T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İmdat! Şimdi de "Tantan-Gökçek yeni oluşumu"!

Gerçekten de Türk medyasının işine akıl sır ermiyor! Çok değil daha birkaç ay öncesinde Tayyip Erdoğan hakkında yapılan yayınları bir hatırlayın...

Hatırlıyorsunuz, medya Türk siyasetini bayağı "dizayn" etmiş, "merkez sol"da Derviş, "merkez sağ"da Erdoğan olmak üzere meseleyi halletmişti. Sonrası malûm... "Köprü geçildikten" sonra, bir "yeniden yapılanma" ihtiyacı başgöstermiş ve "yelpaze"ye ("siyasi" olanından söz ediyorum) bazı müdahaleler yapılması icabetmişti...

Bu süreci bugün niçin hatırlattığımı haklı olarak soruyorsunuzdur. Bu süreci Hürriyet ve Radikal gazetelerinin dünkü sayılarında karşıma çıkan iki "Ankara" yazısı dolayısıyla hatırlatıyorum. Hürriyet'ten Sedat Ergin ve Radikal'den Murat Yetkin (biliyorsunuz, kendisi Başbakan'dan canlı yayında mülakat almaya -yani hiçbir şey almamaya- ehil sayılı gazetecilerimizdendir) dünkü yazılarında, şu bunaltıcı günlerde yapacak başka bir iş kalmamış gibi, "merkez sağ" ve "merkez sol"u yeniden "dizayn" etmeye koyulmuşlar. Ergin, yazısını şu satırlarla bitiriyor: "Toplumda gerek sağda gerek solda yeni oluşumlara dönük kuvvetli bir beklenti var." Yetkin ise şöyle: "Her durumda siyasi oluşumlar açısından sıcak bir döneme yaklaştığımız kesin görünüyor."(!) Bilmem siz de benim gibi mi düşünüyorsunuz; bu memlekette "yeni oluşumlar"a ilişkin ne bitmez tükenmez bir arzu varmış böyle!

Ergin ve Yetkin'in yazıların en ilginç yanı, "yeni oluşum" arayışına bu kez Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile birlikte koyulmaları... Pekiyi bu niçin böyle? Gökçek'i ezelden beri çok takdir ettikleri bir "merkez sağ" siyasetçi olarak görmelerinden mi? Ne münasebet! İsteyen (ve sabrı olan) gazete koleksiyonlarını açıp bakabilir! Düşünebiliyor musunuz, "merkez sağ" ve Gökçek? "Aşırı sağ"dan vazgeçtik, kısa yoldan "sağ" bile değil; illâki "merkez sağ"!

Pekiyi, nereden çıktı şimdi bu birliktelik? Yetkin'in yazısından öğrendiğimize göre (bu ayrıntı Ergin tarafından belirtilmemiş) bu iki gazeteci ve Gökçek, "Başkan"ın yaptırdığı bir yeni anketin sonuçlarını birlikte değerlendirmek için biraraya gelmişler. Yetkin, bu anketi bize şöyle tanıtıyor: "Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı 25 Ağustos'ta tamamlanan bir anket yaptırmış. Anketin temel amacı toplumdaki siyasi arayışın boyutlarını ve beklentileri ölçmek. Anket yalnızca Ankara'da ve serbest örnekleme yöntemiyle yapıldığı için (Tayyip Erdoğan'ın AKP'si dahil) mevcut siyasi partilerin ortaya çıkan oy tahminlerini vermek haksızlık olur."

(Yeri gelmişken: Gökçek'in anket tutkusunu kendi ifadelerinden biliyoruz. Bu anketler acaba Belediye adına mı yaptırılıyor -yani bedelini Belediye mi ödüyor- yoksa bu tutku -ve bedel- tamamen kişisel mi? Bunu sormaya hakkımız var, çünkü belediyelerin "toplumdaki siyasi arayışın boyutlarını ve beklentilerini ölçmek" gibi bir görevi olduğunu sanmıyoruz.)

Yetkin'e göre, anket sonuçları bize "hem sağda, hem de solda, toparlayıcı yeni bir çıkışın yapılması ihtiyacını" açıkça gösteriyor. İyi de bu "çıkış"ı kimler yapacak? Gökçek, tabii ki, bu "kimler"i de belirlemiş. Anket sonuçları, sağda beklenen lider olarak listdenin başına Sadettin Tantan'ı, onun hemen arkasına da Gökçek'i yerleştiriyormuş. (Merak etmeyin, Tantan ve Gökçek arasında tamı tamına 2 puan fark var!) Tabii ki solun liderleri de ortaya çıkmış. Sırasıyla, Derviş, İsmail Cem ve İnönü. Yetkin'e göre, "Gökçek, yıllardır belediyelerde sürdürdüğü siyaset yaşamını, Meclis politikalarına taşımaya kararlı" görünüyormuş. Gökçek'in Erdoğan'a yönelik eleştirileri de var. Herşeyden önce, Erdoğan, "geniş yelpaze" yanlısı değilmiş. "Fazilet tabanına" ağırlık veriyormuş. "Başkan", yüzde 15-20'lik bir parti filan istemiyor. "Kurulacaksa, yüzde 30'ları geçen bir parti hedeflenmeli" diyor. Olabilir; bu "hedef" de onun hedefi, parasıyla değil ya...

Yetkin'in bu hedefi yorumlayan şu cümlesi dikkatimi çekti: "Tantan-Gökçek güçbirliğinin sağda bir çekim merkezi oluşturması ihtimalini sormamız onu rahatsız etmiyor."(!) Tuhaf bir yorum; niçin rahatsız etsin ki! Yetkin'in yazısının sonlarına doğru, yeni bir isim ile daha karşılaşıyoruz. Bu yeni isim, Mehmet Ali Bayar. Bu ismi ben de sizin gibi bir yerlerden hatırlar gibiyim. Galiba, TOBB'un "parti başkanı" adayıydı. Fakat hayret! Demek ki dünyadan haberimiz yok. Yetkin, bu yeni isimden açıkça "Mehmet Ali Bayar'ın adı ekseninde yürüyen siyasi zemin yoklamaları, hem sağdaki, hem soldaki dengeleri yeniden belirlemeye aday" diye söz ediyor. (Yoksa, adı bir sır gibi saklanan "teknokrat Başbakan" o mu?) Görüyorsunuz, Ergin'in yazısını gözden geçirmek artık mümkün değil. Ama hiç değilse, Ergin'in Gökçek'in anketinden naklettiği AKP'ye ilişkin sonucu aktaralım: "Bu ankette, barajı geçebilen bir parti daha var. O da yüzde 12.5 ile AKP."

Seçim pusulasında -kısmetse- AKP'yi işaretlemeyi düşünen okurlarımız buna ne der bilmem ama bence "Buna da şükür!" demek gerekir. Baksanıza, "yüzde 30'ları geçen" Gökçek-Tantan (veya Tantan-Gökçek) dayanışması kimseye oy bırakmadı bile... Mehmet Ali Bayar faktörünü saymazsak tabii...

Not: "Fetva ve dolar" ilişkisinden söz eden dünkü yazım dolayısıyla İstanbul/Güngören'den beni telefonla arayan İdris Bey, "Peki Diyanet, bundan böyle hacılardan ödemelerini dolarla yapmalarını istemeyecek mi?" diye soruyor ki, bana sorarsanız çok yerinde bir soru...


29 Ağustos 2001
Çarşamba
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED