T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Zayıf atın kıblesi...

"Zayıf atın kıblesi olmaz" diye bir söz var Anadolu'da...

Bu, "Eğer yüreğinizi sağlam tutacak şartlardan yoksunsanız, kıbleye yönelemezsiniz" anlamına geliyor. Çünkü "Kıbleye yönelmek" , bütün varlığınızı bir misyona kilitlemek demek. Kalb, kafa ve vücud, aynı çizgide buluşacak ve bir ulvi gaye gerçekleşecek. Allah, namaz gibi bir insanın "Huzura çıkış" merasimini, böyle bir iç tutarlılığa bağlıyor. Bu tutarlılık her kıbleye yönelişte Allah'a "Ancak sana kulluk ederiz, ancak senden yardım dileriz" odaklaşmasını gerektiriyor. İşte böyle bir iç tutarlılık için, kalbte, dimağda ve vücudda bir sıkı dokumaya ihtiyaç var.

Sözü buradan dünyevi oluşumlara getirmek istyorum.

Bir insandan, aileden topluma, dev ekonomik kuruluşlara, devletlere kadar "misyon bildirimi"ni gerekli organizasyon danışmanları... Misyon bildiriminin, o kurumlaşmayı dokuyan ünitelerce özümsenmesi, şuur ve heyecan seviyesinde benimsenmesi öngörülüyor.

"Misyon bildirimi", bir bakıma varoluş gayesi söz konusu organizasyonun.

İnsan, maddî - manevî tüm birikimini, misyonu istikametinde tasarruf edebildiği ölçüde hedeflerine ulaşma imkânına sahiptir. Dimağı kalbini, kalbi dimağını ve her ikisi uzuvlarını doğrulayabildiği, besleyebildiği ölçüde... Dimağı ile kalbi arasında teşevvüşler yaşayan, ya da uzuvları ayrı baş çeken bir kişilikte, yön kıbleye doğru olsa bile, sonuç kıble ile bütünleşmez...

Bir ekonomik yapılanma da da bu gerçek vardır, bir fikrî misyon hareketinde de, bir sivil toplum hareketinde de, bir siyasî harekette de...

Tüm bu yapılanmalar, farklı kişilikleri, aynı misyon etrafında buluşturmak için oluşur. Ne kadar çoğulcu, liberal, katılımcı bir perspektifle hareket edilirse edilsin, tüm bu farklılıklar bir misyon etrafında toplanmıyorsa, atlar ve arabalar farklı yönlere doğru koşulmuş demektir ki, oradan ürün çıkarmak mümkün değildir. Babil Kulesi sendromu, insanlık için kaosu anlatır, çoğulculuğu değil.

İyi organizatör, iyi müteşebbis, iyi kurucu, iyi sanatkâr, farklı malzemeleri, farklı sermayeyi, farklı insanları, farklı çizgileri, farklı renkleri, farklı sesleri bir sanat ahenginde buluşturmayı başarabilen insandır, iyi orkestra şefidir.

Kafası karışık orkestra şefinin iyi bir icra gerçekleştirmesi mümkün değildir. Renkleri yorumlama gücünden yoksun olanın ressam, taşın içindeki heykeli bulma gücünden yoksun olanın heykeltraş, binlerce ses arasından ahenk çıkarma gücüne sahip olamayanın bestekâr olmasının mümkün olmadığı gibi...

Misyonsuz yaşanmaz. Misyonsuz aile kurulmaz. Misyonsuz işletme açılmaz. Misyonsuz kitap yazılmaz. Misyonsuz gazete çıkarılmaz. Misyonsuz siyasi hareket başlatılmaz. Misyonsuz devlet olmaz.

Misyonunu belirlememiş devlet, devlet gibi yapılanmış gözükse bile, iç ahenkten yoksundur, dünya üzerinde de edilgen bir akış içinde yalpalayıp durur.

Türkiye, siyasî arayışlar içinde... Yaşanan siyasî tükeniş - kaos, yoğun siyasî arayışları ve yapılanma girişimlerini de beraberinde getiriyor.

Bu ortamın, insanların birbirini dolduruşa getirdiği bir süreç olmaktan çıkması için, yani sözün başına dönersek sağlıklı bir kıble tutturabilmek için olmazsa olmaz "güç"ün şartları var.

Daha öncü veya öncüler safhasında "misyon"unu belirleyememiş bir hareketin kıble tutturması mümkün değildir. Çünkü zaaf daha başlangıçta var demektir. "Göç yolda düzülür" mantığı, tam bir tuzak mantığıdır. İnsanların "misyon bildirimi"nde buluşmanın zorluğunu es geçtiği, kalbleri ve dimağları bir yöne teksif etmekte zorlandığı ve hemen elde ediliverecekmiş gibi gözüken kimi ikballere kavuşmak için birbirini idare mantığının hakim olduğu bir psikolojik ortamın ifadesidir. Diğer bir ifadeyle yığınaktaki hatadır. Kıble zaafıdır.

İslâm'ın temellerinden kabul edilen bir Hadis-i Şerif (Peygamber sözü) vardır. "Ameller (yapılan işler) niyetlere göre değerlendirilir" buyurur Hazreti Muhammed (s.a.) Ondan sonra da "Allah için hicret eden"le, "Bir kadına kavuşmak için hicret eden"lerin ulaşacağı sonucun farklı olduğunu belirtir.

İşte bu, misyon farklılığının tipik misalidir. Siyasette veya bir başka işte kimlerle niçin berabersiniz?

Bazan yola "misyon birliği sağlanabilir" diye çıktığınız insanların sizin misyonunuzu gölgeleyip kendi çizgilerini egemen hale getirdiğine tanık olmak da mümkün. Bu biraz da, misyonun arkasına koyduğunuz güçle ilgili bir hadise. Amerika'nın misyonunu hayata geçirme imkânı ile, Türkiye'ninki aynı değil. Aynı şekilde Amerika'nın Türkiye veya bir başka ülkeyi kendi misyonu içinde istihdam etme imkânı ile Türkiye'nin Amerika'yı değerlendirme imkânı da aynı değil. Bunu daha dar ölçeklerde de dikkate almak mümkün. Zaman içinde başlangıç misyonları başkalaşan siyasi organizasyonlar var, başka kurumlar var...

Yeterli güç sağlanamadığı için altında ezilmek zorunda kalınan misyonlar da var.

Misyon bildirimi başlangıçta da, hareketin akış seyrinde de köklü sapmaların önlenmesi için üzerinde hassasiyetle titrenmesi gereken bir vakıa.

Zayıf atın kıblesi olmaz. Kıblesi olmayanın ise yaptığı tüm davranışlar heba olmaya mahkûmdur.


29 Mayıs 2001
Salı
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED