|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Başbakan Bülent Ecevit, Avrupa Birliği'nin ve BM Genel Sekreterliği'nin isteği doğrultusunda Türkler'le Rumlar'ın adada birarada yaşamak zorunda bırakılmaları durumunda, Kıbrıslı Türkler'in soykırım ve terörizmle karşı karşıya kalacaklarını ifade etti. Başbakan Ecevit, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, KKTC'nin kuruluşunun 18. yıldönümünü kutladı. 1960 başlarında uluslararası anlaşmaların gereği olarak Kıbrıs'ta Türkler'e bazı haklar tanındığını anımsatan Ecevit, 1963 sonunda bu hakların tümünün Kıbrıslı Rumlar tarafından işlemez hale getirildiğini ifade etti. Soykırımı Türkiye engelledi Türkiye'nin baskısı ile Kıbrıslı Türkler'e yönelik terörizm ve soykırımın engellendiğini kaydeden Ecevit, Barış Harekatı ile de Kuzey Kıbrıs'ın bağımsızlığa kavuştuğunu anlattı. Ecevit, "Bütün engellemelere rağmen Kıbrıslı Türk kardeşlerimiz çok güçlü bir demokrasiyi kurdular ve yaşattılar. İnsan hakları bakımından bütün insanlığa örnek oldular. Türkiye dışında henüz hiçbir ülke KKTC'yi tanımadı. Ama er geç tanıyacaklar" dedi. İki ayrı devletin birleştirilmesi
İki ayrı devletin zorla birleşmesi durumunda ertesi günden itibaren Güney Kıbrıslı Rumlar'ın Kuzey'e akın edeceklerini, evleri işgal edeceklerini bildiren Ecevit, şunları kaydetti: "Onun için biz asla Kıbrıslı Türkler'in yeniden Rum egemenliği altına girmesine razı olmayacağız, olamayız. Doğu Akdeniz haritasına bakan herhangi bir kimsenin görebileceği gibi KKTC'nin güvenliği sadece Kıbrıslı Türkler'in güvenliği açısından değil, Türkiye'nin güvenliği açısından da çok büyük önem taşımaktadır." DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in kendisine dönük Kıbrıs eleştirisini de isim vermeden cevaplandıran Başbakan Ecevit, "Bu arada benim Kuzey Kıbrıs'ı gözden çıkaracağımı öne süren bir kişinin de aklına şaşarım" diye konuştu. Türkiye'nin rolü büyük Afganistan'daki son gelişmelere de değinen Ecevit, Taliban'ın geri çekilmesinde Türkiye'nin önemli rolü olduğunu belirterek, "Taliban'ın kısa sürede ülkenin güneyine çekilmesinin sebebi, yaşadığı moral çöküntüsüdür. Bunun en önemli nedeni de Türkiye'nin terörizme karşı mücadeleye kalkmış olmasıdır. Taliban'ın uğradığı yenilgide Türkiye'nin bu harekata destek vermesi büyük etken olmuştur. Çünkü, Türkiye, bu mücadeleyi İslam'a değil terörizme karşı verilen mücadele olarak görmüş ve anlatmıştır" dedi. 'Türkiye'nin AB üyeliğine gölge düşer' AB Komisyonu'nun Türkiye Masası'ndan da sorumlu Genişleme Genel Müdürü Michael Leigh, soruna çözüm bulunmadan Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye olmasının, Türkiye-AB ilişkilerine ve Türkiye'nin AB üyeliğine gölge düşüreceğini söyledi. AB Komisyonu Türkiye Temsilciliği'nde, İlerleme Raporu'na ilişkin görüşlerini açıklayan Leigh, "Taahhütlerini somut tedbirlere dönüştürmesi konusunda Türkiye'yi teşvik ediyoruz" diye konuştu. AB'nin, Güney Kıbrıs AB'ye girmeden önce Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasını arzu ettiğini ifade eden Leigh, "Bu bir önkoşul olmasa da temennimiz bu yönde" dedi. Leigh, AB'nin Kıbrıs konusuna bir çözüm bulunması önünde engel olarak görülmemesi gerektiğini, BM çerçevesinde her iki tarafı tatmin edecek çözümün AB tarafından destekleneceğini kaydetti. Leigh, "Kıbrıs'ın bir çözüm bulunmadan AB'ye girmesi, Türkiye-AB ilişkilerinde kriz yaratır mı?" sorusu üzerine, şunları söyledi: "Tüm çabalara rağmen, katılım görüşmeleri sona ermeden önce Kıbrıs konusu çözüme kavuşturulamazsa bu durum Kıbrıs'ın AB üyeliğine engel teşkil etmeyecektir. Arzu edilen sonuç elbette bu değil, ancak bu olursa Türkiye-AB ilişkileri ve Türkiye'nin AB üyelik sürecine gölge düşürür." Kıbrıs konusunda Türkiye'nin etkisini kullanmasını beklediklerini söyleyen Leigh, AB'nin Kıbrıs'ta tüm tarafları memnun edecek bir çözümün bulunabileceğine inandığını belirtti. AGSP'ye ilişkin soruları da yanıtlayan Leigh, Türkiye'nin endişelerini çok iyi anladıklarını, ancak AGSP'yi daha önceden belirledikleri takvime uygun olarak uygulamaya geçirmeyi istediklerini belirtti. 2001 yılının, Türkiye'nin AB üyeliğine hazırlık sürecinde son derece önemli olduğunu söyledi. Leigh, "İlerleme Raporu, AB'nin Türkiye'ye diğer aday ülkelerle eşit davrandığının kanıtıdır" diye konuştu.
|
|
|
|
|
|
|