İstanbul'a yapılan han, kervansaray, bedesten, mumhane, araçhane ve çeşitli zanâatler için binlerce dükkan, mağaza ve atölyelerin yapılmasının, mal ve üretimde artış sağladığını söyleyen Genç, fethin kısa bir süre sonra iktisadi bir hamleye dönüştüğünü kaydediyor. Genç, Ege'nin iki tarafından Kuzey Karadeniz'e kadar uzanan geniş bir alanı kontrol eden ve bölgenin ürünlerini ve kârlarını Batı'ya taşıyan Latin sömürgecilerin egemenliğinin fetihle sona erdiğini ifade ediyor. "Karadeniz'in yabancılara kapatılarak tamamı ile iç pazar haline getirilmesi İstanbul'un fethinin elbetteki en önemli sonucudur" diyen Mehmet Genç, fetihle Karadeniz'deki yabancıların bu bölgeden arındırılmasının ve Karadeniz'in bir iç pazarolarak tamamen kapatılmasının İstanbul'u, Avrupa'nın en büyük şehri haline getirdiğini belirtiyor: "Anadolu ve Rumeli ile Kuzey Karadeniz arasında üç kutuplu bir ticaret ağı ve entegrasyon oluştu. Bölgesel uzmanlaşmalarla temellenen bu entegrasyonda Varna-Batum hattının güneyi çeşitli sınâi mamüllerde uzmanlaşırken, kuzeyi de ziraat ve hayvancılık ürünlerinde uzmanlaştı. 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar yoğunlaşarak devam eden bu uzmanlaşma bölgenin dinamizm kaynağı oldu."