Şişli Belediyesi'nin teşviki ve indirimli fiyatların çekiciliği ile insanlar (ama hangi insanlar?) son günlerde mağazalara koşup alışveriş yapıyorlarmış.

Hatta Akmerkez alışveriş merkezi cumartesi günü halkın hücumuna uğramış. Satışlar 5-6 misli artmış.

Esnafın ağzı kulaklarındaymış… ( hangi esnafın?)

Beymen ve Çarşı mağazalarının sahibi Boyner de, "halkın dolarını satarak alışverişe koştuğunu" söylemiş.

Boyner de kendi satışlarından çok memnun olmuş olmalı ki, "Türk ekonomisinin iyileşeceğine ilişkin bir gösterge" olarak nitelendirmiş. Ha gayret.. Belki de, halkı tüketime çağırarak, onun alış veriş arzusunu kamçılayarak ekonomik durgunluğu aşabileceğiz.

Vatandaş yastığının altındaki dövizleri, harcamadığı paraları ortaya çıkarıp fiyatların indirilmesinden de istifade ederek, alışverişe koşacak. Böylece hem döviz artışı frenlenmiş olacak, hem de piyasaya bir canlılık gelecek.

Perakende piyasaları toptancı piyasalarını, onlar ise üreticileri hareketlendirecek. Hatta, talep o kadar artacak ki, üretici yeni yatırım yapmak, üretimini arttırmak zorunda kalacak.

Ve böylece Türkiye, içinde bulunduğu ekonomik krizden Başbakan Ecevit'in de dediği gibi biraz dişini sıkarak kurtulacak. Üretmeden, sadece tüketerek yaşamak, ekonomik sıkıntıdan kurtulmak ve büyümek mucizesini gösterecek.

Boyner'e ve bazı işadamlarına göre bu mümkünmüş.

Bazı uzmanlara göre de, halkın yastık altında milyarlarca dolar tasarrufu, bozdurmaya kıyamadığı ve gözü gibi sakladığı tonlarca altın takısı bulunuyormuş.

Yani ? Yani, aslında zengin bir milletmişiz biz.

Hatta, Avrupa'da yaşayan Türkiyeliler'in bilmem şu kadar milyar marklık tasarrufu Avrupa bankalarında mışıl mışıl uyuyormuş. Ah bunları Türkiye ekonomisinin, pardon tüketiminin dolaşımına bir sokabilsek… Türkiye sağa sola borç için el açmak zorunda kalır mı?

Sonra Bergama'dan güzel haberler geliyormuş.

Bol bol siyanür kullanarak, çevrede yaşayan köylülerinin feryatlarına ve de yüce mahkemelerin kararlarını hiçe sayarak bir yıl içinde birkaç ton altın elde edilmiş.

Bu gidişle Türkiye altın ülkesi olacakmış!..

Daha bitmedi.

Devleti küçültmek amacıyla yapılması planlanan tasarruf tedbirleri çerçevesinde, 152 resmi binek arabası satışa çıkarılmış.

Bu, ne muazzam özveri böyle!..

Buradan gelecek para ile Kemal Derviş belki de bütçe açığını kapatır. Kim bilir?

Başka haberler de var tabii.

Gazetenizin dünkü sayısında birinci sayfada boy gösteren bazı haberler…

İnsanların kırmızı et yemeyi unuttuklarına, gelirler arasındaki uçurum inanılmaz boyutlara ulaştığına dair. Bizim gazetenin okurları acaba Akmerkez, Carousel gibi alışveriş merkezlerinden alışveriş yapmaya koşmuşlar mıdır.

Yastık altındaki dolarlarını, marklarını satarak, ihtiyaçları olmasa da ucuza buldukları malları satın almak için sıralara girmişler midir?

Bilemiyorum.

Olabilir. Bunu yaptığı için kimseye bir eleştiri yöneltmek benim haddim değil.

Kriz ve durgunluk dönemlerinde ekonomiyi devresel olarak canlandırmak ve tüketimi teşvik ederek sıcak para akımını sağlamak belki ekonomistlerin öngördüğü geçici tedbirlerden biri olabilir.

Kuşkusuz parası olanlar için bu geçerli.

Altı ayda yüzde 100 fakirleşen ve 10 yıl öncesinin refah seviyesine geri dönen kitleler için Akmerkez ve diğer alışveriş mekanlarındaki indirimli satışların bir şey ifade etmediğini sanıyorum.

Türkiye'nin 'Belçikalıları'na yayınlanan gazeteler bu olayı destekliyor.

Haklılar… Onların hitap ettiği kesim, döviz birikimlerini satıp, Cem Boyner'i keyiflendiren alışverişler için Akmerkez'deki Beymen mağazalarına koşanlar…

Bizim hitap ettiğimiz ve memlekette çoğunluğu teşkil eden 'Bangladeşliler' ise, yastık altlarında dövizleri olmadığı gibi TL.'leri de olmayan, dolayısıyla herhangi bir alışveriş merkezine gidemeyenler.

"Olsun…" diyenleri duyuyor gibiyim…

"Onlar da parmaklarındaki yüzükleri satıp, sandıklarınına sakladıkları altınlarını bozdurabilirler."

Maksat ekonomi biraz hareketlensin…

KORAY DÜZGÖREN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu