Amerikalı bilim adamları, genetik olarak değiştirdikleri bakterileri kullanarak, farelerde kolon kanseri tümörlerini 24 saatte yok etmeyi başardı. John Hopkins Enstitüsü Sidney Kimmel Comprehensive Kanser Merkezi'nde yapılan araştırmada, oksijensiz ortamda çoğalabilen "Clostridium novyi" (C.novyi) bakterileri ile kemoterapi birarada kullanıldı.

Kemoterapiye karşı direnç

Kanser tümörlerinin bulunduğu bölgede meydana gelen oksijen eksikliği nedeniyle tümörlerin kemoterapiye karşı direnç kazandıkları ve kanserin ölümcül etkisini artırdıkları biliniyor.

Uzmanlar, bakterilerden toksine yol açan geni çıkararak, laboratuvar ortamında çoğaltıp, kemoterapi ilacı ile birlikte tümörün bulunduğu bölgeye enjekte etti. Oksijensiz ortama dayanıklı bakteriler tümörü içten yok etmeye çalışırken, aynı zamanda kemoterapi ilacı da tümörün dışından etkisini göstermeye başlayarak, kanser tümörünün ölmesini çabuklaştırdı.

Farelere aşılanan insan kolon kanseri hücreleriyle kanser tümörünü oluşturan bilim adamları, bakteriler ve kemoterapi uygulamasından sonra büyük boydaki kanser tümörünün küçülerek, siyah bir yara haline dönüştüğünü gözledi. Tümörü yok edilirken sağlam dokulara zarar verilmediğine değinen uzmanlar, 2 hafta sonra kanser tümörünün tamamen yok olduğunu belirledi.

Birkaç yıl daha lazım

Kanser tedavisine yeni bir boyut getirebileceği düşünülen uygulamanın insanlarda klinik denemeleri için daha birkaç yıla ihtiyaç olduğuna değinen araştırmacılar, daha önce, bakteriler ile hangi kemoterapi ilacının kullanılabileceğini araştıracaklarını açıkladı. Kemoterapi ile birlikte kullanılacak olan bakterinin tespit edilmesi halinde bir adım daha ileri gidilmiş olacak.

SAĞLAM DOKULAR ZARAR GÖRMÜYOR

Toprakta ve tozlarda bulunan bakterilerin, hayvanlarda ölümcül yan etkiler meydana getirdiği biliniyor. Bakterilerden toksine yol açan geni çıkararak, mutasyona uğratan uzmanlar, bakterinin ölümcül etkisinin yok edilebildiğini ve sağlam dokuların bu yüzden zarar görmediğini kaydediyor. Onkoloji Profesörü Kenneth Kinzler, uygulamanın kanser tedavisine yeni bir boyut kazandırabileceğini belirtirken, insanlarda da farelerde olduğu gibi etkili olup olmayacağını, ancak klinik araştırmalarından sonra anlayabileceklerini açıkladı. Konuyla ilgili araştırma raporu, Amerikan Ulusal Bilim Akademisi'nin yayın organı "Proceedings"in 27 Kasım tarihli sayısında yer aldı.