|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İşadamı Üzeyir Garih cinayetinin kilit ismi olarak gösterilen firari er Yener Yermez'in koğuşundaki dolabında, üzerinde kan lekeleri bulunan bir pantolon ele geçirildi. Pantolon üzerinde yapılan incelemelerden sonra üzerindeki kan izlerinin Üzeyir Garih'e ait olduğu açıklandı. Polis yetkililerin yaptığı açıklamada Yermez'in yakalanması için otogar ve şehir giriş çıkışlarında özel kontrol noktaları kurulduğu ve memleketi Kayseri'de operasyonların yoğunlaştırıldığı kaydedildi. Bu arada İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Yermez'in halen İstanbul'da bulunduğunu ve yakalanmasının an meselesi olduğunu söyledi. Yücelen, firari erin Aria şebekesi üzerinden görüşme yaptığını bu yüzden sinyallerin tam olarak algılanamadığını da kaydetti. Garih cinayeti ile ilgili olarak gözaltında olanların arasında asker bulunmadığı ve Yener Yermez'in çarşı izni dönüşü Üzeyir Garih'in telefonu ile kışlaya girmek isterken telefonun nöbetçi astsubay tarafından alıkonulduğu bildirildi. Üzeyir Garih'in öldürülmesine ilişkin polisin elinde "gözaltına alınan asker olmadığı" ancak 3 astsubay ile 4 erin ifadelerine başvurulduğu belirtildi. Üst düzey bir yetkili, Garih'in olaydan sonra kaybolan cep telefonunun ele geçirildiğini ve olayla ilgili "çok ciddi bir şüpheli" olarak aranan firari eri yakalamaya çalıştıklarını bildirdi. Yetkilinin verdiği bilgiye göre, Garih'in katil zanlısının yakalanması için yürütülen çalışmalarda şu gelişmeler yaşandı: Hasdal'daki bir askeri kışlada 1981/1 tertip olarak silah altında bulunan 1975 Kayseri doğumlu er Yener Yermez, Garih'in öldürüldüğü gün, çarşı iznine çıkıyor. Eyüp civarında dolaştığı sanılan Yermez,17.15'te nizamiyeye geliyor. Telefona astsubay el koydu Nizamiyede görevli olan astsubay, Yermez'in üzerinde bir cep telefonu ele geçiriyor ve telefonu alıkoyuyor. Astsubay, bir süre sonra bu telefona, kendi sim kartını yerleştirerek kullanmak istiyor. Astsubay, telefon bu durumdayken dışarıdan arayan Tolga isimli astsubay arkadaşıyla bir görüşme gerçekleştiriyor. Bu görüşmeler, Garih'e ait Ericsson T28 marka cep telefonunun sinyalini takip eden polislerce tespit ediliyor. Pazartesi günü saat 15.30 sıralarında telefondan alınan sinyal kesiliyor. Aynı gün astsubaya gelen er Yener Yermez, izne çıkacağını belirterek telefonu istiyor. Bunun üzerine astsubayın verdiği telefonu alan Yermez, sözkonusu telefonu 20 milyon lira karşılığında kantinci bir arkadaşına satıyor. Teknik takip yöntemiyle telefonun kullanımlarını tek tek belirleyen polis, bu çalışmadan elde ettiği bilgilerle Merkez Komutanlığı'na giderek, askeri yetkililerle durum değerlendirmesi yapıyor. İfadesi alınan astsubay, telefonu Yener Yermez'den aldığını doğrulayarak, "Bu telefon bendeydi ancak, iade ettim" şeklinde ifade veriyor. Polis ve askeri yetkililerin nizamiyede beklediği sırada da Yermez, üzerindekilerle firar ediyor. Öte yandan Yener Yermez'in Kayseri'deki ailesini aradığı açıklandı. Yermez'in annesi Fatma Yermez ile cinayetle ilgili bir şey konuşmadığı söylendi. Fatma Yermez ve Yener Yermez'in amcasının oğlu Ahmet Yermez'in sorguları ise sürüyor. Cinayette sorgu skandalı Dün toprağa verilen işadamı Üzeyir Garih'in katil ya da katillerini arayan polisin, Garih'in aile ve iş çevresini sorgulamaması bir skandal olarak nitelendiriliyor. Polis okullarında mesleğe yeni başlayacak polis memurlarına cinayetlerin faillerinin nasıl yakalanabileceğine ilişkin derslerde bile cinayetlerden sonra maktülün öncelikle aile çevresi olmak üzere iş çevresi, işyeri ve ikamet ettiği semt, meslek grubu gibi dış etkenlerin araştırılması gerektiği anlatılırken, Üzeyir Garih'in öldürülmesinden sonra ne ailesinin, ne de iş çevresinin sorgulanmaması büyük bir eksiklik olarak değerlendiriliyor. İstanbul polisinin 13 yasındaki bir çocuğu katil olarak yakaladığını açıklayıp büyük bir skandala sebep olması İstanbul Emniyeti'nin moralini bozarken, ünlü polis müdürlerinden eski Devlet Bakanı Ünal Erkan, adi cinayetlerde bile aile ve iş çevresinin mutlaka sorgulanması gerektiğini söyledi. Erkan, "Polis açısından bir cinayette olay yerinde herhangi bir bulgu, bir ihbar, bir belge, bir ipuçu yoksa polis bilinenlerden bilinmeyenlere doğru mesafe almaya çalışır. İpucu olacak herşeyin üzerine gidilir. İpucu bulabilmek için gerekirse aile fertleri, iş çevresi, işyerinin bulunduğu semt ve maktülün evinin bulunduğu semtte sorgulamalar yapılır ki en basit bir ipucuna bile rastlanabilsin" dedi.
|
|
|
|
|
|
|