T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Afganistan'ı vurmanın ikiz kuleleri vurmaktan ne farkı var?

Dünya Ticaret Merkezi'ne ve Pentagon'a yapılan intihar saldırılarından sonra henüz fail kesin ve net olarak belirlenmeden, ABD bir numaralı zanlı olarak Üsame bin Ladin'i işaret etti ve barındıran ülkeye müeyyide uygulayacağını duyurdu.

Dikkat edilirse Üsame bin Ladin'in bu eylemi nasıl planlayıp gerçekleştirdiği değil, sürekli Afganistan Taliban yönetiminin uygulamaları gündeme getirilerek tartışmaya açılıyor. Bu yaklaşımdan da anlaşılıyor ki ABD aslında Üsame'yi bahane ediyor asıl amacı Afganistan ve benzeri ülkeleri sindirmek.

Bizim basında bazı aklı başında yazarlar da maalesef bu oyuna geliyorlar. İşi biraz daha ileri götürerek İslami çevrelerin Taliban'ı kötülemelerini istiyorlar. "İslamcı yazarlar Taliban'ı niye eleştirmiyor?" diye sitem ediyorlar.

Bir defa önce bu saldırıların azmettiricisinin Üsame olduğunun ortaya çıkması lazım ki onu koruyan Taliban yönetimine "sen suçluyu savunma" diyelim. Ortada suçlu olduğunu gösteren bir delil yok.

Mahkeme kararıyla suçu sabit olmadıkça insanların masum olduğu ilkesi evrensel bir ilke değil mi? Suçu sabit olmamış bir insanı suçlu kabul edip barındığı ülkeyi hedefe koymanın hangi hukuki ve mantıki açıklaması vardır? Böyle bir hukuki açıklama bulamadıkları için Taliban yönetiminin uygulamalarını ekranlara getirip Taliban'a "tu kaka" dedirtme gayretleri de üzüm yemekten çok bağcıyı döğmek gibi bir amacın olduğunu göstermiyor mu?

İkinci olarak, Taliban'ı da başkalarını da biz ABD istediği için mi eleştireceğiz yoksa yanlış yaptıkları için mi? Elbette ki yanlışlarını gördüğümüzde eleştireceğiz. Onun zamanını da ABD belirlemeyecek. Taliban'ı da başkalarını da eleştirdiğimizde kriterimiz ABD'nin keyfi olarak koyduğu kriterler değil evrensel kriterler ve kendi değer ölçülerimiz olacaktır. O zaman biz kendimiz eleştirmiş oluruz, tersi tetikçiliktir.

ABD bugünkü tavrıyla Üsame'yi ve Talibanı değil adeta İslam'ı mahkum etmeye çalışıyor. Öyle göründüğü için de atılan her adımı düşünerek atmak gerekir.

Öte yandan Taliban mantığını eleştirmek zannedildiği gibi çok kolay değildir. Çünkü "Neden kadınları zorla örtüyorlar?" diye eleştirdiğimizde zorla örtmeyi eleştirdiğimiz gibi "Neden kadınların başını zorla açtırıyorlar?" diye zorla açtırmayı da eleştirmemiz gerekmez mi? O zaman bu eleştiri zülfü yare dokunmaz mı? "Neden erkeklere sakal mecburiyeti vardır?" diyemeyiz , çünkü bunun mefhumu muhalifinde "neden zorla sakal kestiriliyor?" sorusu da akla gelir? Yani reddedeceksek ve eleştireceksek, zorla bir inancı ya da düşünceyi dayatmayı reddetmeli ve eleştirmeliyiz.

Herkesin inancını özgürce yaşayacağı ortamı savunuyoruz. Zorla sakal bıraktırmayı kınadığımız gibi zorla kestirmeyi de kınamalıyız, kadınların örtüye zorlandıklarını eleştirdiğimiz gibi açmaya zorlanmalarını da eleştirmeliyiz!

* * *

Evet baskıcı ve dayatmacı mantığı dünyanın neresinde olursa olsun eleştirirken ve protesto ederken aynı zamanda terörü de eleştirip protesto etmeliyiz. İkiz kulelerdeki masum insanlar için üzülüp müsebbiblerine lanet okurken, milyonlarca masum Afgan halkını daha şimdiden yerinden yurdundan eden terörü de lanetlemeliyiz.

İkiz kulelerin vurularak masum insanların öldürülmesi ne kadar terörse, milyonlarca masum Afgan halkının mağdur edilmesi ve hedef haline getirilmesinin daha büyük ve daha acımasız bir terör olduğunu unutmamalıyız..

ABD faili açıklanmayan bir cinayetin intikamını kurt kuzu misali masum Afgan halkından almanın hesaplarını yapmaktadır. İkiz kule ve Pentagon'a yapılan saldırılar işin bahanesi gibi görünmektedir.

ABD İslam ülkelerinin desteği olmadan bölgede herhangi bir harekat yapamayacağına göre masum Afgan halkının uğrayacağı her türlü haksızlıklardan, destek veren ülkeler de sorumlu olacaktır.

Bu savaş Afganistan'da bitecek gibi gözükmüyor. Doksanlı yıllarda düşman renginin kırmızıdan yeşile çevrildiği günlerden bu yana İslam sürekli terör kelimesiyle birlikte anılmakta ve bütün İslami cemaatler ve İslami hareketler potansiyel suçlu gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. ABD'nin Üsame bin Ladin'i bahane ederek Afganistan'a vurması işin sadece başlangıcıdır.

Sayın Ecevit'in "asker vermeyeceğiz" politikasının altında da bu gerekçe ve endişenin yattığını seziyor gibiyim. ("muhalifleri eğitiriz"demeci ise başka ülkelerin iç işlerine karışmak gibi bir mantıksızlığı içerdiğinin altını çizelim) Eğer ABD haklıysa -ki şu ana kadar haklı olduğuna dair hiçbir müşahhas delil yoktur ortada- asker de verelim, madem asker vermiyoruz öyleyse destek de vermeyelim.

Amerika yarın okyanus ötesine çekilir gider biz bize kalırız.

İslam ülkeleri bu savaşa destek vermekten kaçınmalıdır.

Müslüman devletler kılı kırk yararak hareket etmelidir. Türk devleti de özellikle Afganistan konusunda Ahad Andican gibi politikacılara kulak vermesini bilmelidir!

İkiz kulelerdeki masum insanların canına kıyan terörü de masum Afgan halkını şimdiden yerinden eden terörü de şiddetle kınıyorum.

Kim haklıysa Allah yardımcısı olsun, zulmeden de müstehakını bulsun!


23 Eylül 2001
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED