|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Galiba insanların, ne istediklerini veya kendi görüşlerini anlatmaları yetmiyor.. Galiba insanlar, neye karşı olduklarını, neleri istemediklerini de anlatmak zorundalar.. O zaman "uzlaşmak" ve daha da ötesi, "meşrulaşmak" daha kolay oluyor.. Sözü, Tayyip Erdoğan'a getirmek istiyorum.. Son olarak, Hürriyet'te Cüneyt Ülsever'le uzun bir söyleşi yaptı Tayyip Erdoğan.. İçtenlikle düşüncelerini açıkladı.. Cüneyt Ülsever de, açıkçası, tuzak sorularla sıkıştırmadı Erdoğan'ı.. Bu şekilde, AK Parti Genel Başkanı'nın düşüncelerini ve bakış açılarını, daha iyi öğrendik. "Liberal Muhafazakar" bir politikacı portresi çıktı ortaya.. Ama bilelim ki, bu portrenin "karşı taraf" için kabul edilebilmesi için, Erdoğan'ın neleri düşündüğünün bilinmesi yetmeyecektir.. "Karşı Taraf"ı da, "ne olacak, onlar oligarşi" diye geçiştiremeyiz.. Bugün Türk siyasetinde sorun, bir görüşün kendini kitlelere kabul ettirmesi ile bitmiyor.. Diğer görüşlerin (veya güçlerin), o görüşü kabul etmeleri de, aynı ağırlıktadır.. Bunu da, en başta Tayyip Erdoğan'ın bilmesi gerekiyor.. Her kurulan Milli Görüş kökenli partinin kapatılmasının kuzu kuzu kabul edilmesi veya "yasaklılık olgusu", bu bilgi genlerde olmadan, kolay hazmedilemez.. Bu açıdan "karşı taraf"a, veya "diğer görüş"e, yahut "oligarşi"ye kendisini kabul ettirmesi, en azından "meşruiyet" için bir gerekli ön-şarttır.. Şunu söyleyelim.. "Karşı Taraf", sadece Türkiye'deki "oligarşi"den ibaret değil.. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile de görüldüğü gibi, "Karşı Taraf", en demokrat evrensel kesimler içinde de var.. Neden var.. Çünkü her ne kadar aynı demokrat cephe içinde birbirinizin varlığına tahammül etseniz de, "karşı olduğunuz" şeylerin farklı olması, bu beraberliği "ihtiyatlı bir yol arkadaşlığı"na dönüştürüyor.. Daha açık koyalım meseleyi.. Taliban'ın temsil ettiği Siyasal İslam, demokrat olmak veya olmamak kriterlerini, ön plana çıkartmıştır.. Ya da, Suudi Arabistan'daki şeriat düzeni içinde kadının yeri.. Yahut İran'daki mollalar rejiminde, insan hak ve özgürlüklerine verilen yer.. Bugün "Ben liberal muhafazakarım" diyen bir politikacı, aynı anda "Ben Taliban'a da, Mollalara da, Suudi Rejimine de karşıyım" diyebildiği oranda, söz konusu kabulu veya meşruiyeti kazanıyor.. Bu tabiî ki kolay değil.. 1990 öncesinde de, aynı şey demokratik-soldan beklenilirdi.. - Eğer gerçekten sosyal demokratsan, Sovyet modeli komünizme karşı olduğunu da söyle.. Aksi halde sen, bir kripto-komünist olarak görülürsün, denilirdi.. Yani işin özünde bunlar var.. Tayyip Erdoğan medeni ve siyasi cesaretini kullanıp, nelere karşı olduğunu söyleyebildiği oranda, "karşı taraf"ı veya "oligarşi"yi tatmin edecektir.. Bu da, önemlidir sanıyoruz.. ŞAKA
Mezarlıklar üzerine..
Üzeyir Garih cinayetine kadar, mezarlıklar, serin selviler altındaki sessizlikleri ifade ederdi..
SEVGİ ORTAMI
Biraz da, Ortodoks Rumlar'ı hatırlayalım
Üzeyir Garih'in ölümü, Türk Yahudi'lerinin, toplumumuz içinde ne kadar yerleşik ve kaynaşık bir konumda bulunduklarını, bir kez daha kanıtladı.. Hep sözünü ettiğimiz "Türkiye Mozayiği"nin de, sağlıklı bir kanıtlanmasıydı bu.. Bu vesile ile, Müslüman olmayan Türkiye'lilerden, "Ortodoks Rumlarla" da, ille bir ölümü beklemeden, sevgiye ve uzlaşmaya dayalı bağlarımızı güçlendirmeyi denemeliyiz.. Örneğin, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması, bu konuda çok ciddi bir adım olabilir.. Açıkçası, Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Besim Tibuk, bu tür girişimleri, gerçekçilikle ve cesaretle sürdüren, yegane politikacımız.. Dileriz, parlamentoda grubu bulunan partilerin liderleri de, Besim Tibuk'u kendilerine örnek alırlar.. Bilelim ki, yurt-içinde sağlayacağımız barış ve sevgi ortamları, bize dünyada da sevgi ve barış getirecektir..
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |