|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Arnold Toynbee tarih ve medeniyete bakışını "Her zaman bir ayağım şimdiki zamanda, öbür ayağım da geçmiş zamanda durdum" diyerek anlatır. Amerika'ya yapılan saldırının Doğu ve Batı üzerinde doğuracağı etkilerini tahmin edebilmek için dünyanın tarihine bütün olarak bakmak gerekir. Kültürlerin geçmişini sağlıklı bir biçimde değerlendirmeden, bütün dünyayı nasıl bir gelecek beklediğini tahmin etmek mümkün değildir. Çünkü ülkeler gibi, medeniyetler de yalnızca bugünde yaşamazlar. Geçmişi hatırlamadan, geleceğe ümitle bakılamaz. Sınırların önemini yitirdiği bir dünyada kültürler, glokalleşmezlerse, yoksulluktan kurtulamazlar. İçine kapanan medeniyet yıkılır. Batı dünyası, özellikle Asya ve Afrika ülkelerinin hammadde kaynaklarının Batı'ya akışını güvence altına alabilmek için, sözkonusu ülkelerdeki demokratik hareketleri desteklemedi. Ayrıca Batılılar özellikle Müslüman ülkelerde dayatmacıların iktidar olması için ellerinden geleni geri koymadılar. Cezayir, Tunus, Mısır, Pakistan, Endonezya ve Türkiye'de dayatmacıların ve demokrasi karşıtı yönetimlerin güçlenmesi, toplumun önemli bir kesimini siyaset dışına çıkmaya zorladı. Amerika başta olmak üzere Avrupalı'ların bütün Müslümanları "terörist" olarak göstermeye çalışmaları, İslam ülkelerindeki demokratik gelişmelere büyük darbe vurdu. İslam ülkelerinde demokratik yoldan yönetime katılmanın tekn yolu olan "Siyasal İslam"ın tehdit olarak görülmesi, başta İran ve Cezayir olmak üzere, Müslüman toplumlarda terörü ateşledi. Böylece demokratik hareketler gerilerken, şiddet ve baskı hareketleri hız ve yoğunluk kazandı. Asya ve Afrika ülkelerinde şiddet örgütleri ve darbeciler siyasi partilerin yerine geçti. Terör çeteleri İsrail'deki devlet terörünü kayıtsız ve şartsız bir biçimde destekleyen Amerika'yı, kendi evinde dehşet verici bir biçimde vurdu. Amerika'nın vurulmasıyla yalnızca Avrupa değil, bütün dünya büyük bir Filistin'e dönüştü. Bütün ülkelerde şiddet örgütleri önemli bir güç ve etkinlik kazandı. Başta İsrail olmak üzere birçok ülkede "teröre karşı terör" devlet politikası haline geldi. Terörle savaşabilmek için, bütün ülkelerde dayatmacılığın değil, demokratik örgütlenmelerin desteklenmesi gerekir. Amerika ve Avrupa terörle savaşmak istiyorsa, açık ve seçik bir biçimde demokratik hareketlerin yanında yer almalıdırlar. Artık hiçbir ülkede demokrasi karşıtı yönetimler desteklenmemelidir. Aksi halde terör eylemleri bütün dünyayı bir kanser gibi sarar. Terörle savaş yeni bir savaştır. Yeni savaş eski yöntemlerle olmaz. Artık Cezayir, Irak, İran, Libya ve Filistin model olamaz. Glokalleşen dünyada bütün işgallere son verilmeli ve Keşmir, Afganistan, Çeçenistan, Filistin ve Doğu Türkistan'da, herkes kendi yönetimini kendisi seçmelidir. Seçimin olmadığı yerde dayatma, dayatmanın olduğu yerde de baskı ve şiddet vardır. Dünyanın neresinde olursa olsun, herkes oyunu özgürce kullanabilmelidir. Oyunu kullanamayan silahını kullanır.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |