|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
AB Dış Politika Temsilcisi Javier Solana, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ndeki yerini ayırttığını belirtirken Fransız Dışişleri Bakanı Villepin, "İnancımız, Türkiye'nin yerinin Avrupa olduğu yönündedir" dedi.
Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi, AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana'nın Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin bir yorumunu yayımladı. Avrupa'da Türkiye hakkında yoğun tartışmalar yapıldığına işaret eden Solana, "Bunun nedeni belli: Ankara'daki siyasi tablonun değişmesi ve bununla ilgili beklentiler. BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın önerisi ile Kıbrıs'ın çözümüyle ilgili tarihi bir fırsatın doğmuş olması ve Kopenhag'da yapılacak zirvede AB Konseyi'nin AB'nin genişleme sürecinde atılacak bir sonraki adımla ilgili kararlar" diye yazdı. Her şey Türkiye'nin elinde
Solana, "Türkiye, Avrupa'daki rezervasyonunu yapmış bulunmaktadır. AB Konseyi, 1999 yılında Türkiye'yi tam üyeliğe götürecek adaylık statüsünü vermiştir. İlerleme kaydetmek ve Kopenhag'da belirlenen kriterleri yerine getirmek yeterli midir? Bu önemli reformlar, AB Konseyi'nin gelecek toplantısından önce Meclis'te onaylanıp yürürlüğe girebilecek midir? Bunlar 12 Aralık tarihinde yapılacak AB zirvesinde görüşülecek. O tarihe kadar bir şeyler yapıp yapmamak Türkiye'nin kendi elinde" dedi. Türkiye'nin yeri Avrupa Fransa Dışişleri Bakanı Dominique de Villepin, Türkiye'nin yerinin Avrupa olduğunu söyledi. Villepin, AB'yle üyelik müzakereleri başlamadan önce, Türkiye'yi icraatına göre değerlendireceklerini söyledi. "Türkiye'de, Müslüman kültürü ile demokrasi ve modernizm arasında bir yolun mümkün olduğunu gösterme konusunda önemli çalışmalar yapıldığını" belirten Fransız Bakan, "Bu, dünya dengeleri açısından önemlidir. Bizim inancımız, Türkiye'nin yerinin Avrupa olduğu yönündedir" dedi. ABD DESTEĞİ TERS TEPER Almanya'nın günlük siyasi gazetelerinden Frankfurter Rundschau, Türkiye'nin AB üyeliğini konu alan yorumunda, AB'nin gelişmesinde ABD'nin etkisini sorguladı. Gazetenin "Sömürgecilik göstergesi" başlıklı yorumunda, ABD'nin Avrupa için ne denli önemli olduğunun yadsınamayacağı vurgulandıktan sonra, şu ifadelere yer verildi: "Washington'un, gerçek dostluğa saygı göstermeksizin, Türkiye'yi mümkün olduğunca kısa sürede kendi safına dahil etmesi için AB'ye baskı yapma tarzı, ilişkilerde kalitenin tehlikeli bir şekilde değiştiğini gösteriyor. ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in Avrupalılar'a kaba bir şekilde, Türkiye'nin birliğe alınmamasının 'düşünülemez' olduğunu söylemesi açıkça sömürgecilik göstergesidir." "AB bu yakışıksız talebi geri çevirmeli"
Yorumda, "AB'nin, pes ederse, sadece kendi evinde söz sahibi olmadığını kanıtlamakla kalmayacağı, aynı zamanda Bush yönetiminin arzu ettiği 'önce ABD gelir, ardından kimse' şeklindeki uluslararası hiyerarşi düzenini de kabullenmiş olacağı' kaydedildi. Yorumda şunlar kaydedildi: "ABD'nin isteklerinin arkasında, AB'ye karşı derin bir küçümseme yatıyor. AB gevşek bir kulüp değildir. Siyasi entegrasyonun tarihi projesi olarak hayata geçirilen AB'yi, kısa vadeli stratejik çıkarlarına alet etmek isteyenler, onu mahvederler. Ancak bu, sakince düşünse bile Washington'un pek umurunda olmayacaktır. Bu yüzden AB'nin, bu yakışıksız talebi geri çevirmesi gerekir."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |