Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Türkiye'nin çekincelerine karşın AB üyeliğine alınmasının, Doğu Akdeniz'de ciddi bir krize neden olabileceği öne sürüldü. İngiltere'nin uluslararası Reuters haber ajansının konuyla ilgili haber-yorumunda, Rum Yönetimi'nin AB ile üyelik müzakerelerinde hızla ilerleyerek, diğer adayların önüne geçtiğine dikkat çekildi ve bu durumun Türkiye-Yunanistan ve Türkiye-AB ilişkilerinde krize neden olabileceği görüşü savunuldu. KKTC'nin sadece Türkiye tarafından tanınmasına karşın, Rum Yönetimi'nin tüm dünya tarafından tanındığına işaret edilen yorumda, Türkiye'nin, KKTC'nin görüşü alınmadan Kıbrıs'ın bir bütün olarak AB'ye alınmak istenmesine karşı çıktığı anımsatıldı. Yorumda, Yunanistan'ın da AB'yi, Rum Kesimi birliğe alınıncaya kadar diğer tüm adayların üyeliğini engellemekle tehdit ettiğine dikkat çekildi ve Rum Yönetimi'nin dışlanması halinde, AB'nin 2002 sonunda planladığı genişlemenin tehlikeye gireceği savunuldu.

Yorumda, Almanya'nın eski Avrupa Bakanı Werner Heuer'in "AB liderleri ve dışişleri bakanları, Avrupa'yı en geç 2002'nin sonunda krizin ortasına atacak olan bu konuda, şaşırtıcı biçimde gevşek hatta sorumsuz davranıyorlar" şeklindeki görüşüne yer verilerek, AB'nin Kıbrıs'ta çözüm olmadan Rum kesimini üye olarak kabul etmesinin, Türkiye'deki yansımalarının büyük olacağı belirtildi.

Türkiye Rumların önünü kesemez

Reuters'ın diplomasi editörü Paul Taylor tarafından kaleme alınan yorumda, Kıbrıs'ın AB üyeliğinin kabul edilmesi durumunda, Türkiye'nin, Kıbrıs'ı kendi topraklarına katmasının ya da AB üyeliğini geri çekmesinin de olasılıklar dahilinde olduğu, bu durumun "stratejik NATO müttefiki ve ABD'nin dostu olan Türkiye'yi, uluslararası toplum ve Washington'ın Avrupalı ortakları karşısında zor durumda bırakacağı" ifade edildi.

"Ankara, bu tarz zarar verici hareketlerden kaçınmaya çalışsa bile, öfkeli kamuoyu baskısı, yetkilileri daha sert politikalar izlemeye mecbur bırakacaktır" denilen yorumda, Türkiye'nin Rum kesimin AB üyeliğini engellemesinin zor bir olasılık olduğu, bu nedenle de çıkarlarını koruyabilmek için yeni politika ve yaklaşımlar üretmesi gerektiği görüşü dile getirildi.