|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Havuzlar bakteri yuvası
Yüzme sporu yaparak sağlığı geliştirmek ve eğlenerek dinlenmek amacıyla kullanılan havuzlarda, gerekli önlemlerin alınmadığı takdirde insan sağlığı açısından çeşitli sağlık sorunlarına neden olduğunu kaydeden bilim adamları, ayrıca havuzlarda çeşitli kazalar sonucu boğulmalar, yaralanmalar ve içinde bulunan suların kirliliği sonucu bir dizi hastalıkların oluşabileceğini vurguladılar. İ.Ü. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Karagülle, suyun fiziksel özelliklerinin insan organizması üzerinde çeşitli olumlu ve olumsuz etkilerinin olduğunu kaydetti. Olumlu etkilerinin yanısıra suya girmenin ve suda yüzmenin yol açabileceği sağlık zararları ve sorunlarına da dikkat çeken Karagülle, "Suda güvenlik en temel gerekliliktir. Güvenlik önlemlerinin alınmadığı ve hijyenik kalitenin yetersiz olduğu havuzları ve su ortamlarını kullanmamak ise, en temel önlemdir" dedi. M. Ü. Sağlık Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Keskin, de suyla bulaşan ve insanı dehşete düşüren hastalıkları şöyle özetledi: "Tifo, kolera, shigellosis, brucella, trematodeler, cestode, nematodlar, protozoonlar, çocuk felci, hepatit A, viral enteritler, ıshal, mide bulantısı, kusma, zehirlenme, diş etlerinde renklenme, eklemlerde hareket ağırlaşması, methemoglobine, gözlerde yanma, kızarıklık, ağrı, tahrişler, deride alerjik reaksiyonlar, dermatite, karaciğer, dalak ve böbrekr rahatsızlıkları."
Sürekli dezenfeksiyon şartİ.Ü. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halet Demirtaş, deniz, mineral ve düz su ile doldurulmuş bütün havuzların sık sık kimyasal, fiziksel ve mekanik dezenfeksiyona tabii tutulmasını, yani suyun patojet mikroorganizmalardan arındırılması gerektiğinin bildirdi. Demirtaş, havuz sularında şu tür özelliklere dikkat çekti: "Havuzlarda özellikle kullanılan sular daima berrak olmalıdır. 15 santimetre çapında siyah madeden yapılmış bir disk havuzun en derin noktasına konduğunda dışarıdan görülmelidir. Havuz suları tortusuz olmalıdır. Su sıcaklığı 27 santigrat dereceyi geçmemelidir. Suda protozoer, crustacealer ve algler bulunmamalıdır. Havuz suyunun pH'sı 7.0-8.2 arasında olmalıdır. Bakteriyolojik analizlerde 50 santimetreküp'de 2.2'den fazla kaliform bakteri bulunmamalıdır."
20 dakikada 30 milyon bakteriSuya giren kişinin 20 dakika içerisinde 30 milyon kadar mikroorganizma ve bakteriyi suya bıraktığını hatırlatan İ.Ü. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Karagülle şunları kaydetti: "Suyu sürekli temizlenmeyen havuzda yüzen kişiler hastalık yapıcı mikrop, virüs ve mantarlarla karşı karşıya kalır. Deri ve mukozalardan vücuda giren canlılar, bazı ciddi hastalıklara neden olabilirler. Bunlar arasında en sık karşılaşılanlar mikrobik deri enfeksiyonları ve mantar infestasyonlarıdır. Ayrıca, üst solunum yolları ve göz zarı enfeksiyonları görülebilir. Suyun yüzme sırasında, yutulmasına bağlı ishal ve kusma ile seyreden gastroenteritlerin gelişmesi de sık rastlanan bir sağlık sorunudur. Su ile bulaşan bu tip hastalıkların çoğuna genellikle ateş de eşlik eder. Bunların dışında seyrek de olsa, kötü hijyenik havuz koşulları daha tehlikeli sarılık, tifo ve kolera gibi başka hastalıkların da sudan kapılmasına yol açabilir. Çağdaş bir dinlenme, eğlence, spor, tedavi ve rehabilitasyon olanağı olarak giderek daha sık ve daha yaygın kullanılan su ortamlarında yüzmenin ve egzersizin olumlu etkilerinin yanında, olası tehlikelerinin de bilinmesi gerekir."
Hepatit C'nin ilacı eğitimGaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Baydar, Türkiye'de nüfusun yüzde 1-2'sinin, hepatit C virüsü taşıdığını söyledi. Prof. Dr. Baydar, Hepatit C'nin başlıca bulaşma yolunun kan ve kan ürünleri nakli olduğunu belirterek, "Hepatit C virüsü varlığı yönünden inceleme yapılmadan gerçekleştirilen kan transfüzyonlarından sonra gelişen hepatit olgularının yüzde 90'ından fazlasından hepatit C virüsü sorumludur" dedi. Organ naklinin de bulaşmada çok önemli olduğunu ifade eden Baydar, "Hastalık damar içi uyuşturucu bağımlılarında da sık görülüyor. Ülkemizde bağımlıların yarısından fazlasında Hepatit C var" diye konuştu.
300 milyon kişi Hepatit C taşıyor
Dünyada yaklaşık 300 milyon kişinin hepatit C virüsü ile enfekte olduğunu, Türkiye'de ise nüfusun yüzde 1-2 kadarında bu enfeksiyonun bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Baydar, sözlerini şöyle tamamladı: "Hepatit C enfeksiyonlarının yaklaşık yüzde 90'ı kronikleşir. Kronik hepatit C olgularının yüzde 50-60'ında siroz gelişir. Hepatit C enfeksiyonunun başlamasından sonra siroz gelişme süresi ortalama 20 yıl kadardır. Hepatit C enfeksiyonuna karşı henüz etkin bir aşı yoktur. Cinsel eşlerin prezervatif kullanması önerilir."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |