|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
10 milyon $'lık iftira
Albayrak A.Ş hakkında düzmece raporlarla linç kampanyasına alet olan şaibeli müfettiş Candan Eren'in kirli oyununa bazı gazetelerin ve yazarların da alet olması esefle karşılanıyor.
Sadettin Tantan'ın İçişleri Bakanlığı döneminde Albayrak A.Ş'nin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden aldığı ihalelerle ilgili olarak ortaya atılan gerçek dışı iddialar inceletildi. Mülkiye müfettişleri ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bağlı müfettişler, 6 ay süren titiz bir inceleme sonucunda söz konusu ihalelelerde herhangi usûlsüz bir işlemin tespit edilemediğine ilişkin bir rapor hazırladılar. Bu arada Sadettin Tantan, ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz tarafından bakanlık görevinden alındı. Tantan'ın yerine getirilen Rüştü Kazım Yücelen, önceki müfettişlerin hazırladığı raporu askıya aldırdığı gibi, müfettişleri de değiştirdi. Daha önce yargı makamlarının da takipsizlik kararı verdiği aynı iddialar hakkında Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren görevlendirildi. Mesut Yılmaz ve Rüştü Kazım Yücelen tarafından AK-Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yıpratmak amacıyla tasarlanan siyasi bir linç operasyonu uygulamaya sokuldu. Medya, Yılmaz'la kader birliği yaptı Operasyonda Yılmaz ile kader birliği yapan medya organları da önemli bir rol oynadı. Candan Eren, valilik vaadiyle Albayrak A.Ş hakkında alelacele, 40 günde düzmece bir rapor hazırlayarak İçişleri Bakanlığı'na sundu. Sözkonusu düzmece rapor, yargı makamlarına intikal ettirilmeden önce Mesut Yılmaz'a yakın gazetelere servis yapıldı. Sözkonusu gazeteler dedikodudan ibaret olduğu anlaşılan, müfettiş Eren'in hayal ürünü olan iddialarını manşetlerden Ak-Parti ve Albayrak A.Ş aleyhinde kullandılar. Söz konusu yayınların yargıyı ve kamuoyunu etkilemeyi amaçladığı açık. Oysa aynı iddialar daha önce de aynı basın organları tarafından gündeme getirilmiş, yetkili makamlar gerekli incemeleri yapmış, yargı makamları da takipsizlik kararı vermişti. Eren'in hazırladığı düzmece rapor İçişleri Bakanlığı tarafından İstanbul DGM Başsavcılığı'na gönderildi. DGM'nin talimatı üzerine başlatılan operasyonda 40'a yakın kişi gözaltına alındı. Sanıklardan sadece üçü tutuklandı. Bilahare tutuklulardan biri de tahliye edildi. Sözkonusu kişilerin tutuklanması ise doğrudan ihalelerle ilgili olmayıp, ihale öncesinde hazırlanan bazı evraklarda tahrifat yapıldığı iddiasıyla gerçekleşti ve dava halen yargıda. Candan Eren'in gazete kupürlerine ve dedikodulara dayanan raporun düzmece olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte paniğe kapıldığı anlaşılıyor. Kendisine yapılan valilik vaadinin yerine getirilmemesi üzerine Candan Eren, yargı makamları önünde vereceği hesaptan korktuğu için yeni oyunlara başvuruyor. Suçluluk duygusuna kapılan Eren, gazete gazete dolaşarak Albayrak A.Ş hakkında yalanlar uydurarak bazı gazeteleri ve yazarları kullanmaya çalışıyor. Eren'in kirli oyununa bazı gazetelerin ve yazarların da alet olması esef verici bir gelişmedir. Star Gazetesi'nin 5 Kasım tarihli sayısında Saygı Öztürk, Eren'in İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili iddiaların üzerine gitmemesi için rüşvet teklif edildiğini iddia etti. Ünlü bir 'Baba'nın aracı olduğunu iddia eden Öztürk, Eren ile sözkonusu 'Baba'nın bir büroda buluştuğunu yazdı. 6 Kasım tarihli yazısında ise Öztürk, buluşmanın Eren'in tanıdığı kişilerin Kaşıbeyez Et Lokantası'nda verdiği bir yemekte gerçekleştiğini iddia etti. Yemek paralarını kim ödüyor? Eren hakkında daha önceki görevleri sırasında da lüks restoranlara gittiği gerekçesiyle bakanlık tarafından hakkında inceleme yapıldı. Eren'in Kaşıbeyaz Et Lokantası'ndaki yemeğin paralarını kimin ödediği, bir kamu görevlisinin, bir müfettişin bu tür lüks yerlere gitmesinin ne derece doğru olduğunu kamuoyu takdir edecektir. Tamamen uydurma ve düzmece olan bu iddialar Eren'in kendini aklama çabalarının bir ürünüdür. Eren, görev ahlakıyla bağdaşmayan usullerle düzmece raporlar hazırlayarak Albayrak A.Ş'nin ticari itibarını zedelemiştir. 5 bin kadar kişiyi istihdam eden, üreten ve iş yapan bir firmayı yalan raporlarla yıpratma girişiminin, müfettiş Eren'in altından kalkamayacağı tazminat davalarını harekete geçireceği aşikardır. Eren'in kendisine emanet edilen kamu görev ve yetkisini kötüye kullanarak görevi sebebiyle edindiği bilgileri gazete köşelerinde ortalığa saçması tam bir sorumsuzluk örneğidir. Şaibeli müfettiş yargıya saygılı değil
Yargıya intikal etmiş bir işte, Eren'in gazete köşelerine özel röportajlar vermesi, onun yasalara ve yargıya saygılı olmadığını gösteren bir davranıştır. Pek- çok masum insanın gözaltına alınmasına ve işkence görmesine sebebiyet veren Eren, yargıyı da yanıltmıştır. Dava adli mercilerde devam ettiği halde Eren'in gazete gazete dolaşarak yargıyı etkilemeyi amaçlayan girişimleri, bir kamu görevlisinin yetkilerini bir siyasi linç operasyonuna hizmet için uluorta kullanabilmesi açısından son derece ibret vericidir. Bazı gazetecilerin de kirli oyunlara alet olmaları daha da ibret vericidir.
|
|
|
|
|
|
|
|