BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, seçim sonuçlarını yorumlarken özeleştiri yaptı ve "BBP'nin seçimden başarısız çıktığını" söyledi. Ülkücülerin birleşmesi konusunu yeniten gündeme getiren Yazıcıoğlu, "Kimse dağınıklıktan hoşnut değil. Zaten birliği çok istediğimiz için partinin adını da Büyük Birlik koyduk" dedi.

BBP lideri Yazıcıoğlu, gündemdeki konuları şöyle değerlendirdi:

Neden düşük oy aldık?

"Seçmen 'AK Parti mi, CHP mi' seçeneği ile karşı karşıya kaldı. BBP'nin aldığı oy, aldığı sempatiyle orantılı değil. Netice olarak başarılı olamadık. Bunun iç ve dış sebepleri var. İktidar alternatifi bir hava oluşturamadık. Barajı geçme noktasındaki tereddütleri gideremedik. Bize oy vermek isteyenler baraj kaygısıyla ve CHP iktidarına mani olmak için AK Parti'ye yöneldi. İç sebeplerine gelince; seçim kampanyasına daha erken başlamamız gerekiyordu, maddi imkansızlık nedeniyle bunu yapamadık."

Ben de çekilmeyi düşündüm

"Ben de çekilmeyi düşündüm. Seçimin sonuçları milletin bize göstermiş olduğu ilgi ve teveccühle orantılı değil. BBP, millet vicdanının istediği doğrultuda siyaset yapmıştır ama millet de seçimlerde oy vermemiştir. BBP bir misyon hareketidir. BBP seçimlerde aldığı sonuçlara göre değerlendirecek bir parti değildir."

Bahçeli çekilmeyecek

"Sayın Mesut Yılmaz'ın hareketi doğal ve yapılması gereken bir harekettir. Yüzde 40'lardan bir partiyi alıp yüzde 5'lere indirdi. Sayın Çiller yüzde 28'den aldığı partiyi barajın altına indirdi. Sayın Bahçeli yüzde 8'lerden aldığı partiyi yüzde 18'e çıkardı ve iktidar yaptı. Ancak Cumhuriyet tarihinin en kötü iktidarının bir parçası oldu. Sonra partiyi aldığı yere geri getirdi. Bir yıl sonra yapılacak kongre için aday olmayacağını söyledi. Ben bıraktığını düşünmüyorum."

Büyük Birlik adının nedeni

"Ülkücüler tek partide toplanması yıllardır gündemde. Kimse dağınıklıktan hoşnut değil. Zaten birliği çok istediğimiz için partinin adını da Büyük Birlik koyduk. Fikri yönüyle, organizasyonu ile, vizyonu ve vitrini ile geçmişin muhasebesini yaparak gelecekte daha alt ve üst yapısıyla sağlam hazırlanmış olan yapılanmalara şüphesiz ihtiyaç var. Bu nasıl yapılabilir, ne şekilde olabilir? Bunlar çok ciddi beyin fırtınasından sonra yapılmalıdır."

'Başörtüsü, devlete karşı dayatma değil'

"Türkiye'de başörtüsü devlete karşı bir dayatma, bir siyasi sembol değil, kültürümüzün normal bir parçasıdır. Başını örterek mutlu olan insanların bu mutluluğunu bozmadan da devlet işleri yürütülebilir, yürütülmelidir. Devletin görevi milletini mutlu etmektir. Tabii bir takım devlet görevlerinde özel kıyafetler vardır, bu kıyafetleri kabullenmeyenler bu meslek grubunda çalışmazlar. Ama onun dışında her yeri kamusal alan haline getirerek, bir Meclis başkanının eşinin değer yargılarından ve giyim tarzından ötürü dışlamak ve suçlamak çağdaş bir devlet anlayışına sığmaz. Kamusal alan diye bir yer belirleyip insanların orada inançlarını yaşamasına müsaade etmezseniz, demokrasiyi yeniden tanımlamanız da gerekir."

'AK Parti mutlaka başarılı olmalı'

"AK Parti çok büyük bir Meclis çoğunluğu ile tek başına iktidar olmuştur, başarılı olmak zorundadır. Acil Eylem Planı'nda yer alan öncelikler bizim de daha önce ifade ettiğimiz önceliklerdi. Bu bakımdan olumlu buluyorum. İşin doğal olanı partinin genel başkanın başbakan olmasıdır. Bu yasakların olmaması gerekir.

Sayın Erdoğan'ın Avrupa'ya yaptığı ziyaretler zamanlama açısından çok isabetli olmuştur. Kıbrıs'la ilgili bazı çelişkili ifadeler oldu. Annan Planı sanki çoğunlukla müsbet karşılandığı gibi bir hava oluştu. Sayın Kenan Evren'in "avcı hikayesi" gibi Kıbrıs müdahalesini anlattığı o talihsiz açıklamaları Türkiye'nin elini zayıflatmıştır. İki egemen devletin varlığını kabul etmeyen hiç bir planı kabul etmemiz mümkün değil."

HAMDİ ATEŞ / ANKARA

« Geri Dön