|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Başka gazetede de yeraldı mı bilmiyorum; sözünü edeceğim fotoğrafla ben Star'da karşılaştım. Gazetenin "İşte o fotoğraf" resimaltıyla önümüze getirdiği fotoğrafta orta halli bir apartman dairesinin salonunu görüyorduk. İki koltuk bir kanape, koltukların birinin yanında bir sehpa, sehpanın üzerinde bir abajur. Ortada hangi yöreden olduğunu tam çıkaramadığımız bir halı ve bu boş salonda gözleri halıya dikilmiş olarak ayakta duran ortayaşın üzerinde bir erkek. Haberin spotu da şöyle: "Vural Savaş, mahkemeye delil olarak fotoğraf gönderdi/'Gönül Kılıç başını işte bu halının altına soktu' dedi." Nihayet anlaşıldı; evinin boş salonuna boş gözlerle bakan ortayaşın üzerindeki kişi Vural Savaş'tan başkası değilmiş. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görevinden ayrıldıktan sonra katıldığı bir televizyon programında Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Haşim Kılıç'ın eşiyle ilgili olarak "Bir gün eve gittiğimde, bizde misafir olarak bulunan Gönül Hanım beni görünce başını halının altına soktu" dediği için aleyhine açılan tazminat davasında bu fotoğrafı mahkemeye delil olarak sunmuş. Gazete, "Vural Savaş, fotoğrafın üstüne el yazısıyla notlar yazdı" diyerek, fotoğraftaki koltuğun üzerinde gözümüze çarpan elyazısıyla yazılmış "Gönül Hanım'ın oturduğu koltuk" notunun ne anlama geldiğini de açıklıyor. İşte size "Gönül Hanım"ın oturduğu "koltuk", işte "Gönül Hanım"ın başını altına soktuğu "halı" ve işte bütün bu olup bitene hangi açıdan şahit olduğunu fotoğrafla belgeleyen Vural Savaş... Mahkemenin bu fotoğrafı Savaş lehine bir delil olarak kabul edip etmeyeceği kendi bileceği bir iş; işin bu faslı bizi (şimdilik) ilgilendirmiyor. Ama hadi siz söyleyin; bu ülke haddinden fazla can sıkıcı bir ülke değil mi? Ancak yine de duacı olmalıyız; beterin de beteri yok mu? Düşünün bir kere, eğer Türkçe son olarak RTÜK Yasası'nda adı geçen "evrensel kültürü taşıyıcı" dillerden birisi olsaydı ve dünya bu dille yazılıp çizilenleri az biraz olsa da izleyebilseydi, memleket olarak halimiz nice olurdu? Eloğlu'nun medyası bu nadir mi nadir fotoğraf ve haberin üzerine anında atlayıp, "küreselleşme"nin bu eğlenceli mi eğlenceli alaturka cephesini okur ve izleyicileriyle paylaşmaz mıydı? Türkiye Cumhuriyeti'nin daha iki gün öncesine kadar Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yürüten bir beyefendi, ülkenin en yüksek mahkemesinin bir üyesinin eşinin başını halının altına nasıl soktuğunun delilini sunuyor! Onları bilmem ama, eğer ben eloğlunun medyasında çalışan birisi olsaydım haber başlığım dünden hazırdı bile: "Türkler çıldırdı!" Türkçe "evrensel kültürün taşıyıcısı" bir dil olsa ve ben eloğlunun medyasında çalışan birisi olsaydım, son günlerde "yeniden yapılanma ve değişim" atağı başlatan Ziraat Bankası'nda uygulamaya konulan yeni "kıyafet genelgesi"ni de atlamazdım. 40 bin çalışanıyla ülkenin en büyük kamu kuruluşlarından birisi olan Ziraat Bankası'nın yeni yönetimi işi gücü bırakıp, milyarlarca dolarla ifade edilen "görev zararı"nı filan bırakıp, "Nasıl giyinmeli?" sorusuna bir genelgeyle açıklık getirmiş. Çok eğlenceli bir genelge bu; bir bölümünde şöyle deniyor. "Bilindiği üzere bankamız yeniden yapılanma sürecine girmiş olup, bu değişim sürecinde bankamız imaj ve prestijinin artırılmasına yönelik çalışmalar daha da hızlandırılmıştır. Bu kapsamda çalışanlarımızın genel görünümü de imaj açısından büyük önem taşımaktadır." (!) Pekiyi, genelgede hangi kurallar mı var? Mesela "Yapılan sade bir makyaj güzelliği yansıtır. Her bayan kendi yüz yapısına uygun iş makyajı yapmalıdır" deniyor. Sanırsınız ki, genelgenin sahibi milyarlarca dolar "görev zararı" olan bir banka değil de bir güzellik merkezi... "Etek boylarında aşırıya kaçılmamalıdır." Neden, "Aşırı etek boyu" bankanın "görev zararı"nı mı artırır? "Kaçık çorabın görünümü bozacağı unutulmamalıdır." Sana ne? "Kaçık çorap" bankanın kaçaklarını mı artırır? "Hiçbir durumda beyaz çorap giyilmemelidir." Neden? "Beyaz çorap" batık kredilerin aklanmasını mı artırır? "Bıyık bırakmak tercih edilmemelidir." Sana ne? "Bıyık bırakmak" görev zararının "imaj ve prestij"ini mi düşürür? Başlığı hatırlıyorsunuzdur: "Türkler çıldırdı!"
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |