T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
KDV indirimi mi?
Bırakın Allah aşkına!

Akıllar baştan gitti mi, ne yaparsanız yapın, doğruyu tutturamazsınız. Türkiye'nin bugünkü durumu bu. İşte gördünüz, ABD'ye 'kıyak' olsun diye Afganistan'a asker gönderiyoruz; ama adamlar bu jestimizden haberdar değiller ve yaranamıyoruz... Bugünün gündeminde 'KDV indirimi' yapılması için bakanların imzasına açılmış yeni düzenleme var. Göreceksiniz, bu girişimle hangi 'hayırlı' sonuca ulaşılmak isteniyorsa o olmayacak; buna karşılık, 20 katrilyona ulaşan bütçe açığı yüzde 40 artabilecek…

KDV'de indirimin tüketimi artırıcı bir etkisi olduğu bilinir. Bizde KDV oranları zaten yüksek ve kaçağı da bol. Bu sebeple, belli durumlarda, KDV'de indirim yapmakla devletin vergi gelirleri azalsa bile, tüketimin artmasıyla üretim canlanacağı için, alınmayan vergi başka yollarla telâfi edilebilir. Hükümete "KDV'yi indirin" aklını verenlerin savunduğu da bu temel kural.

Ancak, dünyanın içinden geçmekte olduğu ağır kriz şartlarına ek olarak kendi ekonomik krizini de yaşayan Türkiye'de, KDV indirimi, kaçınılmaz olarak, beklenenin tam tersi bir sonuç verecektir. Güvensizlik sürdüğü için paralar saklandığı yerden çıkmayacağından KDV indirimiyle tüketim artmayacak, ancak bütçe açığı daha büyük bir deliğe dönüşecektir. 'KDV indirimi' denilen uygulama, yeni kaynak arayışı için Türkiye'yi İMF ve Dünya Bankası önünde dilenmeye sevk edecek, iç ve dış politikalarda yeni tâvizlere zorlayacaktır…

Türkiye, epey bir süreden beri, uluslararası rüzgârların etkisi altında. Genellikle yerli olmayan, çoğu kez Okyanus-aşırı coğrafyalarda pişirilen teklifler Türkiye'yi de etkiliyor. 'KDV indirimi' teklifi bunlardan biri. ABD'de de, bazı çevreler, ekonomistlerin uyarılarına kulak tıkayarak, benzer bir düzenlemeyi hayata geçirme çabasındalar. Sağduyulu yorumcular, orada da, vergide indirimin iddia edildiğinin tam aksi sonuç vereceği kanaatini yazıp duruyorlar…

Yalnız iki ülkede dile getirilen benzer teklifler arasında bir temel farka işaret etmekte yarar bulunuyor. 11 Eylül, ABD'de işsizlerin sayısını akıl almaz boyutlarda artırdı; bu sebeple 'vergi indirimi' ile eş zamanlı olarak bir de 'teşvik uygulaması' düşünülüyor ABD'de. Buna göre, bütçeden 2.3 milyar dolarlık bir ek kaynak işsiz işçilere aktarılacak. Bizde ise, işsizleri, ya da küçük sanayici ve tüccarı düşünen yok; sadece çoğu ithal mallara uygulanacak bir 'KDV indirimi' öngörülüyor… Eş zamanlı bir teşvik uygulaması düşünülmeyen bir vergi indirimi uluslararası şirketlere yarayacaktır.

ABD'deki vergi indirimi de, tıpkı Türkiye'de olduğu gibi, özellikle küçük ve orta sanayicinin lehine bir girişim olarak takdim ediliyor. Oysa, yapılan bir araştırma, vergi indiriminin, doğrudan veya dolaylı yollardan, IBM, General Motors ve General Electric gibi devlere yarayacağını gösteriyor. Bizde de, durum herhalde farklı olmayacak…

Bizde bütçe girdileri içerisinde ikinci sırayı KDV alıyor. Toplam 27.4 katrilyon olan vergi gelirlerinin 8.6 katrilyonu gelir vergisinden, 8.3 katrilyonu KDV'den, 3.6 katrilyonu akaryakıt vergisinden, 2.3 katrilyonu ise kurumlar vergisinden geliyor… KDV'de yapılacak basit bir indirim bile, bütçe dengelerini telâfisi mümkün olmayacak ve ancak yeni borçlanmalarla kapatılabilecek bir biçimde bozacaktır.

KDV indirimi konusunda gazete manşetlerinden sürdürülen tartışmaları büyük bir dikkatle izliyorum ve bugüne kadar bu indirimden ne tür bir yarar sağlanacağına dair aklı başında tek bir açıklama görmedim. KDV indirimiyle piyasaların hareketleneceğini ve tüketim artacağı için devlet gelirlerinin olumlu etkileneceğini ileri sürenler, bugünün kriz şartlarında, olmayacak duaya "Amin" dediklerini fark etmesi gereken insanlar.. Vergide indirim elbette birilerine yarayacaktır, ancak o 'birileri' krizden en çok etkilenenler olmayacak…

Akıllar baştan gitti mi doğruyu tutturmak zordur; bu hükümet de ne yaparsa yapsın yanlışları sürdürmeye mahkum. Tamam da, ülkeyi ele-güne muhtaç edip Afganistan'a asker gönderme konusunda bile kimselere yaranamayanlar, KDV indirimi yoluyla ülkeyi biraz daha zayıflatıp tâvizlere açık hale getireceklerinin de mi farkında değiller?

Yoksa, çok önceden tespit edilmiş bir 'görev listesi' var da, hükümet, o listede yer alanları birbiri ardına yerine getirmekle mi mükellef?


7 Kasım 2001
Çarşamba
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED