YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Kârın sermayeye ilavesi

Hatırlarsınız, 1998 yılında reform adı altında vergide önemli değişiklik ve düzenlemeler yapılmıştı. Kurumlar vergisi de bu değişikliklerden nasibini aldı.

4369 sayılı kanunla getirilen düzenlemelerden önce, kurumlar vergisi oranı %25 idi. Ayrıca dağıtılsın dağıtılmasın, kurumlar vergisi düşüldükten sonraki kısım üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılıyordu.

Basit bir örnekle açıklayalım. Bir anonim şirket 1 milyar lira kurum kazancı elde etmiştir. Önce bunun 250 milyon lirası kurumlar vergisi olarak ödendikten sonra 750 milyon lira üzerinden %15-20-25 oranlarında vergi kesintisi yapılarak ödeniyordu.

Söz konusu vergi kesintisi şirket ortakları adına yapılmaktadır. Onların gelir vergisine mahsuben. Bu düzenlemenin en çok eleştirilen tarafı kâr payı dağıtılmadığı halde vergi kesintisi yapılmasıydı. Vergi sonrası kâr şirket bünyesinde tutulduğu, örneğin sermayeye ilave edildiği halde şirket bünyesinde tutulan kârın vergilendirilmesi uygulamasına yöneltilen eleştirilerin sonucu olarak tevkifat sisteminde değişikliğe gidildi.

Vergi reformu düzenlemeleri çerçevesinde kurumlar vergisinin oranı %25'ten %30'a çıkarıldı ve dağıtılmayan kurum kazançlarına tevkifat uygulamasına son verildi.

Yukarıdaki örneğimizde 1 milyarlık kurum kazancı üzerinden 300 milyon lira kurumlar vergisi ödenecek ve kalan kâr dağıtılmadığı, işletme bünyesinde tutulduğu sürece vergi tevkifatı ve vergilendirme yapılmayacaktır. (Fon payları ve diğer vergiler bilerek ihmal edilmiştir) Bu işletme örneğin ortaklarına dağıtmadığı karını sermayeye ilave etmesi işletme bünyesinde tutması anlamına gelir.

Ve maliyenin tebliği

Maliyenin 231 No.'lu Tebliği bütün bu düşünceleri altüst etti. Tebliğ, kurumlar vergisinden istisna edilmemiş kurum kazançlarının sermayeye ilave edilmesi halinde, ortaklar sermayeye eklenen kârı hisseleri oranında menkul sermaye iradı olarak beyan edecekler. Yani bunun için beyanname verecekler. Ancak, bu kazançlardan vergi kesintisi yapılmayacaktır.

Çelişki ortada. Madem dağıtılmayan ve işletme bünyesinde tutulan kurum kazançları vergilendirilmeyecekti neden 4369 sayılı kanunla önceki uygulamayı değiştirdiniz.? Daha önce dağıtılsın-dağıtılmasın vergi düşüldükten sonraki kurum kazançları üzerinden stopaj yapılıyordu. Yani vergilendiriliyordu. Aradaki fark, daha önce tevkifat yoluyla vergilendirilirken değişiklikten sonra beyannameli vergilendirilmeye geçilmiş olmasıdır.

Soruyu şöyle soralım: "Dağıtılmayan, yani vergilendirilmeyecek kurum kazancı hangi hallerde ortaya çıkar? Belki kârın "önceki yıllar kârı" hesaplarında tutulması halinde dağıtılmamış sayılacağı ve vergiye konu olmayacağını söyleyeceksiniz. Bu değerlendirme doğru değildir. Kârın sermayeye eklenmesiyle sermayeye eklenmeden kullanılması arasında bir fark bulunmamaktadır.

Ya da 4369 sayılı kanunun dağıtılmayan kurum kazançlarının vergilerinin tahsil yöntemi değiştirilerek tevkifattan beyannameli hale getirilmiş denebilir. Bu değerlendirme de anlamsız ve saçma bir değerlendirmedir. Kurum kazancı dağıtıldığı zaman tevkifat yapacaksınız, dağıtılmadığı zaman beyanname vereceksiniz. Böyle bir değişikliğe neden gidilsin ki ? Zira dağıtılan kurum kazancı ile dağıtılmayan kurum kazancı arasında tevkifattan vazgeçilmesini gerektiren bir fark yok. Her ikisi de aynı mahiyete olan kazançlar.

Tebliğde çelişkiler bununla bitmiyor. Tebliğ örtülü olarak kârın sermayeye ilavesini kâr dağıtımı saymaktadır. Kârın sermayeye ilave edilmesinin kâr dağıtımı sayılmayacağına ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun vergi tevkifatını düzenleyen 94'üncü maddesinde yer alan hükmün, bu madde uyarınca yapılacak tevkifat açısından bir belirleme yaptığı iddia edilmektedir.

Kârın sermayeye ilavesi halinde ise dağıtılmış sayılan kâr vergilendirilecektir. Kâr dağıtımı sayılmıyor ise vergilendirilmeyecektir. Tevkifat yapılması ya da beyanname ile bildirilmesi arasında bir fark yoktur.

Maliye Bakanlığı 231 No.'lu Tebliğle kanunu değiştirmiştir.

Tebliğ fiilen dağıtılasın-dağıtılmasın kâr paylarını vergiye tâbi tutmaktadır. 4369 sayılı kanun- la getirilen düzenlemeden önceki uygulamaya geri dönülmüştür. Bu iş kanun değiştirilmeden gerçekleştirilmiştir. Maliye Bakanlığı bunu hep yapıyor.

Tebliğ bir an önce yürürlükten kaldırılmalı ve Maliye Bakanlığı kendisini TBMM'nin yerine koymaktan vazgeçmelidir.


25 Şubat 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Nurettin CANİKLİ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...