T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Batı ve parti kapatma

Bu iş Batı'da nasıl oluyor? Öyle aklınıza esti mi parti kapatılabiliyor mu?

Siyasi partilerin kapatılma davaları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11'inci maddesi (örgütlenme hürriyeti) kapsamında ele alınıyor:

Madde 11: 1- Herkes barışçı amaçla toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve bunlara katılmak haklarına sahiptir.

2- Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenlik, kamu güvenliği, barış ve düzenin sağlanması ve suç işlemenin önlenmesi, sağlığın veya ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla, ancak kanunla sınırlanabilir.

Görüldüğü gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de, örgütlenme hürriyetine, bazı sınırlamalar koymuştur. Ama bu sınırlamanın kapsamı, özgürlükçü yorumlarla büyük ölçüde daraltılmaktadır.

Mahkeme, önüne bir dava geldiği vakit, önce hukukilik ilkesine, (yasağın evvelce bir kanunla tespit edilip edilmediğine) bakıyor. Sonra tıpkı sözleşmenin 10'uncu maddesi ile düzenlenen düşünce hürriyetinde olduğu gibi, "meşru bir amacın" varlığını araştırıyor.

Meşru amaç

Mahkeme, bugüne kadar, üç müracaatı neticelendirdi. Türkiye Birleşik Komünist Partisi, Sosyalist Parti, Özgürlük ve Demokrasi Partisi.

Her üçünde de kapatmayı haksız buldu.

Müdahalenin meşru amaca yönelmesi yeterli sayılmıyor. Aynı zamanda demokratik bir toplumda zorunlu olup olmadığına da bakılıyor. Mahkeme, siyasi partiler söz konusu edildiğinde, örgütlenme özgürlüğünün sınırlanmasında, 11'inci maddedeki unsurların çok dar kapsamlı olarak yorumlanmasını savunuyor.

Verilen ceza ile, ulaşılmak istenen meşru amaç arasında bir orantı bulunmalı, yasaklama, mevcut tehlikeyi önlemek açısından son çare olmalı.

* * *

Venedik Komisyonu'nun tesbit ettiği ilkeler, parti kapatılmasını daha da zorlaştırıyor:

"Siyasi partiler, yalnızca, şiddet kullanılmasını savunmaları ya da şiddeti, politik bir araç olarak kullanmaları durumunda kapatılabilir. İkinci olarak, kapatma ya da yasaklama, mevcut tehlikeyi önleme bakımından başvurulacak son çare olmalıdır. Demokratik düzen için gerçek bir tehlike söz konusu olmalı ve bu tehlikenin daha hafif tedbirlerle giderilmesi imkânı bulunmamalıdır."

Bu yaklaşım, Amerikan Yüksek Mahkemesi'nin clear and present danger (açık ve mevcut tehlike) kriterinin bir benzeridir.

Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu

Anayasamız üç sebebten dolayı partilerin kapatılmasını öngörüyor: 1) 68'inci maddede sıralanan kanunsuz fiillerin odağı olması 2) Dış ülkelerden yardım alması 3) Tüzüğü ve programının kanuna aykırı unsurlar taşıması.

Ayrıca gene 69'uncu maddede, "Temelli kapatılan bir parti, başka bir ad altında kurulamaz" denilmekte.

Siyasi Partiler Kanunu'nun 101'inci maddesi de tıpkı Anayasa'nın 69'uncu maddesi gibi, bir partinin ancak üç sebebten kapatılabileceğini belirtiyor: 1) Odak, 2) Dış ülkelerden yardım, 3) Tüzüğün ve programın kanuna aykırı unsurlar taşıması.

Hem Anayasa'nın 69'uncu maddesinde, hem Siyasi Partiler Kanunu'nun 95'inci maddesinde, kapatılan bir partinin başka bir ad altında kurulamayacağı hükmü de mevcut. Ama, "bu durumda parti kapatılır" denilmiyor. Bazı hukukçulara göre, "kurulamaz" demek, zaten "kurulan kapatılır" anlamına geliyor.

* * *

Peki bir partinin kapatılanın devamı olduğu nasıl tesbit edilecek?

Fazilet Partisi'nin bütün gayretlerine rağmen, "Devam halini" belirleyecek kıstaslar bir türlü diğer partiler tarafından benimsenip yasaya konulmadı.

Evvelce, yeni partinin, kapatılan partinin üye çoğunluğuna sahip olup olmadığına bakılıyordu. Bu hüküm kaldırıldı.

Bize göre, "Devam hali", eskisinin kapatma gerekçelerinin yenisinde de sürmesi ile ancak tesbit edilebilir. Milletvekillerinin çoğu, kapatılan partiden yenisine geçer, hatta bu kişiler eski liderlerine de çok bağlı olabilirler. Bir kültürel mirası sahiplenebilirler. Kapatılan partinin çizgisinden gidip, 68'inci maddeye aykırılık teşkil eden fiillerin odağı olmadıkça, bir parti, "devamdır" diye kapatılmamalı. Aklın ve ilmin yolu budur.

Anayasa Mahkemesi'nin tavrı

Nitekim, Birleşik Komünist Partisi'nin ve Doğru Yol'un kapatma davalarında, Anayasa Mahkemesi, açık bir tavır almıştı.

Meselâ Birleşik Komünist Partisi davasında Anayasa Mahkemesi, bir siyasi partinin daha önceki politik hareket ve düşünce akımlarının kültürel mirasını sahiplenmesini, doğal ve demokrasi fikrine uygun karşılamıştı.

Doğru Yol'u da, devamlılığı ifade eden çeşitli söylem ve eylemlere rağmen, Büyük Türkiye Partisi'nin ve Adalet Partisi'nin devamı saymamıştı. Savcının iddianamesinde, Doğru Yol'u, Adalet Partisi ve Büyük Türkiye Partisi'nin devamı gibi gösteren cümle ve sloganlar şunlardı: "1946'da yeter söz milletindir şahlanışı ile, Anadolu'nun sinesinden fışkıran demokrat zihniyetin, Adalet Partisi çizgisinden bugüne uzanan temsilcisini, Doğru Yol Partisi isminde bulabilirsiniz", "Senin yerin, Menderes nehrine akan çağlayan ırmaklar gibi gelen kimselerin safıdır. Doğru Yol Partisi 1946'da başlayan yolun kilometre taşıdır", "Doğru Yol Partisi'ni destekleyin ki, mamur ve müreffeh Büyük Türkiye'nin gerçekleşmesine yeniden imkân doğmuş olsun", "Doğru Yol Partisi'ni destekleyin ki, bir büyük felsefeye yeniden hayat verilmiş olsun", "Hürriyet için kalkınma felsefesini benimseyen Doğru Yol Partisi, gönül verdiği Büyük Türkiye idealini gerçekleştirmeye kararlı ve azimlidir", "Doğru Yol, Demokrattır, Adalettir, Büyük Türkiyecidir", "Biz anamızın karnından, milletin bağrından ve atın böğründen çıkarak geldik", "Süvari bir politikadır, felsefedir. Süvarinin selamı var size.", "Isparta'ya Demirel bulvarıyla giriyoruz, Antalya'ya Menderes bulvarıyla devam ederiz", "Gülü solduracak mısınız? Bacayı tüttürecek misiniz?"

Bütün bu "delillere" rağmen, Anayasa Mahkemesi Doğru Yol Partisi'ni kapatılmaması istikametinde karar vermişti.

Dün dündür, bugün bugün mü dersiniz?

Not: Bu yazıyı karar açıklanmadan önce kaleme almıştım. Türkiye'nin dört tarafından gelen destek mesajları için teşekkürlerimi sunuyorum. Yorumlarımı daha sonra sütunumda ifade edeceğim.


23 Haziran 2001
Cumartesi
 
NAZLI ILICAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED