Celal Bayar, "Gelecek kış komünizm gelecek" beklentisini dile getirmesiyle ünlenmişti... O bununla kimi kast ediyordu bugün artık önemi yok; ancak gelişmelere bakılırsa, MHP'li Koray Aydın sayesinde, Marksistler, bayındırlık bakanlığını ele geçirmiş... Bakanlığına yönelik yolsuzluk soruşturması başladığında, bakan Aydın, "Bereket adamlar Marksist çıktı" demişti. Bayındırlık bakanlığındaki yolsuzluk iddiaları yüzünden gözaltına alınanların sayısı 60'ı geçti; aralarında biri müsteşar yardımcısı olmak üzere çok sayıda devlet görevlisi de bulunuyor...

Yolsuzluk soruşturmaları konusunda ihtiyatlı olmakta yarar var. Daha önce benzer iddialarla gözaltına alınan başka kamu görevlileri serbest bırakıldılar. Özellikle son dört yıldır sürekli ANAP'ın elinde tuttuğu enerji bakanlığı ciddi iddialara hedef oldu, ama soruşturmaların arkası gelmedi. Bayındırlık bakanlığına dönük yeni operasyonun da aynı âkıbete uğraması pekâlâ mümkün. Bizde devlete dönük temizlik amaçlı operasyonlarda sonuç almak kolay olmuyor.

Bu defa, hedefte MHP bulunduğu için, toz fazla kalkıyor. MHP bugüne kadar hükümette âhım şâhım bir performans sergilemedi; ancak diğer ortaklarıyla karşılaştırıldığında propaganda amacıyla kullanabileceği bir özelliğe sahipti: Yolsuzluklara bulaşmama... Bayındırlık'ta başlayan soruşturma, seçim başarısını biraz da kampanyayı 'yolsuzluk ve yoksullukla mücadele' üzerine oturmasına borçlu olan MHP'yi bayağı sarsacak bir etkiye sahip...

Koray Aydın'ın "Bunu yapanlar bereket Marksist" tepkisini doğru kabul edecek olursak, MHP'nin kendisinden kadrolaşma bekleyen tabanına kulak vermediğini düşünmemiz gerekiyor. MHP tabanı açısından 'kabahatinden büyük bir özür' olur bu... Oysa, MHP'nin kadrolaşmasıyla ilgili gerçekler hiç de o özrü doğrulamıyor. Bilinen şu: MHP, elinde tuttuğu bakanlıklarda da, elinin uzanabildiği kamu kurumlarında da kadrolaşmakta...

MHP'nin kadro konusundaki aşırı tutumuna, bir vesileyle, burada değinmiştim. ("Hiçbir 'âh' yerde kalmaz", 3 Mayıs 2001). Trabzon bayındırlık ve iskân müdürlüğünde mühendis olarak çalışan Şinasi Haznedar ile Karayolları 10. bölge müdürlüğünde mimar olarak çalışan eşi Türköz Haznedar, bakanlığının kritik noktalarındaki 'Marksist' memurlara dokunmadığıyla övünen Koray Aydın tarafından, biri Van'a diğeri Samsun'a, sürüldüler. Şinasi Haznedar'ın suçu demokratik fikirlerini gazetelere taşımak ve 'Empati Grubu' üyesi olmak... Türköz Haznedar'ın suçu daha basit: Şinasi Haznedar'ın eşi olmak... Bir aileyi dağıtan bakandır Koray Aydın...

Bu gerçek penceresinden bakıldığında, önceki dönemlerden kalma 'Marksist' memurları bulundukları yerlerde tutmasının, bazılarını terfi ettirmesinin 'hoşgörü' ile bir ilgisi olmadığı anlaşılır. İdeolojik hoşgörüsü olmadığı bilinen bir bakan, burnunun dibindeki şâibeli tiplere neden hoşgörülü davranmış olabilir acaba?

Kaldı ki, gözaltına alınan veya haklarında 'yolsuzluk' iddiaları bulunan görevlilerden bazılarının Koray Aydın'a fazla uzak olmadıkları da belli. Bayındırlık bakanlığı, öyle anlaşılıyor ki, epey zamandan beri çizgi dışı işlemlere sahne olmuş; herhalde deprem yüzünden daha fazla ihale düzenlendiği için, bunlar, son zamanlarda gizlenemez hale gelmiş...

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, operasyonun başından itibaren, olan biteni hafife alma eğilimi dikkat çekiyor. Koray Aydın'a yakınlık duyabilir, hatta yolsuzluk iddialarını ona yakıştırmayabilir de... Ancak, 'şâibesiz' bir partinin lideri olmaya devam etmek istiyorsa, şu ana kadar davrandığından farklı bir tavır takınmak zorunda MHP lideri. Ne demek istediğimizi anlamak istiyorsa, gözaltında kimse kalmadığı halde, bir kere yolsuzluk iddialarına hedef olmuş bakanlıklar yüzünden ANAP'ın imajının ne hale geldiğini düşünmeli. Devlet Bahçeli, bayındırlık bakanlığı çevresindeki gelişmeye akıllı bir tepki vermek zorunda.

Tepkisi geciktikçe durum daha da vahimleşiyor çünkü...

FEHMİ KORU

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu