T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Basında katliam, ahlaki çöküntü

Türkiye'nin sürüklendiği "ekonomik kriz"in toplumda yarattığı çalkantılar ve asabiyet, ülkenin en ağır "ahlaki kriz"lerinden birini gözlerden saklıyor. "Basındaki katliam"!

Şu anda, basın sektöründe sokağa bırakılanların sayısı 3000'e yaklaştı. Bu sayının önemli bir bölümü, "habercilik" mesleğinin, halka "bilgi taşıma" mesleğinin "isimsiz kahramanları", "meçhul askerleri". Klasik deyimle, basın emekçileri. Ancak, bu sayının içinde çok büyük sayıda "ünlü" isimler de yer alıyor. Yıllar boyu, kamuoyuna olayları yorumlayan, görüşlerini sunan, toplumun görüşlerini seslendiren isimler. Bir kalemde, "basında katliam"ın hedefi oldular.

"Ahlaki kriz" bunun neresinde?

Toplumun bundan haberi olamamasında! Yeni Şafak dahil, birkaç gazete istisna edilirse, 3 milyon gazete okurunun neredeyse tümüne yakını, her gün ellerine aldıkları gazetelerde, basın tarihinin en büyük sarsıntısından haberdar olamıyorlar. Milyonlarca insanın, her gün defalarca izledikleri televizyon ekranlarında, medyada bugüne dek görülmemiş ölçüdeki "temizlik" hakkında, bırakın bir fikir sahibi olmayı, haberleri bile olmuyor.

Bu, bir yönüyle hiç şaşırtıcı değil. Çünkü, büyük medya, uzun bir süredir "haber" vermiyor. 28 Şubat sürecindeki "kirli rolü"nden bu yana, büyük medya, Türkiye'deki iktidar mücadelesinin, kamu malı yağmalanması ve halkın soyulmasının "baş aktörleri" arasında. Dolayısıyla, "haber" diye verdiği, aslında "gerçeklerin çarpıtılması", "gündem"in patronlarının çıkarına uygun biçimde oluşturulması.

Eline Hürriyet, Milliyet, Sabah, Posta, Radikal, Star vs. gazetelerini alanlar, Kanal D, Atv, Star, Kanal 6, CNN-Türk vs. ekranlarının başına geçenler, Turhan Selçuk'un, Bedri Koraman'ın, Yalçın Doğan'ın, Nilgün Cerrahoğlu'nun, Duygu Asena'nın, Yalım Eralp'ın, Şahin Alpay'ın, Umur Talu'nun, Zeynep Oral'ın Milliyet'ten "atıldığını" öğrendi mi? Hürriyet'teki temizlik furyasını biliyorlar mı? Star gazetesinde 300 kişinin bir gün içinde işten çıkarıldığını, geri kalanların maaşlarının yarıya indirildiğinden haberdar oldu mu? Gazeteciler Meclisi adında büyük bir "taban hareketi"nin varlığından haberi var mı? Gazeteciler Meclisi'nin önceki gece saat 21'de Abdi İpekçi Anıtı önünde toplanıp, Sabah gazetesi ve Atv'ye yürüyüşe geçtiğini ve Sabah gazetesi önüne "hortum" bıraktığını öğrendi mi?

Bunları öğrenemezler. Adı Sabah gazetesiyle birlikte "kurumsallaşmış" Ahmet Vardar'ın, hakkında adli soruşturma açılmasına ramak kalmış olan Dinç Bilgin'in "ceketini alıp gidip" ama Milliyet'teki "katliam"ı gerçekleştiren Aydın Doğan'ın desteğiyle Sabah'a geri gelmesinin ardından "arkadan vurularak" sokağa bırakılmasını, yine Can Ataklı'nın yokedildiğini öğrenemediler ki, bunları öğrensinler.

Bu öylesine bir "ahlaki çöküntü"dür ki, Sabah gazetesinin, banka hortumculuğu şaibesi altındaki yöneticileri tarafından kendileriyle "dayanışma göstermedikleri" için görevlerinden uzaklaştırılan insanların yerine, gazeteleri kapatıldığı için sokakta kalma tehlikesiyle yüzyüze bulunan birkaç kişi, "Sabah, çıtayı yükseltiyor" sloganı ile yerleştiriliyor. Onlar, sessizce bu "ahlak dışı çarpıtma"yı kabullenmek zorunda kalıp, yazılarını Sabah'ın hizmetine veriyorlar. Bazılarının bu çaresizliğe düşürülmüş olmaktan "utanç duyduğu"nu biliyorum. Bazılarının ise, bu "rol"ü gönüllü biçimde kabullendiğini. Bir "suça iştirak" durumu. Ve, bu konuda, medyada tek bir yazı yazılmıyor ve "suça iştirak" boyutları genişlemiş oluyor.

En "ironik" durumlardan biri, medyanın kendi meslek örgütlerinin açıklamalarına bile "sansür" uygulaması. Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası ve diğer basın meslek örgütlerinin hiçbir açıklamasını -ki, son günlerde sürekli yayımlıyorlar- medyada göremiyorsunuz.

"Ahlaki değerleri"ni bunca yitirmiş bir medyanın, kamuoyunda inandırıcılığı ne kadar olur? Nitekim, Tesev'in yolsuzluklar konusunda hane halkına dönük anketi, halk nezdinde en itibarsız kişilerin "gazeteciler" olduğunu olanca çarpıcılığıyla ortaya koyuyor.

Yazılı ve görsel medya, böylesine "sefil" bir duruma düşürülünce, internet ortamı imdada, gücü oranında yetişebiliyor. Gazetelerin ve televizyonların büyük bir bölümünde izleyemediğiniz, öğrenemediğiniz haberleri yani "gerçekleri", internet ortamında yayınlanan gazetelerden izlemek ve öğrenmek mümkün oluyor.

www.haberturk.com, www.medyakronik.com, www.dorduncukuvvetmedya.com, www.internethaber.com, www.imedya.com, www.haberatak.com, www.ajanturk.com bunlar arasında akla ilk gelenler. Medyanın bu "sefil" hali devam ederse ve kamuoyunun teknolojiye uyumu artarsa, internet ortamındaki gazetelerin tirajları, yazılı basını kısa süre sonra altedecek. Örneğin, www.haberturk.com'un izlenme oranı, promosyonsuz satılmaları halindeki Milliyet, Sabah, Star, vs.'den daha fazla. Hürriyet'i yakalayıp geçmesi pek yakın.

Türkiye'de önümüzdeki bir yıl içinde, her konuda olacağı gibi, medya alanında da, başdöndürücü gelişmelerin gerçekleşeceği kesin. Bunu söyleyebiliyoruz. Bir de şunu:

Kurban Bayramı arefesinde, kurban edilen sevgili meslektaşlarımız: Biz, mesleğini icra etme imkanını sürdürenler, sizleri unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız!


3 Mart 2001
Cumartesi
 
CENGİZ ÇANDAR


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED