

Geçenlerde, hiçbir ayırım yapmadan, her gazeteden birkaç kişiyi davet etti. Akit de Yeni Şafak da, bakanın davetlileri arasındaydı.

Bunu önemsiyorum. Zira, meselâ Süleyman Demirel, Yeni Şafak'ı yok farz ediyor. Fehmi Koru, Mehmet Barlas, Ahmet Taşgetiren, Ömer Çelik, Kürşat Bumin ve bendenizi kabule şayan bulmuyor. 28 Şubat sürecinde, ne Kanal 7'ye çıktı, ne de Samanyolu'na.

Böyle bir konjonktürde, Hikmet Sami Türk'ün tavrı önem taşıyor.

Çifte standart 864 rakımlı tepeden başlıyor.

Demokrasi aşıkları

RTÜK, CNN Türk'ü 1 gün kapadı diye kıyamet kopuyor. Basın feryat figân. Gerçekten de, Mehmet Ali Birand'ın "Apo, Mandelalaşabilir mi?" sorusu yüzünden ekran karartılması yanlış. Bu kadar ağır bir baskı karşısında, televizyon programcılarının dili dolanır. Hangi kelime suç sayılacak diye düşünmekten soru soramaz hale gelirler.

Ama aynı RTÜK, "İslâmî" veya "dinci" denilen çok sayıda radyoyu, öyle bir iki gün değil, aylarca kapatmadı mı? Kapatmıyor mu? O zaman demokrasi aşıkları nerelerdeydi?

Radyolar kapatılıyor

Meselâ Özel FM'in 60 gün kapatılmasının sebebi benim bir makalemi okumaları.

İşte "sakıncalı" bulunan 23 Kasım tarihli köşe yazımdan bazı bölümler:

"Türkiye'de demokrasinin ırzına, tankların büyük caddelerde görünür hale gelmesiyle geçilmiştir. Demirel, Sincan'da tankların ince ayar yapmasına seyirci kaldı. Türkiye azınlıkların hakkını teminat altına alırken, 12 yaşından küçük Müslüman çocuklarına din eğitimi verilmesini suç sayıyor. Bu yasak kış aylarında 15 yaşına yükseliyor. Helsinki senedi ve sonraki belgeler, fertlere inançlarını serbestçe yaşama teminatı verirken, Müslüman genç kızlar başları örtülü olduğu için üniversitelere giremiyor. Böyle bir baskı Bulgaristan veya Yunanistan'daki Müslüman hanımlara uygulansa kıyameti koparırdık. Dindar insanlarımızı kendi öz vatanında gurbete düşürdük."

Yukarıdaki cümleler, "kişi ya da kuruluşları, eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliği taşıyıcı" bulunmuş.

Marmara FM'e 30 gün kapatma cezası Akit'te çıkan bir yazıyı radyodan okudu diye verildi.

İşte yazı:

"Cumhuriyet rejiminin evrensel değerlerini hiçe sayan sistem, 28 Şubat süreciyle gözle görünür bir ivme kazandı. Başın örtülü okulda okuyamazsın; başın örtülü basın kartı alamazsın; başın örtülü memur olamazsın: Ama yakının şehit olursa sana madalya takarım. Başın örtülü Meclis'e giremezsin. Fakat vergiyi tıkır tıkır ödersin."

Bu yazının Marmara FM'de okunması ile, RTÜK, "g" bendinin ihlâl edildiği kararını veriyor.

"g" bendi: "Toplumu, şiddet, terör, etnik ayırımcılığa sevk eden, toplumda nefret duyguları oluşturan yayınları" yasaklıyor.

Radyolar patır patır ve üstelik aylarca süre için kapatılırken suskun kalanlar, iğnenin ucu hafifçe kendilerine dokununca kıyameti koparıyorlar.

İşte bu gafleti hazmedemiyorum. Biz de vicdanımızı portmantoda unutsaydık, kendini millete vasi tayin eden o güruhun içinde olabilirdik.

Ama, zulmü görmezden gelmek, zulme iştirak etmek anlamını taşıyor bizim kitabımızda.

Her neyse...

Lisans iptali

Radyo ve Televizyon Kanunu'ndaki muhtemel değişikliğe de işaret etmek isterim. Özellikle bugünkü konjonktürde, RTÜK'e lisans iptal hakkı verilmesi son derece tehlikeli.

Günümüzde, radyo ve televizyonların hangi gerekçelerle kapatıldığına bir bakın.

312'nci maddenin düşünce hürriyetini ne ölçüde sınırladığı, hatta TCK'nın kaldırılan 163'üncü maddesinden bile daha geniş ve keyfi bir uygulama sahası bulduğu ortada.

"Kin ve düşmanlık yaratmak, cumhuriyetin niteliklerine karşı olmak, ırk, mezhep, din ayırımcılığı temelinde suça tahrik" vs. gibi bahanelerle lisans iptaline gidilirse, zaten çok sınırlı olan düşünce özgürlüğünün ne hale geleceğini bir düşünün.

Hikmet Sami Türk

Lâf nereden nereye intikal etti. Hikmet Sami Türk'ün adaleti ile başlamıştık makalemize. Ve "Türk'ün üzerine bu kadar gelinmesinin bir sebebi var mı?" diye sormuştuk.

Olabilir... Hikmet Sami Türk, Demirel'in önü tıkandığında DSP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak ortaya çıkabilir. Yıpratma kampanyasına acaba bu yüzden mi hedef oluyor?

Türk, Çarşamba akşamı ETV'de, Güler Kazmacı'nın programına konuk oldu. Özellikle af üzerinde duruldu. Türk, pürüzün MHP ve DSP arasındaki anlaşmazlıktan doğduğunu izah etti.

Konu şu: 12 Eylül döneminde solcu militanlar Türk Ceza Kanunu'nun 125 (bölücülük) veya 146'ncı (Anayasayı ihlâl) maddelerine göre (devlete karşı cürümler) bâbında yargılandılar. Bu durumda bulunan Apo, 30 bin kişiyi öldürse bile, tek bir idam cezası alıyor.

Oysa sağcı militanlar, bu arada Halûk Kırcı, her cinayeti için ayrı cezaya çarptırıldı. 7 TİP'linin öldürülmesinden 7 adet idam cezası aldı.

1990'larda çıkan infaz kanunu idamı 10 yıla çevirince, idam mahkûmları, bu arada Halûk Kırcı gibiler de, hapisten çıktı.

Ama CHP'li Adalet Bakanı, Kırcı'nın, 7x10=70 yıllık mahkûmiyeti bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmasını talep etti. Yargıtay bakana hak verdi.

MHP, sağcı ve solcu militanların farklı muameleye tâbi tutulmasının olumsuz ve haksız sonuçlarını öne sürerek, af ile bu eşitsizliğin giderilmesini talep ediyor.

Kocaman hapishane

Türk'e göre, DSP ve MHP bu konuda uzlaşırsa, af çıkacak. Türk "Madem böyle bir beklenti doğdu af çıkmalı" diyor.

Zira 561 cezaevinde 70 bin tutuklu veya hükümlü mevcut. Toplam kapasite 73 bin. Artık sınıra gelmiş bulunuyoruz. Türkiye'de her bin kişiden biri hapiste.

Ülkemiz kocaman bir cezaevine benziyor.

Ne diyelim, hepimizi Allah kurtarsın!


19 ŞUBAT 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nazlı ILICAK

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...