T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Oflu Hoca ve hamsili "aruz"lar...

Ne zamandır, kafama koymuştum, bir "Of kasidesi" üzerinde bir yazı yazmayı!..

Sağ olsun, Millî Eğitim Bakanı Bostancıoğlu'nun divan edebiyatı ve aruz üzerindeki "spekülâtif" konuşmaları bu fırsatı doğurdu... Bir de burada, İsmail Türüt'ün "Oflu Hoca"lı kışkırtmalarına, ayrıca Hasan Pulur'un ikide bir Oflu Hoca'yı istiskal eden fıkralarına da bir "kültürel hücûm"la cevap vererek, "Hamsi"nin şanına şan katmış olacağız.

Öyle ki, Trabzonlu şair Ahmet Sarım (1884-1964) "failatün" veznindeki şiirine şöyle başlar:

"Aşıkın, hamsi gibi bir dil-ruba cânânı var.

Öyle bir maşuk kim, tarife gelmez ânı var."

Esat Ömer (Eyyubî) failatün veznindeki "nazire"sine şöyle başlar:

"Hamsinin zannetme yavrum bir kuri ünvanı var.

Kisve-i simîni üzere, kevkeb-i rahşanı var."

Ya Baba Salim Ögütçen'e bir nazar atf ederseniz, o bir başka lisan terennüm eder, hamsi üzerine (1887-1957):

"Ne tarih okuduk/Ne hendese! Ne mektep görmüşüz, ne medrese."

Koyamaz bizi kimse kafese/İyiyi kötüden seçenlerdeniz." dedikten sonra;

"Nedir biz seninle kalmışız derde,

Bu yıl da gülmedi yüzümüz hamsi!

Hep ince çıkarsın, irin nerede?

Geçmiyor mu sana sözümüz hamsi?"

"Hep bana kabahat buluyor millet/Diyorlar ettirdin hamsiye ric'at."

Gel kurtar yakamı eyle bir himmet/Ne bulaşık işe çattın ey hamsi!"

Elli-yüz yıl sonra da, bu sefer Bostancıoğlu öyle bir "bulaşık" işe çattı ki, şimdi tevil ve tahville işi geçiştirmek istiyor!

Olmaz öyle şey!..

El-alem kalkacak, eski ve köklü kültürümüzü koruyacak, sen ise kalkıp içten içe kemirip, bir avuç sergerdeye koca bir nesli teslim edip eskiyi unutturmak isteyenlerin kervanına katılacaksın, bu olmaz!..

Çünkü, Of'un Çufaruksa köyende" "müderrislik" yapan ve Of müftüsünün kardeşi olan Bakkalzade İsmail Hakkı Efendi'nin "Of Kasidesi" ile, kültür ve edebiyat yönünden, ne tür ve kalıbta bizde "Hocalar" yetiştiğini isbatlamak mümkündür...

İşte size, (ilk olarak) yayınladığımız "Of kasidesi" ki, böylece, hem Hasan Pulur'a ve hem de İsmail Türüt'e yeni bir kalem ve kelam malzemesi de verilmiş oluyor:

Of Kasîdesi

"1. İsm-i Hüdâdır tezkâr-ı dâim, her şâm-u seher merdânı Of'un

2. İlmi ziyâde, fehmi ziyâde, aklı ziyâde insânı Of'un

3. Takvâsı gâyet, zühdü begâyet, bulmaz nihâyet irfânıOf'un

4. Ekser-i âzam dânâsı ânın, ankâ misâli nâdânıOf'un

5. Aşkın şarâbın nüş eyleyince, ebed ayılmaz mestânıOf'un

6. Şark ile garbda dâim okunur, izz-ü şerefle destânıOf'un

7. Şeyh-u şebâbı ashâb-ı iffet, irfâna râğıp vildânıOf'un

8. Ehl-i ibâdet, râki'u-sâcid, ehl-i mesâcid erkânıOf'un

9. Ehl-i hayâ-u hem ehl-i tevhîd, ehl-i hicâptır nisvânıOf'un

10. Sîretleri hep ehl-i salâhtır, İslâm'a geldi şeytânıOf'un

11. Elde Şerîat, dilde tarîkat, tevhidle meşgul şübbânıOf'un

12. Nice telâmiz, nice esâtiz, tedrîs iledir devrânıOf'un

13. Her köşesinde bir şeyh-i kâmil, halk eylemiştir RahmânıOf'un

14. Fazlında zâhir, her fen'de mâhir, hâvi'l-mefâhir büldâni Of'un

15. Hakkı bu halkın âdâtı meşrû, hakka mutâbık irfânıOf'un

16. Müstef'ilâtün müstef'ilâtün, recez müremmel dîvânıOf'un

Bakkalzâde İsmail Hakkı
(H. 1246-1337/M. 1824-1919)

AÇIKLAMA

1. Of yiğitleri sabah akşam Allah'ın adını zikrederler.

2. Of'un insanının ilmi de, anlayışı da, aklı da çoktur.

3. Of'(lun) un dindarlığı da, zâhidliği de, irfânı da sınırsızdır.

4. Of'un büyük ekseriyeti âlimdir, câhilleri ise yok denecek kadar azdır.

5. Of'un (Hak şarâbıyla) kendinden geçmiş olanları, ilâhî âşkın şârâbından tadınca bir daha ayılmak bilmezler.

6. Of'un destanı dünyanın dört bir tarafında her zaman onur ve şerefle okunur.

7. Of'un yaşlısı da genci de iffetlerine düşkün olup, çocukları da ilim-irfâna can atarlar.

8. Of'un ileri gelenleri de ibâdet ehli, namazında niyâzında kişilerdir.

9. Of'un hanımları da hem hayâlı hem tesettürlü ve hem de tevhid ehli hatunlardır.

10. Of'lular davranışları açısından doğru ve dürüst insanlardır. (Öyle ki) Of'un şeytanı bile müslüman olmuştur.

11. İslâm hem pratik yönüyle, hem de derûnî (:kalbî/tasavvufi) boyutuyla gönüllerde yer etmiş olup, Of'un gençleri tevhidle meşgul olurlar.

12. Pek çok öğrenci ve pek çok üstâdın bulunduğu Of'un hayat düzeni eğitim-öğretim üzerine oturmuştur.

13. Allah'ın izniyle Of'un her bir köşesinde bir hakîki mürşid/mânevî önder var olagelmiştir.

14. Her bir beldesiyle Of, fazîleti âşikâr, her alanda mahâretli ve çok sayıda meziyeti bünyesinde barındıran bir yapıyı arz etmektedir.

15. Hakkı, bu Of halkının, âdetleri İslâmî olup, onların kültürel yapıları da hakka uygundur.

16. Of'un, bu dîvânı 'müstef'ilâtün' vezinli, recez ve remilli bir şiirdir."

x x x

Ruhu şad olsun, Hamaîzade İhsan'ın ki, "Hamsiname" ile hem aruzu ve hem de "hamsi"yi ölümsüzleştirdi!

Kimin gücü yeter, unutturmaya ve yutturmaya!..


22 Aralık 2001
Cumartesi
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED