İstanbul'un keşmekeşliğinin en büyük suçlusu gösterilen onlar... Ne trafik kurallarına uyuyorlar, ne de hoşgörüye sahipler. İstedikleri yerde dur-kalk yapıyorlar. Onlar eleştiriliyorlar ama, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere bugünkü koşullarda onlara ihtiyaç duyulduğunu herkes kabul ediyor. Onlar minibüsçüler. Şehrin yüzde 20'sini bir noktadan başka bir yere taşıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Rafet Bozdoğan, "İstanbul'da bir minibüs gerçeği var. Ha deyince kaldıramıyorsunuz. İstanbul'da her gün 7 bin minibüs trafiğe çıkıyor. Şehrin değişik noktaları arasında yaklaşık 240 hat üzerinde çalışıyorlar" derken, raylı sistemlerin ard arda devreye girmesiyle minibüslerin bu sistemlere entegre edileceğini de açıklayarak, minibüsçülerin tepkisinden kaçınıyor.

'Hemen kaldıramayız'

Minibüslere yönelik en sert eleştiri ise yine halktan geliyor. İstanbul'un yaşanılır bir kent olması için önce minibüslerin kaldırılması gerektiğini savunan İstanbullular, minibüsleri geri kalmışlığın bir göstergesi olarak yorumluyorlar. Herkesin eleştirdiği ama hiçbirimizin vazgeçemediği minibüsler, İstanbul ulaşımının kısa mesafede tamamına yakınını, uzun mesafede ise önemli bölümünü sırtlıyor. İstanbul'da günde yaklaşık 10 milyon motorlu araç ve yaklaşık 5 milyon yaya yolculuğu yapılıyor. Motorlu araç yolculuklarının yüzde 20'sini minibüsler karşılıyor. Dolayısıyla minibüsler, İstanbul'da her gün iki milyon motorlu araç yolculuğunun yükünü çekiyor. Yolcuların minibüslerde gittikleri uzaklık ise ortalama 6-8 kilometre.

KURAL TANIMIYORLAR

İstanbul'da toplu taşıma aracı olarak bazı güzergahlarda alternatifsiz olan minibüsler, alternatifsiz olmanın avantajıyla rahat davranıyorlar. Özellikle Gebze-Harem, Yüzyıl-Topkapı, Beşyüzevler-Bağcılar gibi uzun hatlarda çalışan minibüslerden vatandaşlar şikayetçi. Minibüs şoförlerinin trafik kurallarına uymadıklarını, yolculara karşı hoşgörülü ve saygılı davranmadıklarını belirten vatandaşlar, yetkililerin de bu konuda gerektiği denetimi yapmadığını savunuyorlar. Şoförlerin, yolcu alabilmek için duraklarda uzun süre beklediklerini ve sürekli korna çalarak yolcu çağırdığını ifade eden vatandaşlar, minibüslerin hız sınırlarına uymadıklarını ve bazan çok yavaş, bazan da can güvenliğini tehlikeye atacak derecede aşırı hızlı seyrettiğini kaydediyorlar. Güzergahta seyrederken, minibüslerde yolcu sayısının azalması üzerine geri dönüp tekrar baştan başlamak için kendilerinin diğer araçlara aktarıldığını belirten vatandaşlar, bu durumun da kendilerini mağdur ettiğini söylüyorlar.

VALİLİK GÖREVE

Gebze-Harem arasında her gün yolculuk etmek zorunda olduğunu söyleyen, yolcu Ahmet Çalışkan, bu hattaki minibüslerin çoğunun akşamları Gebze'ye gitmediklerini ve Kaynarca ve İçmeler'den ileriye giden bir minibüs bulmanın akşamları zorlaştığını söyledi. Gebze'de gitmek için araçlara bindiğinde "Gebze'ye gitmez!" cevabını aldığını ve inmek zorunda kaldığını belirten Çalışkan, "Madem, Gebze'ye gitmiyorsanız, neden bu aracın üzerinde Gebze-Harem yazıyor?" diye sorduğunda ise terslendiğini söyledi. Güç bela, Gebze'ye giden bir "Gebze-Harem minibüsü" bulduğunda ise, onun da Gebze'ye girişte, yolcuları hemen indirip, E-5'ten geri döndüğünü söyleyen Çalışkan, "Gündüzleri minibüs durağına giden araçlar, akşam olunca, Gebze'ye gitmemek için ayak diretiyorlar. İstanbul Valiliği ve minibüsçü derneklerinin bu konuya çözüm bulması gerekir" diye konuştu.

Kime şikayet edeceğiz!

Özellikle Gebze-Harem hattında gibi uzun güzargahlarda çalışan minibüslerle ilgili şikayetlerin kime yapılacağı ise belirsiz. Minibüsçülerin kurdukları bir yardımlaşma derneği var ancak ona nasıl ulaşılacağıyla ilgili yolculara bilgi vermek için araçlara bilgi ve telefonları içeren notlar yapıştırılmamış. Kendileriyle görüştüğümüz vatandaşlar, İstanbul Valiliği'nin de, bu konuda üzerine düşeni yapmadığını ve gerekli denetimleri yerine getirmediğini savunuyorlar.