İngiliz The Guardian gazetesinin Afganistan muhabiri Rohde, Kuzey İttifakı'nın, geçtiği bölgelerde bıraktığı vahşet ve yağmalama sahnelerini aktardı.

İngiliz Guardian gazetesinin Afganistan muhabiri David Rohde, Taliban'ın elindeki kentleri alarak ilerleyen Kuzey İttifakı'nın, geçtiği bölgelerde bıraktığı vahşet ve yağmalama sahnelerini aktardı. İngiliz gazetecinin tüyler ürperten gözlemleri şöyle:

Terkedilmiş bir Taliban sığınağının yakınında, Kuzey İttifakı askerleri yaralı bir Taliban milisini hendekten dışarı çıkardılar. Hayatta kalmak için yalvaran adam, ayaklarından sürüklendi, cepleri boşaltıldı. Bir İttifak askeri tüfeğini iki kez ateşledi. Bir başkası, göğsünden vurulan adamın cansız vücuduna tüfeğinin kabzasıyla vurdu. Taliban'ın kontrol ettiği topraklarda hızla ilerleyen Kuzey İttifakı, başarısını infazlarla kutluyordu.

Olay yerinin biraz ilerisinde, Pakistanlı olduğu söylenen genç bir adamın kolları iki yana açılmış cesedi yatıyordu. Genç adamın kafasından kurşunlandığı görülüyordu. Hendekten çıkartılan Taliban milisini öldüren Kuzey İttifakı askerleri, bu kez yerde hareketsiz yatan bir Taliban askerinin üstünü başını yağmalıyorlardı. Adamın ceplerini boşalttıktan sonra, bir asker tüfeğini ateşleyerek adamı öldürdü. Birkaç dakika sonra bir başkası gelip kullanılmamış bir havan topunu ölü adamın boğazına soktu.

Kontrol edilemez hale gelecekler

Yağmacılık da yaygındı. ABD'den büyük destek alan İttifak askerleri, Taliban sığınaklarını ve ölen Taliban askerlerinin kıyafetlerini yağmalıyordu. Ayakkabıdan şeker çuvallarına kadar, ne bulurlarsa alıyorlardı.'700 bin Afgani buldum' diye sevinç çığlıkları atıyordu bir İttifak askeri, 20 dolar değerindeki banknotları havada sallayarak.

Kabil'de gözlemlenenler, İttifak askerlerinin zamanla, yeni zaferler elde ettikçe kontrol edilemez hale gelebileceğini gösteriyordu. Yağma ve infaz olayları, iyi planlanmış ve iyi uygulanmış taarruzun çirkin sonuydu. İttifak askerleri, gördükleri cesetler karşısında farklı davranışlar sergiliyordu. Kimi cesetlerin yanında durup seyrederken, bir kısmı da ölü vücutların üzerinde değerli eşya arıyordu.