T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hangi "uygarlık"tan bahsediyorsunuz siz?

ABD Başkanı Bush, "bu olay, uygarlığa karşı yapılmış bir saldırıdır. İyilerle, kötülerin savaşıdır." dedi. Ardından da, "vahşi batı"nın kovboyu edasıyla "ölü veya diri istiyorum bu bin Ladin denen adamı" diye emirler yağdırdı etrafına. Benzer şeyleri İngiltere Başbakanı Tony Blair ve diğer Batılı siyasetçiler de söyleyip duruyorlar.

Saldırının yapıldığı gün İsrail'in sözümona "güvercin" başbakanlarından Ehud Barak, bütün gün boyunca İngiliz ve Amerikan televizyolarında şov yaptı durdu. Barak, nedendir bilinmez, Bush'tan da, Blair'den de hızlıydı. (Ama elbette ki Barak'ın da, başkalarının da, Amerikan medyasından bile daha Amerikancı kesilen, masum ve suçsuz insanlara karşı "savaş tamtamları ve naraları" atmaktan vahşice ve sapkınca hazlar alan bizim eski tüfek solcu, şimdilerdeyse Amerikan uşaklığını kimselere kaptırmama yarışı içinde olan, köle ruhlu medyatörlerimizden daha hızlı olması mümkün değildi!)

Barak, televizyon televizyon dolaşıp hep şunu söylüyordu: "Bu saldırı, İslamcı fundamentalistlerin, fanatiklerin uygarlığımıza karşı başlattıkları başkaldırının, vahşi savaşın bir göstergesidir. Artık bu fanatiklere gereken cevabı vermenin zamanı gelmiştir."

Barak'ın tipik Yahudi paranoyası'nı yansıtan bu provakatif ve ajitatif saçma sapan açıklamalarını kesmeye, durdurmaya nedense kimse cesaret edemiyordu! (Benzer bir ajitasyonu veya provokasyonu müslüman kimlikli birinin yapmaya kalkışması halinde başına neler gelebileceğini tahayyül bile edemezsiniz.) Ehud Barak'ın bu saçma sapan açıklamalarına yalnızca bir kadın karşı çıkabildi. İngiltere'nin dünyaca ünlü ve saygın think-tank kuruluşlarından Institute of International Affairs'de görev yapan bir İngiliz bilimkadını Barak'ın saçmalamalarına daha fazla dayanamadı ve Barak'a şöyle çıkıştı: "Sayın Barak, ne dediğinizi biliyor musunuz siz? İğrenç bir terör olayı oldu; fakat bunu kimin yaptığı konusunda elimizde hiçbir kanıt yok. Üstelik sizin bu konuda daha duyarlı olmanız gerekmiyor mu? Yahudi soykırımı da bu tür bilinçli hedef-göstermeler ve ajitatif kışkırtmalar sonrasında vuku bulmamış mıydı?" Bu sözler üzerine programın sunucusu programı sürdürmeye daha fazla cesaret edemedi ve hemen bitirdi.

İsraillilerin biraz istisnai duruma sahip olduğunu söyleyebiliriz. Adamlar, resmen ve alenen paranoyaklar. Bu kesin. Fakat bütün batılı yetkililerin Amerika'daki terör olayını "uygarlığa karşı işlenmiş bir saldırı" olarak görmeleri bence üzerinde durulması gereken bir problem.

Batılılar, açıkça şunu demek istiyorlar: "Bize yapılacak her tür saldırı, uygarlığa yapılmış bir saldırıdır." Burada adama sormazlar mı: Hadi haçlı savaşlarını, engizisyonları filan geçtik. Peki, son 400 küsur yıldan bu yana, sizin Batılılar olarak dünyanın dört bir köşesinde estirdiğiniz terör havası, yaptığınız yağmalama ve katliamlar uygar insanların yapacağı işler midir? Modern tarih, aynı zamanda, bütün bir dünyanın kaynaklarını, zenginliklerini sömürmenin tarihi değil midir? Birinci ve ikinci dünya savaşlarında dünyanın haritaları ne amaçla ve kimin çıkarlarına hizmet etmek için adeta cetvelle çizilir gibi çizildi? Körfez Savaşı'nda, Balkanlar'da ve Kafkaslardaki savaşlarda yüzbinlerce masum insan niçin ve kimin çıkarlarını sağlama almak için katledildi ve sadece seyredildi? AMERİKA'NIN BALKANLAR'DA, KAFKASLAR'DA, ORTADOĞU'DA VE ORTA ASYA'DA NE İŞİ VAR ARKADAŞ? Özgürlükler, demokrasi, serbest pazar, insan hakları söylemi üzerine kurulmaya çalışılan sözümona "yeni dünya düzeni", siyasi olarak, ekonomik olarak, kültürel olarak dünyanın hangi bölgesine özgürlük, demokrasi, insan hakları, adalet, barış getirdi, söyler misiniz bana? Bu son soruyu, New York Times'ın yazarlarından Thomas Friedman da daha keskin şekillerde soruyor. Sadece Friedman mı soruyor? Eli kalem tutan herkes soruyor; sormak zorunda.

Modern tarih, elbette ki, insanoğlunun yaratıcı yeteneklerini geliştirdiği bir tarih aynı zamanda. Kültürde, sanatta, düşüncede hiç de küçümsenmeyecek bir birikim ortaya kondu. Ama sonuç ne? Sonuç, Heidegger'in deyişiyle "insanın her şeyin merkezine yerleştirilmesi"; dolayısıyla tanrının yeryüzünden kovulması, insanın tanrılığını ilan etmesi ama kendisini de yok edecek bir süreci başlatması, değil mi? Bir saniyede bütün insanlığı, gezegenimizi tuzla buz edecek kimyasal, biyolojik, nükleer silahları icat eden bir uygarlık, gerçekten nasıl bir uygarlıktır acaba? Nasıl bir haleti ruhiyenin ürünüdür tüm bunlar?

Barbarlığın, ilkel dürtülerin, zirve noktası değil de, nedir bu? Sadece kendi bencil, barbar, egoist, sefih çıkarlarını düşünen ve diğer toplumlara, insanlara "böcek" diye bakan, dolayısıyla kendileri dışındaki toplumların yüzyıllarca canını, malını, kanını emen; kültürünü, toprağını, doğal kaynaklarını yağmalayan insanlar, bugün kalkıp da nasıl uygarlıktan bahsedebilirler?

Tüm bunları, ABD'de yaşanan o vahşi ve asla onaylanmayacak terör olayını meşrulaştırmak için söylemiyorum elbette. Benim burada yapmaya çalıştığım şey, bir tezgah olduğu artık daha iyi anlaşılan bir olayı, dünya üzerindeki çıkarlarını ve hegemonyalarını pekiştirmek ve dolayısıyla dünyayı yeni bir kaosun, savaşların, çatışmaların, barbarlıkların, sömürülerin eşiğine sürükleyecek ilkel ve barbar adımlara meşruiyet kazandırmak için kullanmaya kalkışan ve sonra da "uygarlığa karşı yapılan bir saldırı"dan dem vuran (Ortadoğu'da örneklerini çokca gördüğümüz Yahudi paranoyası'nı yansıtan) o ürkütücü, barbar, linç mantığına dikkat çekmekten ibaret.

Amerika'nın, suçsuz, masum ve zavallı Afgan halkına cehennem hayatı yaşatmaya soyunması, uygarlığın barbarlığa, iyilerin kötülere karşı savaşı mı olmuş oluyor? Yoksa, terör olayıyla hiçbir alakası olmayan Afgan halkına ve daha başka bölgelerdeki müslüman halklara cehennem hayatı yaşatacak bir savaşa soyunmakla, asıl barbar, ilkel, feleğini şaşırmış ve vahşi ülkenin Amerika olduğu mu ispatlanmış oluyor?

Evet, hangi "uygarlık"tan bahsediyorsunuz siz?


23 Eylül 2001
Pazar
 
YUSUF KAPLAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED