|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hay Allah, ne kadar da safım. TRT genel müdürü Yücel Yener ile ilgili sağda solda çıkan övgü yazılarını görünce, "Herhalde ben iyi bir televizyon izleyicisi değilim de ondan" diye geçiriyordum içimden. Televizyon izlemeyince TRT'deki 'övgüye lâyık' gelişmeler kaçar tabii... Meğer durum hiç de benim sandığım gibi değilmiş; meğer, TRT genel müdürünün görev süresi yakında sona ereceği için, 'medyadaki dostları' harekete geçmişler... Bu konuda gözümü açan, şu sırada işsiz bir arkadaşımın uyarısı oldu. "Yücel Bey'e rica et de beni TRT'de işe başlatsın" dediğinde önce şaka yapıyor sandım; Ahmet Erçakır'ın 'Koltuk sevdası' adıyla çıkan kitabından bir bölümü okumaya başlayınca, utancımdan gözlerimi önüme indirme ihtiyacı duydum. Utancım, yalnızca, bazılarımızın iltimasa, torpile ne kadar açık olduğunu öğrenmemden değildi; yakın bir dostun işsizlik sorununun bir telefonla çözülecek kadar kolay olduğunu öğrenip "Hayır" demek de utandırıyor insanı... Ahmet Erçalık isim isim aktarıyor, Yücel Yener döneminde kimin hangi yazarın telkiniyle işe alındığını... Artık çok satmayan bir gazetenin popüler yazarı, TRT programlarında kalite düşüklüğünü kalemine dolar... TRT'nin neyi yapıp neyi yapamayacağını örnekler vererek anlatır. Yazısını şöyle bitirir: "TRT yöneticilerinin, rahat, korkusuz ve işlevsel çalışmaları, ancak TRT'nin yayın ilke ve hedeflerinin hiçbir yoruma meydan veremeyecek şekilde belirlenmesi, beklentilerin reytingde değil kalitede olacağının altının kesin çizilmesi ile mümkündür." "Yazarın değerlendirmeleri yerindeydi" diyor Erçalık ve ekliyor: "Yücel Yener de hemen harekete geçip kendisinden TRT'ye program danışmanlığı yapmasını rica etti. O da Yücel Bey'i kırmadı tabii." (s. 98). Gazete yayın yönetmenleri, Ankara temsilcileri ve yazarların telkin ve iltimasıyla muhabir, programcı, teknik eleman olarak TRT'de işe başlayanların, ya da durduk yere önemli koltuklara oturanların listesi sayfalar boyu uzayıp gidiyor. Yener döneminde yapılan binlerce atamanın hangi torpille yapıldığını neredeyse tek tek tespit etmiş Ahmet Erçalık... Şimdilerde eskisi kadar çok satmayan bir başka gazetenin önemli bir yazarının eşinin kadroya alınma sırası gelmiş. Bir bakmışlar ki, kadroya alınacak hanımın diploması yetersiz... Durumu yazara ilettiklerinde anlayış görmüşler; ancak, kitaba göre, aynı yazar, üç aile dostunun TRT'de göreve başlamalarını sağlamış. Üçü de Ankara televizyonuna yayın ve yapım elemanı olarak işe alınmışlar, biri sonradan spiker de olmuş... Kitaptan, Yücel Yener'in gazete ayırımı yapmadan, kendisinden bir şey istendiğinde hemen yerine getirdiğini öğreniyoruz. Bazılarına da, ağızlarına çalınan bir parmak bal olarak, program yaptırmaktaymış Yücel Bey... Birbiri ardına sıralanan isimleri okurken (s. 96) genel müdürün cömertliği karşısında şaşırıyor insan... Bir meslektaş için şunlar yazılı kitapta: "Gazetesindeki köşesinde TRT ile ilgili ağır bir yazı yazdıktan sonra Yücel Yener'in aklına hemen ona bir program yaptırmak düştü..." İyi mi? TRT ekranlarını gazetecilere peşkeş çekme fikri TRT genel müdürünün aklına, 1998 baharında, bir manşet haberin etkisini görünce gelmiş... Haberde, genel müdürün cömertliği yüzünden kifayetsiz kalan TRT gelirlerini artırmak için düşünülen elektrik faturalarından alınan yüzde 3,5'luk payın iki misline çıkartılmak istenmesi eleştiriliyormuş... Gazete TRT'deki şişik kadrolara da değinmiş ertesi gün... Haberler yüzünden, pay artırımı Meclis gündeminde son sıralara düşmüş... Yücel Bey de, "Gazetelere ve gazetecilere karşı daha dikkatli olmalı, gönüllerini almalıyım" diye düşünmeye başlamış... İşsiz arkadaşımın kızdığı kadar var; Ankara'da gazetecilik yapan birinin açacağı telefonla kartivizitine "TRT mensubu" yazdırabileceği anlaşılıyor... Göreve geldiğinde altıbine ulaşmış kadroyu azaltacağı sözü vermiş olan Yücel Yener, devrin kudretlilerine, iktidar veya yarın iktidar olabilecek olan partilerin mensuplarına, gazetecilere kulak verip işlerini görmeye başlayınca, kurumun çalışan sayısı son dört yılda bir kaç bin daha artıvermiş... İşlerini gördüren, yakınlarını tayin/terfi ettiren veya kendilerine program yaptırılan gazeteciler de bedel ödemekten geri durmamışlar doğal olarak... Ahmet Erçakır, kitabında, bu alış-verişin ilginç örneklerini sıralıyor... Ona lüzum yok, ABD'de yakalanmasından sadece bir hafta önce, "Cavit Çağlar'a haksızlık ediliyor" diye yazarak vefasını ispatlamış bir meslektaş, kendisine TRT'de program yaptırmaya başlayan Yücel Yener için, dün (evet dün) şunu yazıyordu: "Dün sabah TRT-1'de Pazar Panoroması'nda da söyledim, 'Bizi ancak böyle bölebilirler' dedim. Lâf aramızda, TRT çok güzel programlar yapıyor. Yücel Yener döneminde haberlerde ve programlarda müthiş atılımlar oldu. Türkiye gençlik birliği vakfı büyük ödülünü de TRT adına Yener aldı." Yücel Yener'in görev süresi temmuz ayı sonunda bitiyor... İlk gelişinde önemli bir rol oynamış liseden sınıf arkadaşı Özkasnak Paşa emekli oldu; ancak, her yerde, telkinlerini dikkatle dinleyip gereğini yerine getirdiği güçlü dostları, ekran fırsatı verdiği propagandacıları var. Yeri bu defa da garanti gibi... Yücel Bey açısından merak edilecek bir durum yok...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |