|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
-Şimdi otobüsteyim ve Mecidiyeköy'e doğru gidiyorum. Trafik sıkışık. Yanımızda bir cenaze arabası durdu. "Merhumun adı: Mehmet Şeker" yazılı. Sen değilsindir inşaallah. - O benim de sen kimsin? - Ben giyinik uyarıcıyım. Sabahın bu vaktinde ölümü birlikte hatırlamış olduk. Bana "Adem" derler, surnâme kullanmam. Hayırlı ömür diliyorum Hayy'dan sana. * * * Geçen sabah böyle bir mesaj alışverişi oldu Adem'le aramızda. Şimdi, mübarek Ramazan'ın bu ilk gününde, arkadaşımıza şöyle bir cevap versek, yakışmaz mı? Hayy'dan gelen 'hû'ya gider Çaydan gelen suya gider Sen nereye gidersen git Şu bendeki garip gönül Düşmüş Mevla'nın yoluna Uya gelip uya gider * * * Yıllar önce Şanlıurfa'nın Viranşehir'inde görev yapan bir arkadaşımız, Ankara-İstanbul arasındaki trafik kazasında hayatını kaybeden yolculardan birinin ismini radyodan duyunca, aynı şekilde endişelenip telgraf çekmişti. "Kazada ölen Mehmet Şeker sen misin, başka biri mi?" O vakitler telefon bu kadar yaygın değil, internetin ihtimali bile yok, o yüzden en hızlı haberleşme yolu telgraftı. Hemen cevap yazdım. "Benim." * * * Köylüleri iki defa "Sürüye kurt saldırdı" diyerek aldatan yalancı çobanın hikayesini hatırladınız mı bilmem. Günün birinde gerçekten göçüp gideceğim ve belki o zaman da arkadaşlar inanmayacak. Ya da gönderdikleri mesajlara cevap alamayınca "Bu sefer tamam" diyecekler. Hayırlısı. Herkes biliyor bir gün öleceğini ama, nedense o günü hep çok uzakta sanıyor, kendisine bir türlü yakınlaştıramıyor. Halbuki, her insanın alacağı nefes de yiyeceği lokma da sayılı. Kimbilir kaçar kaçar... Futbolun Arapçası
Anlaşma
Temel, şehrin işlek caddesi üzerinde bulunan bir bankanın önünde tezgah açar. Üç tekerlekli arabasıyla köfte satmaya başlar. Bir arkadaşı gelip borç isteyince, "Bankayla bir anlaşma yaptık" der, "Onlar köfte satmayacak, ben de kredi vermeyeceğim." Kurs
Raşit Dostum'la telefonda röportaj yapmaya niyetlenen televizyon spikerleri için, kurs açılması lazım. Çoğu, adamın ne dediğini anlamıyor. Gerçi, Dostumumuz sonuçta hep aynı noktaya bağlıyor lafı ama olsun. (Biliyorsunuz, "Balalar çıplaktır, para gönderin" diyor.) Birisi hayrına kurs konusuna eğilsin. De'yi ayırın
Bezin üzerine "Toprak yoksa üretimde yoktur" yazmışlar ve şehrin muhtelif yerlerine asmışlar. "Peki nerede vardır?" diye sormak geliyor insanın içinden, o pankartları görünce. Doğrusu "Toprak yoksa, üretim de yoktur" olmalıydı. Tema'ya hiç yakışmıyor böyle bir hata. Sırayla
Afrika'nın uçsuz bucaksız topraklarında ilkbahar yağışlarıyla oluşup, yaz sıcağında yok olan geçici göller vardır. İşte bu göllerin oluşumuna tanık olan yerlilerin bir sözü: "Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları."
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |