|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DYP'de 68 il başkanı, "genel başkan adayı" olarak İlhan Kesici'yi destekleme kararı almış. Benim adayım da Kesici... Bir zamanlar ANAP genel başkanlığı için de adı geçiyordu ama, artık bu şansı DYP'de, yani asıl yuvasında yakaladı. Zaten iğreti duruyordu ANAP'ta, olmuyordu, yürümüyordu, "83 ruhu"nun püriten yetiştirmeleriyle imtizaç edemiyordu; yeniden "demokrat" saflara intisap etmesi iyi oldu... DYP Genel Başkanlığı için yarışan iki aday daha var: Aydın Menderes. Mehmet Ağar. Menderes, "küçük olsun benim olsun zihniyeti partiyi bu hale getirdiği için" aday olmaya karar vermiş, ama geç kaldı. Bu "fırsat" daha önce iki kez ayağına gelmişti. İkisinde de anlaşılmaz bir ruh haletine büründü. Duygusal tepkiler verdi. Bu görev duygusallık kaldırmıyordu oysa. Mehmet Ağar, bir "genel başkanlık talebi olmadığını", sadece parti tabanının isteği üzerine aday olduğunu söylüyor ama, ortada bir "taban iradesi" görünmüyor. Evet, hukuki anlamda bir problemi yok, kendi ifadesiyle "hazine arazisini peşkeş çektirmedi, devletin kaynaklarını çarçur ettirmedi, ihaleye fesat karıştırmadı, kamu bankalarını soydurup hortumlatmadı" ama, yine de "olabilir" isimlerden biri gibi görünmüyor Mehmet Ağar... Neden mi İlhan Kesici? Bir defa düzgün bir adam. Sıcak. Sempatik. Daha da önemlisi, yerli... Genç kuşak arasında temayüz etmiş üç-beş önemli isimden biri. Daha çok "ekonomi"yle ilgili gibi görünüyor ama, dünyayı ve küresel siyaseti de yakından izliyor. Çok kullanılan deyimle, "vizyon sahibi." Türk siyaseti, "başarısız politikacıyı taltif etme" üzerine kurulu olduğu için, vaktinde temayüz edemedi. Çünkü Türkiye, liyakatı cezalandırıyor. Sadece bir "teknokrat" ve "politikacı" değil; aynı zamanda ülkesi ve tarihiyle barışık bir "gönül adamı" portresi de çiziyor Kesici. Kolay rastlanır özellikler midir bunlar? İki yıl önce, bir televizyon programında izlemiştim. Konu "Avrupa Birliği"ydi ve ilginç şeyler anlatmıştı Kesici. AB'yle ilişkilerimizin, mevcut yapısı içinde bir "fantezi"den öte gitmediğini ve Avrupa hedefinin (Ankara'nın da engelleyici katkılarıyla) bir illüzyona dönüştüğünü, Türkiye Gümrük Birliği konusundaki yükümlülükleri "harfiyyen" yerine getirdiği halde, Avrupa'nın üzerine düşeni yapmadığını ve Türkiye'ye karşı yükümlülüklerinde özellikle atıl davrandığını filan... Üstelik "Şubat krizi"ni de haber vermişti. Hiçbir ekonomi yıllık yüzde 1 ihracat, yüzde 35 ithalat artışına dayanamazdı ve sonunda göçerdi. Öyle de oldu... İlhan Kesici "resmen" adaylığını açıklamadı. Bekliyor. Niçin beklediğini bilmiyorum. Çünkü sadece il başkanları değil, temayül yoklamasından çıkan sonuç da "Kesici" diyor... "Bir bilen"in de (Süleyman Demirel'in) bu isme sıcak baktığını/bakacağını sanıyorum. Çünkü bu isim, DYP'ye yakışıyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |