T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ekonomik ve siyasi krizleri kime borçluyuz?

'Yeni Dünya Düzeni' terimi, uluslararası siyasi terminolojiye ilk olarak ABD'nin müttefikleriyle birlikte gerçekleştirdiği Körfez Savaşı sırasında girmişti.

O günlerde, yani 90'ların başında, Yeni Dünya Düzeni'nin ne anlama geldiği sorulduğunda bugünküne göre 'soyut' sayılabilecek bir cevap verilirdi: "Başta Irak olmak üzere Ortadoğu'da, dünyanın bazı 'sorunlu' bölgelerinde haritalar, gerekirse rejimler değişecek."

Cevaplar dünyanın başka bölgelerini kapsayacak imalar ihtiva etse de, projenin merkezinde Ortadoğu, özellikle de Irak (Saddam) ve İsrail vardı.

ABD'nin eski Başkanı -şimdiki Başkan'ın babası- George Bush'un telaffuz ettiği bu terim, bugün eskisi kadar sık telaffuz edilmiyor. Ama hiç şüphesiz, eskisinden çok daha geniş alanlarda, çok daha yoğun bir biçimde hissediliyor, hatta yaşanıyor.

Bugün, öyle anlaşılıyor ki, Endonezya'da, Malezya'da, Arjantin'de, Rusya'da, Türkiye'de ve dünyanın başka bölgelerinde meydana gelen ekonomik krizlerin; ekonomik krizler sonrasında icra edilen yeniden yapılanma operasyonlarının "Yeni Dünya Düzeni" projesiyle çok yakın ilgisi var.

Ekonomik krizlerin, en az Körfez'de ya da Balkanlar'da gerçekleştirilen müttefik operasyonları kadar önemli siyasi sonuçlar doğurduğunu bugün 'çıplak gözle' görebiliyoruz.

Yeni Dünya Düzeni'nin, aynı zamanda bir ekonomik ve siyasal düzen olduğunu, bugün Cottarelli'ler, Derviş'ler, W. Bush'un mektupları, Dünya Bankaları, IMF'ler, İstanbul Borsası'ndaki yabancılar, Dowe Johns'lar, Nikkei'ler sayesinde yaşayarak öğreniyoruz.

Kötü bir fotoğraf

'Yeni Dünya Düzeni'nin bugün idrak ettiğimiz aşamasına, çok başarısız (ancak kendisine empoze edilen yasaları hızla çıkarabilen) bir hükümetle; devletin ve patronların kendi bankalarını hortumladığı, dünya piyasalarında kendi aleyhine ticari anlaşmalar yapan, kendi insanlarının özgürlüğünü ve hukukunu kısıtlayan, kendi toplumuyla arası açılmış bir ülke olarak girdik.

Türkiye'nin kriz karşısında gösterdiği zaafın en önemli sebeplerinden biri, bu fotoğraf.

Bu yüzden, toplumun önemli bir kesimi, 'daha kötüsü olamaz' diyerek yeniden yapılanma, ya da 'Türkiye'yi krizden çıkarma' formüllerine iyimser bakıyor.

Krizleri doğuran, yönlendiren ve çözüm için formüller geliştiren güçler, elbette, krize soktukları ülkenin değil, kendi ülkelerinin çıkarlarına öncelik veriyorlar. Bu gerçek de, toplumun önemli bir kesimini karamsar yorumlar yapmaya zorluyor.

Türkiye için hangisi doğruysa...

Yeni Şafak, Türkiye gündeminin kriz, yeniden yapılanma, banka ve enerji yolsuzluklarıyla dolu olduğu son süreçte iki kutuptan birinde yer almak yerine, her durumda gerçeği yansıtmayı, gerçeği göstermeyi tercih etti.

Yeni Şafak, sivil siyasete yönelik pozitif tutumunu, siyaset kaynaklı yolsuzluk ve hukuksuzlukları tespit etmeye engel görmedi.

Telekom özelleştirmesinde de, Yeni Şafak, stratejik değeri çok yüksek olan bu kuruluşun, Türkiye'nin çıkarları gözetilerek özelleştirilmesi doğrultusunda bir yayın politikası izledi.

Türkiye'nin son yıllarına damgasını vuran ara rejim ortamı, bu ortam içinde gerçekleşen yolsuzluklar, hukuksuzluklar, siyaset kurumunun etkinlik ve itibar grafiğini, ne yazık ki, 'sivil toplum kuruluşları' düzeyine yaklaştırdı.

Gerçek şu ki, bugünkü ekonomik ve siyasi krizleri, sivil siyaseti zaafa uğratan toplum mühendislerine borçluyuz.

Kamuoyu yoklamaları, iktidar partilerinin toplumdaki desteklerini kaybettiklerini gösteriyor.

'Hiçbiri' partisinin oy tabanı her gün biraz daha genişliyor.

Siyasetin yolsuzluklardan, hukuksuzluklardan, şaibelerden arınarak yeniden itibar kazandığı, daha da önemlisi özgürleştiği gün, Türkiye'nin bu 'kötü fotoğraf'tan kurtulacağını düşünebiliriz.

Yeni Şafak


21 Mayıs 2001
Pazartesi
 
EDİTÖR'DEN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Yeni Şafak'a Yeni Okur ol !!! - Abone ol !!!
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED