T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Hoşgeldin aramıza…

Beni "11 Eylül günü olanlara takılı kalmak" veya "Tevatürler yazıp durmak" ile suçlayanların NATO genel sekreteri Lord Robertson'un "Eylemleri Üsame bin Laden ve el-Kaide örgütünün yaptığı belirsiz" sözüne ne diyeceklerini gerçekten merak ediyorum…

NATO genel sekreteri şöyle diyor: "Saldırıların tek sorumlusunun Bin Laden olup olmadığı konusu belirsiz. 11 Eylül'de düzenlenen terör saldırıları çok karmaşık. Bütün bunların tek sorumlusunun Üsame bin Laden olduğu henüz bilinmiyor... Amerikalılar şimdiye kadar Bin Laden ile Irak arasında bağlantı olduğuna ilişkin bir kanıt görmediklerini söylediler. Eğer böyle bir kanıt ortaya çıkarsa, uluslararası toplum, harekâta gerek olup olmadığını değerlendirmek için konuyu ele alacak."

Gelişmeyi şaşkınlıkla karşılayanlar bulunabilir, ama ben 'çizgi değiştirme' anlamı taşıyan bu sözleri Lord Robertson'un 'müdebbir' kişiliğine veriyorum. ABD'nin açıkladığı 'kanıtları' başlangıçta 'tatmin edici' bulanlar bile, her geçen gün ortaya atılan yeni iddialar veya eski iddiaları destekleyen yeni kanıtlar karşısında tedbirli olma ihtiyacı hissediyorlar. İngitere'nin eski savunma bakanı olan Lord'un yaptığı da bu…

Fransızlar'ın ciddiyeti ve istihbarat haberleriyle tanınan Le Figaro gazetesinde çıkan (31 Ekim 2001) haberi herhalde okudunuz. Ertesi gün dünya basını tarafından da okurlara duyurulan haber, Üsame bin Laden'in, temmuz ayında, böbrek rahatsızlığını gidermek için Dubai'de bir hastaneye yattığını ve oaradayken CIA temsilcisi tarafından en az bir kez ziyaret edildiğini bildiriyordu. Aslına bakılırsa, eşyanın tabiatına uygun, olayların aldığı seyri daha iyi anlamamıza yarayan bir ilişki bu…

Bill Clinton'un başkanlığı bıraktığı gün ilân ettiği listede, Kenya ve Tanzanya'daki ABD büyükelçiliklerini bombaladığı, Yemen sularında bir Amerikan zırhlısına saldırı düzenlediği için 'ölü ya da diri' ele geçirilmesi istenen biriydi Bin Laden… Ancak, 'komplocu' denilemeyecek Le Figaro'nun, iyi araştırılmış haberine göre, aynı Bin Laden, 14 Temmuz 2001 günü, özel uçağıyla Dubai'den ayrılabildi…

Bu tür haberlerle Lord Robertson'un da kafası karışır …

Eylemden bir kaç gün sonra buraya aktardığım, yine çok itibarlı yayın organlarında ileri sürülmüş bir başka iddia da kafa karıştırıcıydı. Hani şu, 11 Eylül eylemine katıldığı resmen duyurulmuş kişilerin, özel uçuş okullarında aldıkları derslere ek olarak, Amerikan askeri üslerinde de eğitildikleri iddiası…

İnsan belleği unutuyor, bu sebeple hatırlatmama müsaade edin…

İddiayı ilk ele alan Newsweek dergisiydi; şöyle yazdı: "ABD askeri kaynakları, FBI'ya, uçak kaçıranlardan beşinin 1990'larda ABD askeri üslerinde eğitim aldıklarını açıkladılar." Aynı iddia, kendi kaynaklarını kullanan Knight Ridder ajansı tarafından isimlere de kavuşturuldu. Ajans haberine göre, 'kilit isim' Muhammed Atta, Montgomery/Alabama'daki Maxwell Air Force üssündeki uluslararası subaylar okulunda eğitim görmüştü. Abulaziz Alomari Texas'taki Brooks Air Force üssünde, Saeed Alghmadi ise Monterrey/Kaliforniya'daki Defence Language Institute'de…

Bu bilgileri değerlendiren 'uzman-gazeteci' Daniel Hopsicker'in tespitini de okuyalım:"Eğer bu adamların askeri üslerde eğitim gördükleri bilgisi doğruysa, bize 'Üsame bin Laden'in teröristleri' diye takdim edilen bu gençler, ABD'nin 'dost' bildiği ülkeler tarafından eğitilmek üzere seçilmişler demektir…"

Tahmin edeceğiniz gibi, militanların ABD askeri üslerinde eğitildikleri haberi de, tıpkı Le Figaro'nun hastane haberi gibi, yetkililer tarafından tekzip edildi. Ancak, yarın yüzleri mosmor edecek yeni ayrıntılar ortaya çıkar endişesiyle, tekzip metni, 'doğrulama' yerine geçecek biçimde kaleme alınmış…

Belli ki, okul kayıtlarında 'eylemcilerin' isimlerine rastlanmış; tekzibi kaleme alanlar, "İsimlerin aynı olması eylemcilerle eğitim görenlerin aynı kişiler olması anlamına gelmez; çünkü aralarında yaş farkı bulunuyor" demeyi tercih etmişler… Hava kuvvetleri de, "Aralarında 20 yaş fark bulunduğuna göre, muhtemelen aynı kişiler söz konusu değil" diyor açıklamasında…

Kendisi de eski bir havacı olan Senatör Bill Nelson, "Biz o üslerde yabancı pilotları hep eğittik; 20 yıl önce ben oradayken eğitilenler Şah'ın İran'ından gelmeydi; o sırada kimlerle iyiysek onların pilotlarını eğitiriz" bilgisini sunduktan sonra, "Eğittiklerimizin eylemi yapanlar olduğu doğru mu?" sorusunu yöneltti adalet bakanına… Hopsicker, senatörün sorusunun cevapsız kaldığını bildiriyor…

Le Figaro, "Üsame bin Laden eylemden iki ay önce Dubai'deydi; 'Amerikalılar yakalamak yerine, kendisiyle görüşüp 'Geçmiş olsun' bile dediler" iddiasını seslendiriyor… Newsweek dergisi, Washington Post gazetesi ve Knight Ridder ajansı, "İsimlerden beşi Amerikan askeri üslerinde eğitim gördüler" haberini duyuruyorlar…

Bunları George Robertson da okuyor elbette; okuyor ve kafası karışıyor… el-Cezire gibi kafa karıştırıcı bir tv kanalına konuşurken de, kendi kafasının içinin de karışık olduğunu sergilemekte beis görmüyor… Neme lâzım!

"11 Eylül'de ne olduğuna takılıp kalanlar" suçlaması yöneltilmiş, kendisinden "Tevatür yazıyor" diye söz edilmiş biriyim ben ve tanışığım da olan NATO genel sekreterine, buradan, "Aramıza hoşgeldin" diyorum…


7 Kasım 2001
Çarşamba
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED