-
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dişçi koltuğunda başlayan muhabbet
Eyüp Mezarlığı'nda bıçaklanarak öldürülen Musevi asıllı işadamı Üzeyir Garih ile kabrini ziyaret ettiği Mevlana Küçük Hüseyin Efendi arasındaki yakınlığı açıklayan yeni bilgiler elde edildi. Anlatılanlara göre, Üzeyir Garih'in babası Ezra Garih ile Mevlana Küçük Hüseyin Efendi arasındaki dostluk, bir tür 'doktor-hasta ilişkisi' şeklinde başlıyor.
Narkoz istemiyor
Garih, "Nasıl olur efendim" diyor, "Narkoz verilmezse, ağrıya dayanamazsınız." Bunun üzerine, Küçük Hüseyin Efendi "Bir şey olmaz" diyor. "Sen, dişimi kerpetenle tut, ben 'Allah' deyince çekersin." Ezra Garih, ister istemez Hüseyin Efendi'nin dediğini yapıyor. Gerçekten de, Şeyh Efendi'nin 7-8 tane dişini, ağrısız sızısız çekiyor. Diş çekme işlemi bittiğinde, Ezra Garih büyük bir hayret ve merak içinde "İnanamıyorum, bu kadar şiddetli bir acı nasıl bertaraf edilebilir" diye soruyor. Hüseyin Efendi, Ezra Garih'i çağırıyor ve göğsünü açarak bakmasını söylüyor. Garih, yine hayretler içinde, Hüseyin Efendi'nin göğsündeki 'Allah' lafzını görüyor. Bu olaydan çok etkilenen doktor Garih, Mevlana Küçük Hüseyin Efendi'ye karşı büyük bir yakınlık hissediyor. O günden sonra, sık sık Hüseyin Efendi'yi ziyaret ediyor.
'İsmini Üzeyir koy'
Azra Garih'in uzun süre çocuğu olmaması üzerine Hüseyin Efendi'den dua etmesini istediği belirtiliyor. Hüseyin Efendi, dua etmekle kalmıyor; bir de talepte bulunuyor: "Erkek çocuğun olursa, adını Üzeyir koy." Zaman geliyor ve gerçekten de Ezra Garih'in bir erkek çocuğu doğuyor. Musevi geleneğinde 'Üzeyir' isminin çocuklara verilmesi adet olmamasına rağmen, baba Garih, "Üzeyir, Musevilerin de bizim de peygamberimizdir. Sen aldırma, Üzeyir koy" diyen Hüseyin Efendi'nin sözünü tutuyor. Ezra Garih ile Mevlana Küçük Hüseyin Efendi arasındaki dostluk bağı, Üzeyir Garih'e miras kalıyor. Garih, bu dostluğu, Şeyh'in ölümünden sonra, Eyüp Sultan mezarlığındaki kabir ziyaretleriyle devam ettiriyor. Atatürk'ün yakın arkadaşlarından Mareşal Fevzi Çakmak da Hüseyin Efendiye intisaplıydı. Çakmak'ın naaşının 12 Eylül 1980'den sonra kurulan Devlet Mezarlığı'na nakledilmesi taleplerine karşılık ailesinin Mareşal'ın vasiyetini öne sürerek kabul etmedikleri belirtiliyor.
ŞEYHİN BOYU 120 SANTİMDİ Koç Holding'in ünlü isimlerinden Can Kıraç'ın eşi İnci Kıraç'ın dedesi olduğu belirtilen Nakşibendi Şeyhi Küçük Hüseyin Efendi, Ankara'nın Arslan Bey Mahallesi'nde 1828'de doğdu. Güç bela ailesinin iznini aldıktan sonra İstanbul'a göç eden Hüseyin Efendi'ye "Küçük" lakabı verilmesinin sebebi ise kendisinin 120 cm boyunda olmasıydı.
76 yaşında şeyhlik postuna oturdu
Ankara'da doğup, İstanbul'a göç eden Hüseyin Efendi, İstanbul'un Saraçhane semtinde Mevlevi bir ustanın yanında çıraklığa başladı. Hüseyin Efendi sabahları Süleymaniye Camii'ne giderek ders okumaya başladı. Hüseyin Efendi 31 yaşında iken Topkapı'da ikamet eden Hacı Feyzullah Efendi ile bir vesile ile tanışarak intisap etti. Küçük Hüseyin Efendi, Hacı Feyzullah Efendi'nin Midilli Adası'na sürgün edilmesi üzerine Fatih'in Çarşamba semtindeki Murad Molla Dergahı'nda derse başladı. Şeyhinin hasretine dayanamayan Hüseyin Efendi, Midilli'ye gider. Bir süre Midilli'de kalan Hüseyin Efendi Şeyhi'ne dönüş izni verilmesi üzerine birlikte İstanbul'a dönerler. Şeyhi Feyzullah Efendi'nin vefatından sonra Edirneli Mehmet Nuri Efendi'ye intisap eden Hüseyin Efendi, 8 yıl da onun ders halkalarına ve sohbetlerine katıldı. Mehmet Nuri Edirnevi'nin vefatından sonra postuna Hasan Visali Efendi oturuyor. Bir süre de onun yanında bulunan Hüseyin Efendi, 76 yaşında iken 1902'de Hasan Visali'nin halifesi olarak onun postuna oturur.
ŞİİRE DÜŞKÜN BİRİYDİ
Küçük Hüseyin Efendi, şiire olan düşkünlüğü ile bilinen bir şeyhti. Geniş bir insan sevgisi öğretisine sahip olan Hüseyin Efendi İstanbul'un sayılı şeyhleri arasında yeralıyor. Abdulkadir Akçiçek tarafından hazırlanan ve 1988'de yayınlanan "Mevlânâ Küçük Hüseyin Efendi" isimli kitapta yer alan bilgilere göre Şeyhin defterine kaydettiği şiirlerin şairleri arasında Lütfi, Nesimi, Kuddusi, Vasfi, Emin Bey, Ruhi gibi ünlü şairler de yer alıyor. Küçük Hüseyin Efendi'nin defterinden bazı şiirler: 1-Ölmeden Ölmek
Hayat-ı cavidanı, şeyh-i kamilden sual ettim;
2-Çünkü bildin müminin kalbinde beytullah var;
Niçin izzet etmedin ol evdekim Allah var..
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |