|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
"Kriterleri yerine getirmediği halde 11 ülkeye tarih verildi. Letonya 1 milyon 'vatansız Rus'a, Romanya 6 milyon Çingene'nin sorunlarına rağmen alınıyor. Bu çifte standarttır."
AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, AB'nin "Türkiye'ye hala bir müzakere tarihi vermeyişinin çifte standardın ta kendisi" olduğunu belirterek, "Türk halkının hayal kırıklığına uğraması halinde, AB'nin bunun sonuçlarına katlanması gerekeceğini" söyledi. Erdoğan, "AB, Türkiye'yi üyeliğe kabul etse de etmese de, müzakere tarihi verse de vermese de, Kopenhag kriterlerini insanımızın yaşam standardını yükseltmek için yapacağız, AB bizi alsın diye değil" dedi. Erdoğan ve Rasmussen, görüşmelerinin ardından basına açıklamalarda bulundular. AB üyelik sürecinde Türkiye'de son 18 ayda yapılan çalışmalarla, Lüksemburg ve Helsinki zirvesi öncesinde hiçbir ülkenin atmadığı adımları attığını hatırlatan Erdoğan, Kopenhag kriterlerinin tamamını yerine getiremediği halde Lüksemburg ve Helsinki zirvelerinde 6'şar ülkenin müzakere tarihi aldığına da işaret etti. Erdoğan, "Şu anda tek Türkiye kaldı. Türkiye'ye halâ bir müzakere tarihi verilmeyişi çifte standardın ta kendisidir. 'Kopenhag kriterleri yerine geldiği zaman Türkiye müzakere tarihi alacaktır' yaklaşımı samimi değildir. Çünkü Türkiye bu konuda adımlarını atmıştır; iktidarı da muhalefeti de kararlıdır" dedi. Letonya ve Çingeneler Letonya'da "vatansız" muamelesi gören 1 milyon Rus bulunduğunu, ancak bu ülkenin çok kısa sürede üyeliğe kabul edileceğini, Romanya'da da 6 milyon Çingenenin Kopenhag kriterleri çerçevesinde çok ciddi sorunlar yaşadıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu gerçekler ortada iken Türkiye'nin uygulamadaki eksiklerini sürekli önümüze getirmek suretiyle müzakere tarihi verilmemesini anlamak mümkün değildir. Çünkü müzakere tarihini almak bir bitiş değildir. Türkiye Kopenhag'da müzakere tarihi alsın mı almasın mı tartışmasını süratle olumlu yönde geliştirmek AB'nin bu sınavı geçmesi olacaktır." Kendi ülkemiz için yapacağız Sözlerine, "AB Türkiye'yi üyeliğe kabul etse de etmese de müzakere tarihi verse de vermese de biz Kopenhag kriterlerini insanımızın yaşam standardını yükseltmek için yapacağız; AB bizi alsın diye değil" diye devam eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz bir medeniyetler buluşmasının AB'da adres bulmasını istiyoruz. Bütün gayretimiz bunun içindir. Türkiye, İslam kültürü ile demokrasinin buluşmasını göstermede bir model olacaktır. AB, kendisi için bir gençlik aşısı olacak olan Türkiye'yi 12 Aralık'ta bir kenara koymamalıdır. AB, iktidarı ve muhalefetiyle, parlamento dışı partilerin ve sivil toplum örgütlerinin büyük çoğunluğu ile bu işe evet diyen bir halkın bu olumlu duygusal zeminini AB 12 Aralık'ta zedelemesin. Eğer bu duygusal zemin zedelenirse kusura bakmayın AB bundan sonrasının neticesine katlanmalıdır ve bu netice de, barış dünyası için, ekonomideki gelişmeler için hiç hayırlı olmaz. Barışta küreselleşmeyi gerçekleştirmemiz lazım. Adalette kürselleşmeyi gerçekleştirmemiz lazım." Yol haritamızı yeniden çizeriz Erdoğan, bir gazetecinin, "Türkiye AB'den beklediğini alamazsa ne olacağı" yönündeki sorusu üzerine de, "O günkü durum netleşsin, ondan sonra iktidar, kurum ve kuruluşlarla biraraya gelmek suretiyle değerlendirmesini yapacak ve bu değerlendirmeden sonra biz de yol haritamızı yeniden belirleyip ona göre yürüyüşümüzü devam ettireceğiz" dedi. Erdoğan, uçakta yaptığı açıklamada da, "Türkiye büyük bir ülke. Bizi AB doyurmayacak. Bunu biz halledeceğiz. Hedefimiz 5 yıl içinde kişi başına milli geliri 5 bin dolara çıkarmaktır. Bunu başaralım yeter" demişti. Rasmussen'in uygulama ısrarı AB Dönem Başkanı Danimarka'nın Başbakanı Anders Fogh Rasmussen de, Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini "kağıt üzerinde değil, gerçek hayatta" yerine getirirse müzakere tarihi alabileceğini söyledi. Erdoğan'ın, Türkiye'nin taahhütlerini içeren mektubu kendisine sunduğunu, "Türk hükümetinin kararlılığını gördüklerini" belirten Rasmussen, "Hiçbir çifte standart yoktur. Kriterler kağıt üzerinde değil, gerçek hayatta yerine getirilmelidir. Türkiye bunları tamamlarsa bir tarih verilecektir" dedi. Rasmussen, bir gazetecinin, "Yazılı taahhüde rağmen Türkiye'nin tarih alması için yeterli olmadığını mı düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine de, "Uygulamayı görmemiz lazım" demekle yetindi. Rasmussen, "Uygulamada ikna olmanıza ilişkin süre nedir?" sorusuna ise şu cevabı verdi: "AB içindeki prosedür çok açık. AB Komisyonu, aday ülkeler konusunda bir ilerleme raporu yayınlayacaktır. Bu da ekim ayında oluyor. Bugün sorunuza tam olarak cevap veremeyeceğim. Yani bu kadar ay sürer, şu kadar yıl sürer, şu kadar süre gerekir diyemeyeceğim. Uygulamadaki ilerlemeye bağlı." Bu şeref Rasmussen'in olsun
Erdoğan, "Bu çifte standardı hangi sebeplere dayandırıyorsunuz?" şeklinde soruya cevap verirken de, AB üyelerinden "Türkiye'nin büyüklüğü, Türkiye'nin nüfusunun çokluğu, Türkiye'nin Müslüman olması" gibi sesler duyduğunu ifade etti. Erdoğan, "Avrupa'da 'halkı Müslüman olan bir ülke giremez' diyecek kadar kesin davranan, marjinal gruplar, tipler var. Biz AB'yi bir dini
kulüp olarak görmek istemiyoruz. AB, medeniyetler çatışmasının değil, medeniyetler buluşmasının, uzlaşmasının adresi olmalıdır. Onun için Türkiye'ye verilecek olan bir müzakere tarihi 'işte medeniyetler uzlaşması başlamıştır, medeniyetler buluşması başlamıştır' bunun tarihi olacaktır. Bu şeref de Sayın Başkan'a, Sayın Başbakan'a nasip olur diyorum."
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Dizi | Röportaj | Karikatür |
|
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |